Yaklaşık bir ay önce yazdığım “Çay Kanunu: Şimdi değilse ne zaman?” başlıklı yazımda, Türk Çaycılığının önünde ciddi sorunların olduğunu, bu yıl sorunsuz bir kampanya dönemi yaşanması nedeniyle (yeni) Çay Kanununu çıkarmak için oldukça müsait bir ortamın bulunduğunu, o nedenle iktidarın bir an evvel hazırladığı taslağı TBMM gündemine sokarak kanunlaştırması gerektiğine vurgu yapmıştım.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı yaptığı açıklamada hazırladıkları 15 maddelik tasarıyı TBMM’ye sunup, kanunlaştıracaklarını belirtti ve tasarı hakkında kamuoyuna kısa bilgiler verdi. Tasarının ne olduğu tam olarak bilinmemesine rağmen muhalefetin ve bazı çevrelerinin şimdiden ortaya tepki koyması anlaşılır şey değil. Eleştirilere ilk konu edilen şey ise ‘Yaş Çay Fiyatı’nın tespit ve açıklanmasının Ulusal Çay Konseyine bırakılmış olması..
Maalesef, 2018 Yılında çıkartılan tarım kanunu kapsamında ‘Konsey’lere önemli görevler verilmiş olmasına rağmen bugüne kadar oluşturulan bu yeni yapının yeterince işlerliği olmadı. Oysa, eğer bu konuda yapılan değişikliklere uygun bir çalışma ortamı olabilseydi, tarım alanında çok daha iyi sonuçlar elde edilebilirdi.
ULUSAL ÇAY KONSEYİ
18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununun 11 inci maddesi hükmüne dayanılarak oluşturulan ‘Ulusal Çay Konseyi’ çay konusuyla ilgilenen ticari, sanayi ve meslek kuruluşları, araştırma kuruluşları ve devletin ilgili kurum ve birimlerini de kapsayan geniş bir üye yelpazesine sahip. Konseyin Yönetim Kurulu bunlardan seçildiği için geniş bir temsile dayanmakta. Tüzüğe göre yönetim, alt gruplardan ikişer temsilci, ÇAYKUR’dan iki temsilci ve ilgili bakanlıktan bir temsilci olmak üzere 9 kişiden oluşmakta. Kararlar bu 9 kişinin görüşlerine dayanmakta.
Ulusal Çay Konseyinin şu an ki Yönetim Kurulu Başkanlığını aynı zamanda Rize Ticaret Borsasının da başkanı olan OR-ÇAY’ın sahiplerinden Mehmet Erdoğan yapmakta. Üyeler arasında da Çaykur’dan iki kişi, Rize Ticaret Odası Başkanı,ÇAYSİAD Başkanı, Güneysu ve Pazar Ziraat Odası Başkanları, Okumuş Çay Temsilcisi ve Tarım ve Orman Bakanlığından bir temsilci bulunmakta..
Tüzükte Konseyin faaliyet alanları çok geniş tutulmuş olsa da bugüne kadar sektöre yönelik hiçbir ciddi faaliyetlerine tanık olmadık. Sektörde her türlü kirlilik, eksiklik, yanlışlık olmasına rağmen Konseyin bunlarla herhangi bir şekilde mücadelesini duymadık.
Ak Partinin kanunlaştırmak istediği yasaya göre Çay Fiyatını tespit edip, açıklamak Ulusal Çay Konseyine verilecekse öncelikle bu Konseyin üretici nezdinde güvenilir hale getirilmesi gerekir. Bunun için tarım alanında yapılan yeni değişikliklere göre eskimiş olan Ulusual Çay Konseyi tüzüğünün yeniden ele alınması ve Başkanlığın Bakanlık temsilciliğine veya ÇAYKUR’a verilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Zira , Başkanlığını özel çay işletmeleri temsilcilerinden birinin yapması halinde Ulusal Çay Konseyinin kararlarının özellerin çıkarına uygun şekilde alınacağı tartışması hiç dinmeyecektir. Yapısal olarak böyle bir sonuç ortaya çıkmasa da üreticilerin psikolojik olarak bu düşünceye sahip olması kaçınılmaz olacaktır. O nedenle iktidar halka bu yönde psikolojik bir güvence sunmalıdır. Ayrıca ÇAYKUR’un yönetimdeki temsili güçlendirilmeli, Konseyde ÇAYKUR adına görev yapan üyeler aynı zamanda ÇAYKUR Yönetim Kurulu Üyeleri arasından seçilmelidir.
Eğer, Ulusal Çay Konseyi üreticiyi de ikna eden sağlam bir yapıya dönüştürülürse Yaş Çay Fiyatını bu Konseyin belirlemesi yararlı olacaktır ve olması gereken de budur. Zira, Devlet/iktidar adına belirlenmiş olan fiyata karşı üreticiler çaresiz kalmakta, ortaya koydukları tepki iktidara tepki olarak algılandığı için sağlıklı tepkiler oluşmamaktadır. Oysa, bu yeni düzenlemeyle karar vericiler yerelden yani içimizden oluşacağı için bu kişiler oldukça dikkatli davranmak, üreticiye sahip çıkmak zorundadırlar. Aksi halde bunlar halk tarafından her an eleştiriye tabi tutulacaklardır.
TABAN FİYAT: Ulusal Çay Konseyinin fiyat açıklayacak olmasına tepki gösterme nedenlerinden biri olan “Taban Fiyat” konusuna gelince; Zaten, Çayda herhangi bir taban fiyat yoktur. Devlet, ÇAYKUR’un alım fiyatını belirlemektedir. Özel sektör üreticiye istediği fiyatı teklif etmekte serbesttir. Üreticinin en çok şikayetçi olduğu konulardan olan “devletin açıkladığı fiyatın sektörün tümü için taban fiyat olması” konusu iktisadın kurallarına ve piyasa koşullarına uygun bir talep olmayacağı için iktidarın bu konuda tasarıya bağlayıcı bir hüküm koyacağını düşünmüyorum.
Yaş çay alım fiyatını piyasa şartları belirlemelidir. Eğer piyasadaki arz ve talep dengeli yol alırsa yaş çayın fiyatının bu yıl olduğu gibi daha da yükselmesi söz konusudur. O nedenle yapılacak şey piyasa düzenlemesidir.
Bu konuda neler yapılabilir? Sorusuna gelince; Yaş çay alımı ve kuru çay üretimi tüketime göre dengelenmelidir. Piyasaya çay sunumu aylık tüketim gözetilerek yapılmalı, her işletme kendi şartlarını dikkate alarak piyasaya dilediği fiyata, dilediği kadar çay sunamamalıdır.
İŞLETMELERE GELİNCE; Çıkarılacak kanunda işletmelerin durumu da net olarak ölçülendirilmelidir. Fabrikaların üretime uygunluğu, çevresel etkileri, üretim safhaları gibi konular standartlarla belirlenmeli, her önüne çıkan dilediği şekilde atölye kurup, dilediği şekilde üretim yaparak, ürettiği çayı piyasaya sürememelidir. Kalitenin elde edilmesi bahçeden fabrikaya, fabrikadan piyasaya sunumuna kadar ki süreçlere bağlıdır. İşletmeler kanunla disiplin altına alınmadan kaliteli çay üretmek ve piyasaya kaliteli çay sunumunu sağlamak mümkün değildir.
YAŞ YAŞ ÜRETİMİNİN YAPILDIĞI HER İLDE BORSA OLUŞTURMAK; Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın açıkladığına göre Rize’nin yanı sıra Giresun, Trabzon ve Artvin gibi illerde çay borsası kurulacak ve bu bölgelerde üretilen çaylar bu borsalar aracılığıyla satışa sunulacak. Oysa, zaten sınırlı bir alanda yapılan üretimin ayrı ayrı bölgelerdeki borsalar üzerinden piyasaya sunulmasının bir mantığı yok. Bu kadar elemanı bu bölgelerde istihdam etmek gereksiz bir uğraş. Çay İhtisas gümrüğünün bulunduğu, çayın merkezi Rize’nin dışında Çay Borsasına ihtiyaç yoktur. Bu durum hem gereksizdir hem de bölgesel ürün kalitesi tartışmalarını gündeme getirecektir. Borsa da çayların numunelerinin değerlendirilmesi ve beyan dışı stoklara ağır ceza getirilmesi halinde istenilen amaca ulaşmak mümkündür.
Kamuoyuna sunulan bilgiler çerçevesinde şu an değinebileceğim konular bunlar. Tasarı TBMM Başkanlığına sunulup, gündeme geldiğinde daha detaylı görüşlerin ortaya çıkacağı muhakkak.
Umarım yıllardır beklenen (yeni) Çay Kanunu sektörün tüm paydaşlarını güldürür, çayımızın geleceğini de güvence altına alır…
YORUMLAR