Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fakir Yilmaz

Tanıtılamayan bir kentin sahipsiz güzellikleri…

Doğalgaz çevrim santralı komşusu Hanak’ın % 38 inin, kendisini (İkizdere/Nunus) bir köy hariç tümü Alevi kültürü ile yoğrulan Damal’ın tüneli hala açılmayan Ulgar Dağının ardında kalan Posof gibi doğalgaz beklediği şu günlerde köy, yayla yolları gibi bozuk şehir içi yollarına kan döküldüğü haberini alıyoruz.
Bir kişinin öldüğü bir kişinin de ağır yaralı hastanelik olduğu Damal’daki olay bizi olduğu gibi herkesi üzerken, aynı ilçede bu hafta sonu yapılacak olan ve ne alakaysa müzik dinletili olacağı da söylenen Şap etkinliğinin de iptal edilip, edilmeyeceği de merak konusu oldu.
Bilmem ama bu kentin yani Atatürk’ün silüetinin bile küsüp, gelmediği kaldırım taşlarını bir türlü dizemeyen ve yaklaşan seçimde yeniden aday gösterilmesi halinde CHP’nin kaybedeceği söylenen belediyesinin içi boş ve hiçbir yerel ve de ulusal basında yer almayan ‘kendin, çal, kendin oyna ama ne kadar para harcadın sorusuna hesap ya da cevap verilmeyen etkinliği gibi diğer onca etkinliğine bakmak isterim.
Köprü altları ve köylere kadar düşen bu sözde etkinliklerin aslında fatura edilmesi gereken paracıkları resmîleştirmek olduğu da iddia edilirken bunlar gibi Ardahan ve Çıldır Belediyesinin de önümüzdeki günler içinde düzenleyecekleri Bal ve Göl festivalleri öncesi nerede ne kadar fatura alınacağının hesabı içinde olduklarını da öğreniyoruz.
Neyse bunları şu iki etkinlik bittikten sonra ‘Festivallere, şenliklere Harcadığınız Paraların Hesabını Verin’ manşetleriyle sonra soralım diyerek asıl konumuza, bir türlü tanıtılamayan, anlatılamayan ve yıllar sonrada olsa bir müdürün atandığı Kültür, Turizm Müdürlüğünün Kinzo ve Şeytan kalesine olduğu gibi Kurtkale kalesine niye yol yapmadığını, bu ve bunlara benzer alanlara giden tabelalar dikmediği yetmezmiş gibi Ardahan için değil de Düzce Akçaova için düzenlenen ‘”Akçakoca Senin Gözünden Daha Bir Güzel” adlı fotoğraf yarışmasının yapıldığını duyurur biz zavallı Akçaova neresi diye soran gazetecilere..
Evet, SERKA tarafından plan, projesi ve parası olmasına rağmen 7. aya girdiğimiz şu günlerde yıllardır halen yolu yapılmayan Çıldır Şeytan Kalesi gibi, nice doğal güzelliklerimizin olduğunu ve bunların yapılan onca içi boş etkinliğe karşın benim başında olduğum sırada ‘GüçlüBir Ardahan Lobisi’ diye diye Ardahan tarihinde ilk kez hem de bir değil, 3 Ardahanlı belediye başkanının seçildiği dönemin ARDAFED yöneticileri tarafından ülkenin en büyük metropolü İstanbul’da düzenlenen 1. Ardahan Tanıtım Günleri ve sonrasındaki Bal Festivalleri kadar yerelde olduğu gibi ulusalda tanıtılamadığını hiç düşündünüz mü?.
Başta dünyanın her geçen gün ısındığı bir zamanda serin yaylaları, Karadenizli arıcıların balını yediği bin bir çiçeğimiz, cinayete rağmen müzikli bir panel düzenleneceği söylenen Damal’a yansıyan Atatürk silüeti, Amerika’daki bir derginin ve zamanın valisinin Davos dediği ve sit alanı olmasına rağmen o güzelim çamları kesilerek, birinin de Beşikkaya’da yapılacağı gittikçe netleşen HES’lerle derelerinin suyu kurutulan Posof’un olağanüstü doğası, sınır kapılı Çıldır’ın Türkiye ve Gürcistan sınırını belirleyen Aktaş gölü, Göle’deki onca kale ve türbeler, yetmedi o, insana üzerinde uzanma isteği getiren güzelim çiçeklerle donanmış ovası, suyu çalınıp, Karadeniz’e akıtılmak istenen Kurası, kent kanalizasyonu ve çöplerinin içine atıldığı için artık adını aldığı balıkların yaşamadığı Alabalık deresi, Bülbilan yaylası, Hoçvan yaylasıyla Ardahan’ın güzelliklerini saymakla bitirebilir misiniz?..
Bilmiyorum ama irili ufaklı onca gölleri olan Posof’un, Ardahan’ın en büyük dağının sınırları içinde bulunan Hoçvan Kısır’ın, Göle’nin, Hanak’ın, Damal’ın doğasında şırıl şırıl boşa akan billur gibi sularını, Aktaş gölüne konan kuşlarını, yangında yanmayan sarıçamlarını, insan için olmazsa olmaz yeşilim çayırlarla beslenen hayvanlarını, güler yüzlü, İstanbul dilli insanlarının güzelliklerini saymakla bitirebilir miyiz?
Damal Bebeği, Çıldır balığı, Posof Hıngalı, Göle’nin Çağı, Hanak’ın Gagalası..
Evet sayın sayabildiğiniz kadar, ne kadar güzellik ararsanız var olan Ardahan’da bunları ne kadar tanıtıyor, bunlara ne kadar sahip çıkıyoruz bilemiyorum.
İşte size yıllardır yararlanılamayan, hatta yüzülemeyen Çıldır gölü ..
Etrafına TOKİ tarafından yeni konutlar yapılması beklenen, ama bir evin bile olmadığı Çıldır gölünü, Ağca kala adasını bilir misiniz?.. Gölelinin Çıldır’ı, Hanaklının Posof’u, Damallının Göle’yi, Hoçvanlının hiç birisini bilmediği, görmediği o güzelliklere nasıl olur da sahip çıkar, hem kendimiz tanır görür, hem de tüm dünyaya tanıtırız?
İçi boş festival, şenlik, şölen düzenleyip, bal olmayan, hayvanlarının Şap’la kırıldığı ama diğerleri gibi hesabı verilmeyen Ardahan Bal Festivali ile mi yoksa balığı olmayan ama tavuklar kızartarak kutlanan Göl festivali ile mi?
Belki de Goreveng ile Bülbilan çayı ile, ya da Hoçvan’ın kaymağı ile..
Bilemiyorum ama bildiğim bir gerçek, biz bizim olan onca güzelliği sanırım ne kendimize ne de dünyaya tanıtamıyoruz, şu 15 Temmuz Darbe Girişimi olayında denildiği, ileri sürülen onca iddia gibi ‘bu işte bir eksiklik var’ diyerek..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER