‘Esenyurt çok zengin bir yer. Mesela sadece iyi yönetimle ilgili. Belediye iyi yönetilirse sorun yok. Şimdi bana “sen bu borcu 3 ayda nasıl ödersin” diyenler olacak. 3 şey var. Birincisi imar sorununu çözmelisiniz. İkincisi dünya kadar ruhsatsız işletme var bunların ruhsatı olmalı. Üçüncü de belediyeye ait bir sürü atıl işletme var. Bunları da sağlıklı yönetirseniz her şeyi düzeltirsiniz. Kemal Deniz Bozkurt, sürekli borcu gündemde tutarak ayakta kalıyormuş gibi geliyor bana. 3 yıldır borç muhabbeti yapmak vizyoner bir lidere yakışmaz. Ben belediye başkanı olsam bunları gündeme getirmem, konuşmam bile. Dolayısıyla Esenyurt’un borçla, hacizle anılmasını doğru bulmuyorum. Lütfen bunları gündeme getirmeyin. Hizmetleri konuşalım, doğru olacak şeyleri konuşalım. Yaptığınız yapacağınız şeyler varsa bize bilgi verin. Bize bunları gösterin, anlatın. Gelin buluşalım deyin gelelim. Bunların hiçbiri yok” ifadelerini kullanırken bende Veysel Karatay’ın ne demek istediğini düşünmenizi ve hep ‘Borç var’ deyip, var olan paraları da besledikleri basına aktarıp, çevrenizdeki aslında dürüstlük ayakları ile şov yapıp, beceriksizliklerini saklamak isteyenlerin kim olduklarına bakmanızı rica ediyorum.
Kendisi gibi Ardahanlı olan Esenyurt Belediye Başkanının da aralarında olduğu yerel yöneticilerinin başarısızlıklarını örtmek, kapatmak ‘durun hele borç var, pandemi var, yan odada müfettiş var’ diyerek 3 yılı boşa geçirdiklerini ima eden bir açıklama yapmış.
Altına kalın çizgi ile bir kez daha imza attığım bu açıklamaya baktığımızda Karatay’ın ne demek istediğini bir kez daha anlıyoruz.
Çünkü bu ülkede söylenmesi gerekenleri yiğitçe söylemiş aynı zaman da benim de hemşerim olan Veysel Karatay…
Evet, Gelecek Partisi Esenyurt İlçe Başkanı Veysel Karatay, ilçe gündemine ilişkin konuşurken kendisi gibi hemşerim olan CHP’li İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un sürekli belediyenin borçlu olmasından şikâyet etmesinin anlamsız olduğunu belirtmiş.
Haklı olan ve her kesin çeper dibinde dediği ama ‘Bana ne, ben niye kötü olayım’ kurnazlığıyla bu başkanların onca sözleri ve yapması gerekenleri açıkta söyleme cesaretinde bulunamadığı CHP’li belediyelerin “Sürekli ‘borcumuz var, haciz var’ deyip dururlarken Karatay’ın dediğini aslında herkesin söylemek isteyip söyleyemediğidir, bugün yaşananlar ve adeta boşa geçen yıllar…
Aynı Karatay, ‘Bana versinler yetkiyi, Esenyurt’un borcunu 3 ayda sıfırlarım” diyor.
İlçede çok sayıda işletme olduğunu da belirten aynı Karatay, bu işletmelerin kimlere tahsis edildiği konusunda Esenyurt Belediyesi’nden cevap alamadıklarını ve Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’a, “Dürüst siyaset imajınız nerede?” diye sormayı da ihmal etmiyor.
Karatay, “Bir de işletmelerin tahsisi konusu var. Bu işletmeler Esenyurt halkına ait. Ama buralar açıldığı günden bugüne kadar kimlere tahsis edildi, gerçek fiyat üzerinden mi verildi bilmiyoruz. Bunun hesabı sorulmalı. Ben bunu sordum. Bunu herkes sormalı. Her şeyin şeffaf olması lazım. Kemal Deniz Bozkurt dürüst siyaset mesajıyla Esenyurt’a geldi. Biz de bu dürüstlüğü düşünerek bu bilgilerin paylaşılmasını istedik. Ama bir şey yapmadılar. Bu konuda hala bilgi sahibi değiliz” ifadelerini kullanırken adeta ‘Kızım sana söylüyurum, gelinim sen anla’ misali muhalefetin diğer belediyelerine de bizlerin aynı soruları sormamızı istiyor.
Evet, ‘Sürekli borçtan şikâyet etmeyi bırakın, hizmet yapın..’ diyen aynı Karatay, CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un, ‘Belediyemizin borcu çok fazla. Yine üzerimizde çok sayıda haciz var’ diyerek aslında zaman kaybediyor. Ben kendisinden rica ediyorum. Esenyurt’un imajını böyle düzeltemezsiniz. Sürekli; “Benim karnım aç, koltuğum hacizli, param yok” dememelisiniz. Bakın beni bugün belediye başkanı yapın. 3 ay sonra Esenyurt Belediyesi’nin borcunu kapatırım.’ derken de başkanın başarısızlığını da ortaya koymakta.
YORUMLAR