Bugün Susma Ve Ağlama Zamanı Değil, Mücadele Etme Zamanıdır…

Bugün susma ve ağlama zamanı değil..
Belediye başkanlarının gözaltına alınması karşısında CHP örgütlerinden gelen bazı tepkilere bakıyorum da, gerçekten gülmeden edemiyorum.

Diyorlar ki: “Bu halk sahip çıkmadıkça bu iş bitmiştir.”
İyi de, size sormak gerek: Siz bugüne kadar kime sahip çıktınız?
Daha önce gözaltına alınan yerlerine kayyum atanan belediye başkanlarına nasıl bir destek verdiniz?
O isimlere sokaklarda saldırılar yapılırken, siz yalnızca sosyal medya hesaplarınızdan genel başkan fotoğrafları paylaşarak, bağlı olduğunuz kişilere ne kadar “büyük solcu” olduğunuzu göstermeye çalıştınız.

Buraya not ediyorum.

Yarın bir direniş çağrısı yapılsa, siz yine ortalarda olmazsınız.
“Doktordaydım”, “İl dışındayım”, “Annem hasta”, “Yaz gribi oldum”,
“Çocuğumu üniversiteye yerleştiriyorum”, “Ev bakıyorum, kiralar çok pahalı”,
“Eşim zaten siyasetle ilgilenmez”, “Çocuğum fişlenmesin”,
“DEM ve sol partilerle görünmek istemeyiz”,
“Muhafazakarlara şirin görünelim”, “Bizi yanlış anlamasınlar” diyecek,
bir sürü bahane sıralayacaksınız.

Açık konuşalım:
Siz zaten ne zaman faşizme karşı alanlara çıktınız ki?

Ne zaman bu ülkedeki 20 bin faili meçhul cinayet hakkında bir çift söz ettiniz?
Ne zaman “iş, ekmek, özgürlük” diye haykıran vicdanlı insanlarla birlikte yürüdünüz?

Şimdi ağlamayın.
Sorumluluğu da halka atmaya kalkmayın.

Dün “Faşizme karşı omuz omuza, direne direne kazanacağız” diyenlere pencerelerinizden sessizce bakıyordunuz.
Bugün, o direnen vicdanlı insanlara suç atmayın.

Hak arayan, öğrenciler , memur , işçi ,çiftçi sokaklarda ,hak hukuk adalet diye bağırıken ,

Özgür basın çalışanları coplanırken, gözaltına alınırken, tutuklanırken, işkence görürken kaç kez bir kınama mesajı yayınladınız?
Her haber sonrası hakkında dava açılan gazetecilerin hangi duruşmasına gidip destek verdiniz?

Siz klavyenin başından “solculuk” yaparken, koltuğunuzu korumak için her kesime şirin gözükmeye çalıştınız.
Peki, doğasına, suyuna, toprağına, çayına, zeytinine sahip çıkan yurtsever insanlara kaç kez omuz verdiniz?

Hiç kimse şimdi ağlamasın.

Bu kavga sadece bir siyasi mücadele değil.
Bu, ekmek kavgası.
Bu, özgürlük ve adalet kavgası.
Bu, zorbalığa ve faşizme karşı insanlığın kavgası.

Artık ağlama değil, hesaplaşma zamanı.
Artık sorumluluğu başkalarına atma devri geçti….

Susma sustukça sıra sana gelecek ,sloganı boşuna değildi…..

Abidin , işin kolayına kaçmadan özgürlüğün resmini yapabilirimi sin!

Gençağa Karafazlı..

Çağdaş Gazeteciler derneği Doğu Karadeniz Şube Başkanı..