Samsun kadın dayanışması Azra Gülendam ile Emine Gökkız adlı kadınların ın öldürülmesini protesto etti.
Gençağa Karafazlı
İstanbul Sözleşmesi’ne saldırarak tacizcileri, tecavüzcüleri, katilleri cesaretlendirenler de en az failler kadar katildir diyen Samsun kadın dayanışması kadınlar yaptığı açıklamada;
“KADINLARIN HAYATLARINA VE HAKLARINA DARBE YAPILDI”
“2 Ağustos’ta iki kadının katledildiği haberini aldık. 21 yaşındaki Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nun cansız bedeni bulunarak Haytaoğlu’nun Mustafa Murat Ayhan adlı erkek tarafından katledildiği ortaya çıktı. Polis Azra’nın telefon sinyaline hafta sonu bakamayız deyip pazartesini beklemişti.
Pazartesi günü Azra’nın katledildiği haberi geldi. Ardından Maraş’ta da tatil için geldiği Pınarbaşı’ndaki evinden yürüyüş için çıktığı cumartesi gününden bu yana kendisinden haber alınamayan Emine Gökkız da bugün ormanlık bir alanda katledilmiş olarak bulunduğu haberini aldık…
Her gün bir başka kadını, LGBTİ+ları, çocukları kaybettiğimiz günlere uyanırken; İstanbul Sözleşmesi’ne karşı yürütülen kadın düşmanı ve gerici kampanyaların sonucu olarak sözleşme tek bir adamın imzasıyla gece yarısı kaldırıldı. Kadınların hayatlarına ve haklarına darbe yapılarak; hukuk ve hukuk güvenliği, meclis iradesi ve çok vurguladıkları millet iradesi yok sayıldı. Biz kadınlar ve LGBTİ+lar olarak bu ülkede her gün cinayete uğrarken, her gün erkek şiddetiyle karşılaşırken, İstanbul Sözleşmesi’ne saldırarak tacizcileri, tecavüzcüleri, katilleri cesaretlendirenler de en az failler kadar katildir”.
“BAKANLAR KADIN DÜŞMANI ERKEK YÜZÜNÜ HER FIRSATTA GÖSTERİYOR”
Kadınları değil cinayeti engelle! erkek vuruyor devlet koruyor şeklinde slogan atan kadınlar açıklamada;
“Kadına yönelik şiddeti bitirme sözleri daha hafızalarda tazeyken İstanbul Sözleşmesinden çıkma kararı AKP iktidarının ve siyasal islamcı gericiliğin kadına yönelik şiddeti bitirmeyi bırakalım ancak sorumlusu olabileceğini bir kere daha göstermiştir. Kadına yönelik şiddetin sorumlusu; haklarını arayan kadınları gasp eden, kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarıyla katillere geçit veren iktidardır. İstanbul Sözleşmesi’ne bir gece kararnamesi ile saldıran 12. Cumhurbaşkanı, ‘faili meçhul kadın cinayeti yoktur’ diyen İçişleri Bakanı, kadına şiddetin tolere edilebilir düzeyde olduğunu söyleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı iktidarın kadın düşmanı erkek yüzünü apaçık gözler önüne seriyor.
“BU ÜLKEDE ERKEK DEVLET ERKEK ADALET OLMASAYDI KADINLAR KATLEDİLMEZDİ”
Bunu Batman’da “Buraya kan dökmeye geldik, devlet biziz” diyerek evli olduğu Zeynep Sevim’i işkence ve şiddete maruz bırakan Samet Aktaş ve uzman çavuş̧ kardeşinden biliyoruz. Aleyna Çakır’ın katili Ümitcan Uygun’un Süleyman Soylu ve iktidar odaklarını hedef alarak “ben bu zamana kadar sustum bundan sonra susmam” dedikten sonra yargı surecinin durdurulmasından biliyoruz. Biliyoruz ki bu ülkede erkek devlet, erkek adalet olmasaydı Azra için, Emine için, şimdiye kadar katledilmiş tüm kadın ve LGBTİ+lar için gereken gerçek adalet onlar katledilmeden önce sağlanmış olurdu.”
“ KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR TRANS CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”
Kadın ve Trans cianyetinin politik olduğu ifade edilen açıklamada “Azra’nın katili Mustafa Murat Ayhan ve işbirlikçisi devlettir. Emine’nin katili, cinayete intihar diyerek gizlemeye çalışan devlet ve kurumlardır, yandaş medyadır. Emine Gökkız’ı katledilmeden bulma görevini yerine getirmeyenler, ölüm haberi ortaya çıktığında intihar senaryosu yazmakta gecikmedi. Ancak biz erkek aklınızla yaptığınız tüm bunlara sessiz kalmayacağız. Emine’nin failleri bulunup gereken cezayı alana kadar ne sokakları ne de mahkeme salonlarını terk edeceğiz. Faili ve işbirlikçileri yargılanacak olan Azra’nın davasının takipçisi olacağız.
“ATA ERKİL FAŞİST SİSTEME SESLENYORUZ”
Bizler uç̧ beş̧ kişi değiliz. Canlıyız, kanlıyız, güçlüyüz ve her yerdeyiz! Yargı sureci içindeki tüm yetkili kurumlara ve kişilere sesleniyoruz. Fail Mustafa Murat Ayhan’ın derhal tutuklanması ve tutuklu yargılanması sokakta, evde, iş yerlerinde var olan tüm kadınların yasam hakları ve can güvenliği için zorunlu bir gerekliliktir. Ataerkil faşist sistemin temsilcileri olan bu kurum ve kuruluşlara da buradan sesleniyoruz. Tırnağına dokunduğunuz her kadının hesabını soracağız. Yasta değil isyandayız! korkun, buradayız gitmiyoruz! Faillerin bilgilerini yok eden, onları koruyan erkek kurumlarınızı yıkacağız, bizi bu şekilde yok sayamayacağınızı size göstereceğiz. Faili ve işbirlikçileri yargılanacak olan Azra’nın davasının takipçisi olacağız. Bizden çaldığınız her şeyi geri alacak ve katledilen tüm kadınların, LGBTİ+ların, çocukların hesabını soracağız.
“SINDIRMEYE ÇALIŞTIĞINIZ ÜRKEK AKDIN OLMAYACAĞIZ”
Bugün buradan; Devlete toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için yükümlülük veren ve kadınların, çocukların ve LGBTİ+ korunması İçin bütünlüklü bir politika olan İstanbul Sözleşmesinin yargı surecindeki yetkili savcılarca kabul görerek uygulanmasını, alınacak kararların İstanbul Sözleşmesi maddelerinde yer alan suç unsuru sayılan maddelerce alınmasını, Azra’nın ve Emine’nin cinayetinin bütün detaylarıyla aydınlatılarak katillerin en ağır ceza istemiyle yargılanmasının yargı surecinde acil uygulanması gerektiğini bir kez daha soyluyoruz. İtaat eden, susan, cezasızlık politikalarınızla her gün sindirmeye çalıştığınız ürkek kadınlar olmayı hiçbir zaman kabul etmedik, etmeyeceğiz.
“KİRPİĞİNE DOKUNDUĞUNUZ HER KADIN İÇİN HESAP SORACAĞIZ”
Sokaklarımızda yeniden özgürce yürüyecek, katlettiğiniz ormanlarımızı yeşertecek ve özgürce koşacağız. Korkuyu ve bitmeyen şiddetinizi isyanımızla yeneceğiz. Kadınları yok sayıp kendi erkek iktidarlarını kurmaya çalıştıkça kadınların duvarına çarptığınızı 1 Temmuz’da yasadık ve yasattık. Direncimizi kırmaya çalıştığınızda birçok kez yasadık gördük. Direncimizi ve umudumuzu, isyanımızı ve öfkemizi katlettiğiniz, yok saydığınız, nefes almasından bile nefret ettiğiniz kadınlardan, barikatlarda, dava salonlarında, sokakta, evde, omuz omuza yan yana durduğumuz kadınlardan, birbirimizden ve örgütlü mücadelemizden alıyoruz. Erkek aklınız, erkek devletiniz, erkek adaletiniz ile dil, din, sınıf fark etmeksizin yasamdan kopardığınız, kirpiğine dokunduğunuz her kadın için hesap soracağız. Azra ve Emine’nin failleri gerçek adalet ile yargılana kadar susmuyoruz, korkmuyoruz Azra ve Gülendam’ın hesabını soruyoruz”
Açıklamanın ardından kadınlar SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ! YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI, KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ! GECELERİ DE SOKAKLARI DA MEYDANLARI DA TERK ETMİYORUZ! slogan attı.