ÖZEL HABER: Gençağa KARAFAZLI / RİZE
Rize’nin Pazar ilçesine bağlı Balıkçılar Köyü’nde yaşayan halk, deniz sahiline kurulması planlanan Kuzuoğlu Grup’ Günvak-1 ve Günvak-2 kafes balık çiftliği projelerine karşı başlattıkları 66 günlük direnişi sürdürüyor.
Rize İdare Mahkemesi’nin, halkın ve bilim insanlarının itirazlarına rağmen “ÇED olumlu” kararını onaylaması, bölgede büyük bir öfkeye neden oldu.
Köylüler, kararı Danıştay’a taşıyacaklarını ve 66 gündür sürdürdükleri çadır nöbetine devam edeceklerini açıkladı. Protestoya Zafer Partisi Rize İl Örgütü, İnsan Hakları Derneği Rize Temsilciliği ve çok sayıda çevre gönüllüsü destek verdi.
Mahkeme kararı açıklandıktan sonra Balıkçılar Köyü sahilinde toplanan yurttaşlar, “Bu karar Karadeniz’in vicdanına vurulmuş bir darbedir!” diyerek tepkilerini dile getirdi.

“Bu karar hukuka, bilime ve kamu vicdanına aykırıdır”
S.S. Balıkçılar Köyü Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Mustafa Yağcı, mahkemenin ÇED raporuna ilişkin kararı için sert konuştu:
“Rize İdare Mahkemesi, yaptığımız itirazları, ortaya koyduğumuz tüm bilimsel belgeleri ve Danıştay’ın verdiği emsal kararlarını dikkate almadı. 31 Ekim itibariyle reddetti.
ÇED olumlu şeklinde sonuçlanmıştır. Bu karar hukuka, bilime ve kamu düzenine aykırıdır. Toplumun vicdanlarını sızlatan ve kamu yararı olmayan bu kararı bölge halkı olarak kabul etmiyoruz; kabul etmeyeceğiz.”
Yağcı, kararın yalnızca bir mahkeme hükmü değil, “Karadenizli’nin vicdanına vurulmuş bir darbe” olduğunu vurguladı:
“Bu karar bilimi, çevre hukukunu, halkın katılım haklarını, kıyı balıkçısının emeğini ve uçuş güvenliğini yok saymıştır.
Toplumun hukuka olan inancını zedelemiştir.
Somut balıkçılığın topluma değil, birkaç zengine yaradığını biliyoruz. Karadeniz’in parsel parsel satılmasına izin vermeyeceğiz.
Bu dava sadece kafes balıkçılığına değil, denizlerimizin ticaretleştirilmesine karşı onurlu bir direniştir.”
Yağcı, hukuki mücadelenin Danıştay’a taşınacağını da açıkladı:
“Dosyamız bu hafta içinde ivedilikle Danıştay’a gidecek. Biz geri adım atmayacağız. Direnişimizi tüm Türkiye’ye yayacağız.”
“Denizimiz, ekmeğimiz, geleceğimiz tehdit altında”
S.S. Balıkçılar Köyü Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı ve köy muhtarı İsmail Hakkı Kanbay, sürecin yalnızca kendi köylerini değil, tüm bölge halkını ilgilendirdiğini söyledi:
“Köyümüzün denizi, ekmeğimiz, geleceğimiz bu proje ile tehdit altında. Biz sadece kendi çıkarımız için değil, doğayı ve geleceği korumak için mücadele ediyoruz.
Kamuoyunu bilgilendirmek bizim sorumluluğumuzdur.
2023 yılından beri mücadele ediyoruz, dilekçeler verdik. Ama hiç kimse gelip yerinde uygulama yapmadı.
Gelen bilirkişiler dışarıdan bakarak raporlar hazırladı. Biz köylüler, kendi toprağımızın ve denizimizin gerçeğini anlatamadık.”
Kanbay, köy halkının kararlı olduğunu vurguladı:
“Bu köyün insanı emeğiyle yaşar. Biz bu denizden rızkımızı kazanıyoruz. Emeğimizi, doğamızı kimseye teslim etmeyiz.”
“Her şey para mı?”
Rize Deniz Ürünleri Avcılar Üreticiler Birliği Başkanı Mustafa Kuru, öfkesini şu sözlerle dile getirdi:
“Biz bu mücadeleyi 6 aydır veriyoruz. Bizi bu kadar mağdur etmenin anlamı nedir?
Bir ÇED raporu çıkarmışlar, 25 kişiyle olur mu böyle şey?
Kimle yaptınız, nasıl yaptınız? Kimse gelip bana sormadı.
Balık 50 liraya satılıyor, ama kafes çiftlikleri 400-500 liraya dolar karşılığı balık satıyor. Her şey para mı?
Biz doğal balığı öldürmüyoruz. Ekmek teknemizi kimseye vermeyiz.
Ne olursa olsun, sonuna kadar mücadele edeceğiz ve bu kafes çiftliklerini kurdurmayacağız.”
“Mazlumun yanında olun Sayın Cumhurbaşkanım”
Balıkçılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğrudan seslendi:
“Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz: birçok konuşmanızda mazlumun ve mağdurun yanında olunması gerektiğini söylediniz.
Bugün biz mazlumuz, biz mağduruz.
Bu proje bizi mağdur ediyor.
Lütfen, Sayın Cumhurbaşkanım, bölge halkı olarak sizden adalet ve hakkaniyet gereği bu haksız projenin durdurulmasını talep ediyoruz.”
“Bizim sesimizi duyun!”
Balıkçı kadınlardan Nurten Yağcı, gözyaşları içinde konuştu:
“Bu balıkçılığı istemiyoruz.
Bizim çocuklarımızın geleceğini kimseye veremeyiz.
Kırk senedir bu köydeyim.
Çocuklarımızın rızkını ellerinden alıyorlar.
Asla izin vermeyeceğiz.
Ölümüne kadar direneceğiz.”
“Rant uğruna Karadeniz’i heba ediyorlar”
Protestoya destek veren Zafer Partisi Rize İl Başkanı Hüseyin Karaman, kafes balıkçılığına karşı köylülerin yanında olduklarını belirtti:
“Kafes balıkçılığına karşı direnen halkımızın yanındayız.
Çok büyük paralar kazanmıyorsunuz, biliyorum.
Ama ekmeğinizi elinizden almaya çalışıyorlar.
Rant uğruna burayı heba etmeleri çok yanlış.
ÇED raporu olumlu diye bir karar çıkmış; neye göre, kime göre belli değil.
Bu ülkede her şey liyakatsiz yürütülüyor.
Haklı mücadelenizde yılmayacağız arkadaşlar.
Kazanan siz olacaksınız çünkü haklısınız!”
“Denizimizi kirletmeyin, geleceğimizi çalmayın!”
Köylüler, ellerinde dövizlerle sahilde toplandı.
Kalabalık sık sık “Denizimi kirletme!, Kafes balıkçılığı istemiyoruz!, Emeğimiz bizimdir!” sloganları attı.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar; herkes direniş çadırında nöbete devam ediyor.
Geceleri dalga sesleri arasında yakılan ateşin başında tek bir cümle yankılanıyor:
“Bu deniz bizim, satılık değil!”
Mahkeme ne dedi?
Rize İdare Mahkemesi, kararında ÇED raporunun “usulüne uygun hazırlandığını” ve “çevre üzerindeki etkilerinin kabul edilebilir düzeyde olduğunu” belirtti.
Ancak köylüler, bu gerekçelerin “bilim dışı ve masa başında yazıldığını” savunuyor.
“Biz bilirkişi değiliz ama burada yaşıyoruz.
Deniz değiştiğinde, balık azaldığında, hava bozulduğunda ilk biz fark ederiz.
Masada değil, sahilde karar verilmeli!”
“Direniş sürecek”
Balıkçılar, hukuki mücadelenin Danıştay’da devam edeceğini, sahildeki nöbetin de “bir gün bile” bırakılmayacağını açıkladı:
“Bu topraklarda balıkçının sesi susmayacak.
Karadeniz’in ekmeğini sermayeye yedirmeyeceğiz.
Biz geri adım atmayacağız.”
Balıkçılar Köyü’nde direniş sürüyor; dalgalar kıyıya her vurduğunda aynı yankı duyuluyor:
“Deniz bizim, doğa bizim, gelecek bizim!”




