Yılın ilk gününde Ardahan İl Temsilcisi Kürt Osman’ın da katıldığı ‘Türkiye Gençlik Vakfının (TÜGVA) öncülüğünde, Milli İrade Platformu adı verilen 308 STK’nin katılımıyla İstanbul Galata Köprüsü’nde düzenlenen “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” etkinliğinde binlerce kişi bir araya geldi. . Yürüyüşe 250 bin kişinin katıldığı öğrenildi.’ diyor TRT..
Aynı TRT İsrail’in bir gazetesinin merkez basınının oluşturduğu gerçekleri saklama duvarını aşıp, İsrail’in yaptıklarını yazdığını ve bu yazılanların yani İsrail hükümetinin Gazze’de yaptığı vahşetin yarın tüm İsraillilerin başına iş açacağını ve dünyadan gelen tepkiler yetmez, tazminatlara neden olacağını manşetten verdiğini söylüyordu.
Bunları izleyip, dinlerken kendisinin çok doğru haberler verdiğini iddia eden aynı TRT’nin haberlerini izlediğim YouTube’nin sağ tarafından Kürt kentlerine saldıran Saddam’ın Halepçe katliamı adlı belgesele gözüm takılıyor…
Ve onunla birlikte nedense bugün iç çatışmalardan, ülkesinin birçok ülke tarafından üs haline getirilen Suriye’nin insan yerine koymadığı Kürtlere karşı yıllarca ortaya koyduğu politikalar ve Irak ile Suriye’nin adeta Kürt bedduası aldığını düşünüyordum.
TRT’nin tek merkezli haber ve yorumlarını geçip, yotube’nin sağındaki belgeseli tıklayınca Kaddafi gibi bir kanalizasyonda bulunup, Kürt hâkim tarafından idam kararı verilen Saddam’ın Kürt ve Türkmenlerin kardeşçe yaşadığı Halepçe ile diğer Irak kentlerindeki zulmünü izliyorum.
Ve İnsan Hakları Derneği’nin 16 Mart 2023’te ‘Bir Daha Halepçe’ler Olmasın!’ başlığı ile yayınladığı raporunu okuyor, bugün Irak’ta Suriye’de hala benzerleri yaşanan olayların sonucunda öldürülen insanların bedduasının er geç gelip, o katliamları yapanların yakasına yapıştığını da görüyoruz.
Evet, İnsan Hakları Derneğinin ‘Bir Daha Halepçe’ler Olmasın!’ başlıklı Raporuna baktığımızda başta Ortadoğu’da olmak üzere dünya üzerinde zulüm yapanların, insanları öldürerek siyasetlerini ayakta tutanların sonunun Saddam gibilerinin sonuna benzediğini de görmekte, anlamakta, okumakta ve yılın ilk gününde izlediğim belgeseldeki gibi izlerken ülkemizde yerel seçimlerin yapılacağı, bir Mart ayında yaşanan Halepçe Katliamının Saddam Hüseyin’in sonunu getiren asıl başlangıç olduğunu da anlıyoruz.
Evet, adına Enfal Operasyonu denilen katliam 29 Mart 1987 tarihinde başlatılmış ve 7 Haziran 1989’a kadar sürdürülmüştür. Bu operasyon kapsamında Saddam Hüseyin’in yeğeni olan Kimyasal Ali lakaplı Ali Hassan Majit Irak Devrim Komite Konseyi tarafından yetkilendirilerek, Irak’ın Kürtlerden arındırılması hedeflenmişti. Esasında Saddam rejiminin 1983’ten 1991’e kadar geçen sürede Kürtlere karşı sürdürdüğü arındırma politikası sonucunda yüz binden fazla Kürt katledilmiştir.
Ve dikkat ederseniz Halepçe’de öldürülenlerin bulunduğu mezarlık ile Bosna’da Sırp kasabının öldürdüklerinin mezarları sanki değil, aynı.. Yani dün Halepçe katliamının emrini veren Saddam’ın heykelini dikip, ona ‘Eliniz dert görmesin bunlar şeytanın çocuklarıdır keşke hepsini bitirseydiniz..’ diyen Yaser Arafat’ın liderleri olduğu binlerce Filistinli katleden İsrail’in ve onun gibi düşüncelerin sonu da er geç Saddam ve iktidara geldiği günden bu yana babasının bıraktığı kanlı miras yüzünden rahat yüzü görmeyen Esad’ın sonu da böyle olacaktır.
Çünkü bu dünyada bir kural var.. O da Allah’ın adaleti olan ‘Etme bulma dünyası’.. Kısaca söylemek gerekirse ‘Allah’ın değirmeni yavaş çalışır ama ince öğütür. Kimsenin ahını kimsede bırakmaz.
İnanmıyorsanız geride kalan yıl dahil dünyanın geçmişine bakın başta bugün Filistinlileri yok eden Yahudilere etmediğini bırakmayan Hitler olmak üzere Kürtleri kimyasal silahlarla öldüren Saddamlar, onları insan yerine koymayıp dillerini yok sayan, kimlik bile vermeyen Suriye gibi nicelerinin akıttıkları kanlarda boğulup, tarihin kanlı sayfalarında yer aldıklarını ‘İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Halepçe katliamında hayatlarını kaybeden Kürt kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.” diyen Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’dan Halepçe mesajıyla anlayın…
YORUMLAR