Yazıma başlamadan önce 10 yıl önce yaşanan ama birçok konu gibi kısa sürede unutulan, ‘ Bu kadar yürekten çağırma beni, Bir gece ansızın gelebilirim, bu kadar yürekten çağırma beni, Bir gece ansızın gelebilirim’ şarkı sözlerinden alınıp, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz…’ e dönen salvoların atıldığı şu günlerde yaşananların yeniden hatırlattığı çuval meselesini anımsayan var mı, bilmem ama kısa bir hatırlatmadan sonra yazıma başlık olan çuval konusuna bir başka yönden bakalım derim.
Evet, 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan bir binbaşı komutasındaki 11 Türk Silahlı Kuvvetler mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak’taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı’na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir şekilde sürpriz bir baskın sonucu derdest edilmeleri ve başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekilmeleridir.
Operasyon için ABD’nin en önemli millî bayramı olan 4 Temmuz (Bağımsızlık Günü) tarihinin seçilmiş olması, günün cumaya denk gelmesi, bu şartlarda konuyu süratle ve diplomatik tarzda çözüme kavuşturabilecek yetkili Amerikan makamlarına ulaşmanın uzun sürmesi ve Türk askerlerinin bu yüzden 60 saat gözaltında bekletilmeleri, Amerikan askerlerince küçük düşürücü kasıtlı hareketlere başvurulmuş olması, Çuval Hadisesi’nin bir provokasyon olduğu görüşlerinin dile getirilmesine sebebiyet vermiştir.
İşte yeniden hem de perşembeyi, Cuma’ya bağlayan gece yine Amerika ve yine Ortadoğu ve yine dikkat çekici durum, yani bir gece gidilen Suriye’de bu kez insansız bir hava aracının yani bir İHA’nın ABD’nin F-16 Uçaklarınca düşürüldüğü haberleri. Tabi öte yandan yine bölgeden gelen yürek yakan yeni şehit haberleri…
Evet, Ukrayna ile girdiği savaşta bir hayli zorlandığı görünen Putinli Rusya’nın da bir yandan nükleer savaş tehditleri yaparken diğer yandan da Abhazya’nın Karadeniz kıyısında donanma için yeni üs kuracağı açıklaması ile bölgenin yeniden yaşanan hareketlenmeleri sizin gibi yakından takip ederken Türkiye’nin de dünyanın en güçlü ülkesi ile karşı karşıya gelip, Rusya’nın Ukrayna ile yaptığı gibi ABD ile savaşır mı diye sizler düşünürken ben de bugünkü yazıma konu olan çuval konusunu alıp, çuval meselesi gibi unutulan Libya’ya sınır Cezayir’e kadar götüreceğim.
Hem Demokratik hem Halk Cumhuriyeti diye tabir edilen ama Protestan kiliselerin kapatılması, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve gazetecilerin tutuklanması meseleleri gibi uluslararası raporlarda sıkça eleştiren ve 2,381,741 kilometre karelik yüzölçümü ile Afrika’nın yüzölçümü olarak en büyük ülkesi olan, dünyanın onuncu, Arap Dünyası ve Afrika Birliği içerisinde ise en büyük ülkesi konumunun yanında 44 milyonluk nüfusuyla da Afrika’nın en kalabalık sekizinci ülkesi Cezayir’e niye gittim derseniz hemen anlatayım.
Çünkü benimde şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiirinden etkilenip, aşkları, özel ilişkileri değil dost diye bildiğim ve şu anda Cezayir’de olan hemşeri iş insanlarını uyarma gibi bir görevimin olduğunu düşündüren bir konuyu buradan ele almak istedim. Ama eski MİT Başkanı yeni Dışişleri Bakanı olan Hakan Fidan gibi “Çekilin Vuracağız!” demeden oradaki hemşeri iş insanlarına gerçek çuvalcılara ve ara komisyonculara ‘Dikkat’ diyeceğim.
Gerçi onların benden akılı olduğunu, akıllı oldukları için ta Cezayirlere gidip, önemli işlere imza attıklarından da anlamıyor değilim.
Ama yine de ‘uyarmak görevim’ diyerek daha önce yani 35 yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda, federasyon başkanıyken yaptığım süre içindeki gibi ‘hemşerilerim birbirleriyle tanışsınlar, birlikte iş yapsınlar, küçülmesinler, büyüsünler bizde alabilirsek reklam, gönüllü desteklerini alıp, özgürce gazeteciliğimizi yapalım’ düşüncesiyle birbirleriyle tanıştırdığımız insanların bazılarının çuvalcı olduğunu bilemeyiz, komisyonculuğu meslek ettiklerini de bilmeyiz.
Bu nedenle burada hem çuval olayının yaşandığı ve İHA’mızın düşürülüp, yeni şehitlerin geldiği sınır ötemizde yaşananlara hem de Afrika’daki gelişmeleri ve ‘Çuvalcılara Dikkat’ demek benim diğer bir görevim.
Sonra demedi demeyin diye..
YORUMLAR