DUYGUSAL OLMAYACAĞIM, DİRENECEĞİZ…

Onca sorunun nedeni kendilerinin yönetim anlayışı değil, Alkole yaptıkları yeni zamla ekonomiyi kurtarmaya çalışan ve Ardahan’da dünyaya gelen, Bayburtlu hemşerim generalin görev süresini bir yıl uzatacağı söylenen Erdoğan’ın son bakanlar kurulu toplantısı ardından yaptığı açıklamada suçu yine başkalarına atıyordu.
Onca para cezası kesen ve ülkenin ortaya koyduğu adaletsizlikler dolayısıyla bugünleri yaşadığını ima eden AHİM’in bırak dediği Kavala’nın başını çektiği Gezi olaylarında kimi şehirlerimizin ana meydanlarının yaklaşık bir ay boyunca işgali ile tezahür etmiştir. Bu istisna Emniyet ve yargı içindeki hainlerin 17-25 Aralık’taki kumpaslarıyla milli iradeyi gasp girişimleriyle tezahür etmiştir. Salgın ardından, Rusya-Ukrayna savaşı ile başlayan küresel çalkantıların faturasını ülkemize kesme girişimi olarak tezahür etmiştir.’ diyerek anlatmaya çalışadursun ülkenin asıl meselesi ve birçok ana sorununun başını çeken sorun ve 40 yıldan fazladır devam eden sorunu da içinde olduğu konuları görüşmek için İran’a gidiyordu.
Yani ülkenin gerçek gündeminin havuz medya tarafından onca ölüme, gözyaşına duyarsız ve sanki hipnotize edilmiş ya da efsunlanmışlar gibi toplumca reytingler kırdırılan Survivor gibi saçma sapan tv programlarına çevrildiği ülkemde yalandan kardeş denen bir toplumun fertleri saçma sapan suçlamalar ile tek tek toplanıp, içeri atılmaya devam ediliyor.
Ajan takımının sızdırıldığı bir partinin yine bu ajanların yardımıyla çökertildiği bir sürecin adeta yeniden yaşandığı bugünlerde bir Kürt olarak duygusal davranıp, yaşananlara kızmayacağım, hatta şimdi ki gibi dişlerimi gıcırdarak da olsa gülümseyip, daha çok direnilmesi gereken bir zaman diyeceğim.
Evet, CHP’yi kendisine benzeten, MHP’yi tarumar ettiren, hatta benim gibilerine MHP’yi bile arattıran bir anlayışın önündeki tek engelin HDP’nin olduğunu anlayıp, bu partiye sızdırdıkları ajanları (!) ile DEP ve diğerleri gibi HDP’yi de bitirme planlarını adım, adım hayata geçirenler daha önce birçok kez izlediğimiz ve bayatlaşan oyunları yeniden vizyona koysa da her filmin bir sonu olduğunu Menderes, Demirel, Özal ve Çillerlerin reyting yaptığı dönemlere bakarak anladıklarında trenin Kars-Tiflis-Bakü Demir yolundan çoktan gelip, geçtiğini anlayacaklar…
Ha unutmadan bugün iktidarım, hatta ‘ben devletim’ diyenler bunları kendilerinin yaptığını sanmasınlar.
Çünkü 5 değil, 11 maaşlılarla iktidarı elinde tuttuğunu sananlar, ömür uzatma hayali ile ellerinde olduklarını sandıkları iktidar iplerini her gün ve yeniden ulusalcılara, 90 yıllık rejimden nemalanan ve kendilerinden başka bir düşünceye izin vermeyenlere kaptırdıklarını ve bugün memleketim Ardahan’da yeni başkan belirleme hazırlıkları yapan HDP, yarın sıranın kendisine geleceğini anlamıyor.
Anlasalar daha dün ‘barış masası’ adı verilen masayı yıkmaz, ‘süreç buzdolabında demez’, diz çöktüklerine paralel demez, demokrasinin düşmanı olan birilerinin korkutmasıyla seçilmişleri alıp, yerlerine kayyum atadıkları başta olmak üzere herkesi kendisine düşman ilan etmezlerdi.
Ama dediğim gibi toplumları ayrıştırıp, seçilenlere dokunarak, onlara oy vermeyenleri ajanlarının yardımı ile tutuklatanlar ve rejimi değiştireceklerini sananların son birkaç yıldır attıkları geri adımla aslında kendilerinin değişmeye, eskilere benzemeye başladığını anladıklarında kendilerine de nefes veren demokrasi deliğinin kapandığını ve onlarında nefesiz kaldığını anlayacaklar.
Ve direnenlerin, diz çökmeyenlerin yine bizlerin olduğunu ve bu ülkenin güzel geleceği için gerçekleri yazmaya, söylemeye devam ettiğimizi duyup, görüp, konuşacaklar.
Tabi bugün ki gibi sağır, kör ve dilsiz kalmamışlarsa…