ÜLKEMİZDEKİ SON EKONOMİK GELİŞMELER ÜZERİNE DÜŞÜNCELER……
Bilindiği gibi Ülkemizde ekonomik gelişmeler sürecinde son gelinen süreçte gerek döviz kurları bazında, gerek faiz oranlarında, gerek altının değerinde gerekse Borsada büyük bir dalgalanmalar yaşanmaktadır.
Banka faizlerinin düşürülmesi kararı akabinde doların, Avronun ve altının hızlı bir şekilde yükselişi sonucunda büyük bir dalgalanmalar yaşanmakta Türk Lirası büyük ölçüde değerini kaybetmeye başlamış bulunmaktadır.
Ekonomik alanda kurlarda ve altında oluşan bu dalgalanmalar piyasaya olumsuz şekilde yansımaktadır.
Enflasyon oranı hızla artmakta, halkın en temel besin kaynağı olan yağ, un, şeker, makarna, mercimek, meyve ve sebze fiyatlarında önlenemez bir artışa neden olmaktadır.
Bu ara döviz kurlarında ani artış ve inişlerde bazı sermaye odaklarının spekülatif vurgunları vurmalarına yol açılmaktadır.
Belirli sermaye güçleri bu ortamdan yararlanarak bir anda karlarına kar katmanın hesaplarını yapmaktadırlar.
Gelinen bu süreçte halk yoksullaşmakta, halkın alım gücü düşmekte, işsizlik yüksek oranda atmaktadır.
Ülkemizde son çeyrek yüzyılda hızla gerçekleştirilen özelleştirmeler sonucunda, yıllarca yaratılmış olan kamusal fabrikalar ve işletmeler yok pahasına özelleştirilmiş olup ülkemiz üretim alanları büyük ölçüde daraltılmış duruma düşmüş bulunmaktadır.
Tarım ürünlerinin işlendiği fabrikaların ve işletmelerin satılması neticesinde köylülük tarım alanındaki faaliyetlerde büyük darbe yemiş bulunmaktadır.
Hayvancılık bitme aşamasına gelmiş bir durumdadır.
İzlenen özelleştirmeci politikalar sonucu buğday ambarı olan ülkemiz dışarıdan buğday ithal eder duruma düşürülmüştür.
Hayvancılığın sönümlen dirilmesi akabinde otlaklar kullanılamaz hale getirilmiş dışardan et ithal edilmesi durumuna düşülmüştür.
Bu gelişmeler neticesinde köylerde yaşayan insanlarımızın tarımsal faaliyetlerden dışlanması sonucunda köyden şehir e hızla göç hareketi başlamış bulunmaktadır.
Köylerin ekonomik sebeple boşalması sonucu bir zamanlar tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülke konumunda iken artık bu alanda yetersizlikler had safhaya gelmiş durumdadır.
Kapanan fabrikalar, yok olmaya yüz tutmaya başlamış tarım ve hayvancılık olgusu karşısında milyonlarca insanımızın işsiz duruma düştüğü, açlık durumunda olan kesimin hızla yükseldiği buna karşın bir avuç rantçı sermaye güçlerinin karlarına kar kattığı bir ortam oluşmuş durumdadır.
Bu durumun önüne geçilebilmesinin tek yol ve yöntemi ve de çıkış yolu tüm emekçi işçi, köylü, küçük esnaf ve dar gelirli kesimlerin bu çarpık gelişmeye karşı ortak tavır alıp karşı durmalarından geçmektedir.
Hasan AZAKLI
Emekli İlköğretim Müfettişi
Eğitimci-Yazar
YORUMLAR