Osmanlı tarihinde olduğu gibi, Cumhuriyet tarihinde de iktidar kavgalarında sonu ölümle sonuçlanan birçok kararın hukuki dayanağı yoktur.
Bunlar ağırlıklı olarak rakipleri, hatta muhtemel rakipleri tasfiye hareketleridir.
Tarih her zaman galip gelenden yanadır ve ona hak verir.
Tarihe hakkaniyetle eğilen kimi vakanüvistler ise olayları objektif olarak ayıklamaya çalışırlar.
durum insanların doğru ve yanlışı anlamalarını kolaylaştırdığı gibi, taraf seçmeyi de kolaylaştırır.
Tarih üzerinden yaşanan ihtilaflar taraflar arasındaki tercihlere dayanmaktadır.
Konuyu bu açıdan ele alıp yakın dönem tarihi tahlil ettiğimizde görürüz ki,
içinde bulunduğumuz sistem çeşitli tasfiyelerle bugünlere gelmiştir.
Tasfiyeleri sadece kişilere bağlı olarak da düşünmemek gerek.rketmek durumunda kalmıştır.
Kültürel tasfiye, tasfilerin ana gerekçesidir.
Miras aldığımız Cumhuriyet, Mustafa Kemal Paşa’nın dizayn ettiği bir sistemdir.
Saltanatın yıkılışı ve Milli Mücadele döneminde düşmana karşı birlik olan bazı önemli şahsiyetler süreç içinde Mustafa Kemal Paşa ile görüş
ayrılığına düşmüş, bunların bazıları bedelini canlarıyla ödemiş, kimisi de vatanı teterketmek durumunda kalmıştır.
Bu gerçeklere rağmen hem Yeni Osmanlıcılardan, İttihatçılardan,
Enver Paşa’dan yana olmak, hem Atatürkçü olmak tüm yaşanmış olanlara göz kapamak demektir.
Hatta, Atatürk ile İnönü’nün birçok konuda ayrı düştüğü açıktır.
Bunun en belirgin örneği ise İzmir suikastinde İnönü ile Atatürk arasındaki görüş ayrılıklarıdır.
İzmir süikastinde idamla yargılanan İttihatçı Paşalar İnönü’nün Cumhurbaşkanı olmasıyla affedilmiş ve itibarları iade edilmiştir..
YORUMLAR