Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fakir Yilmaz

Hani ula kardeştik?..

21 Şubat Dünya Ana Dili Günü vesilesiyle UNESCO’ya Kurmancî, Kirmanckî (Zazakî), Arapça, Ermenice, Süryanice, İngilizce, Türkçe olmak üzere 7 dilde UNESCO’ya mektup gönderildiği ve uygulanan Asimilasyon politikaları dolayısıyla Kürtçe başta olmak üzere Türkiye’de birçok dilin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldığı bir kez daha hatırlandı.
‘Sıkıldığınızda dağlara çıkın’ diyen Ardahan Üniversitesinin kurucu rektörü Ramazan Korkmaz’ın dönemin de Ardahan Üniversitesinin düzenlediği ve adını ‘TEHLİKE ALTINDAKİ DİLLER ‘ koyduğu konferansta bile ağıza aldırmadığı, bu konferans sonrası Kürt, Türk ve kayıp olmak üzere olan onca dili kullananların verdiği vergilerden elde edilen paralarla bastırdığı ‘TEHLİKE ALTINDAKİ DİLLER KİTABI’na bile eklenmeyip, kayıtlara geçmediği ülkemde ‘Ula hani kardeştik?’ sorusu da hala cevap aranan önemli bir sorun ve soru?..
Evet, memleketim de ‘partili hewal’ maskesi takan ajan tayfasının baskılarıyla Ardahan’da aday çıkaramayan, Esenyurt’ta ‘Kent uzlaşması’ adı verilen uzlaşmada her zamanki gibi CHP’den yine kazık yiyen DEM’in nasıl bir politika izleyeceği konuşuladursun, bu partiye oy verenlerin büyük bölümünün ‘MHP’ye şükür ettiren faşo Ulusalcılardan iyidir’ diyerek oy vermekten çekinmediği iktidar partisi AK Parti başta olmak üzere her kesimin ‘kardeşiz’ dediği ama diline de ‘Bilinmeyen dil dediği ülkemde ‘Bu nasıl kardeşlik?’ sorusu da sorulmaya devam etmekte.
Kürt sorununun çözümü için ‘Gerekirse başımı koyarım’ diyerek Barış süreci başlatan taraf olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Kürt sorununda güzel şeyler olacak’ dediğinden bugüne kadar devam eden sürecin kaç kez tıkandığını ve bu tıkanmalarla yaşanan iç çatışmalarla toplumun nasıl gerildiğini hatırlayanınız var mı bilmiyorum ama ben hatırlamak ve sıralamak istemiyorum…
Çünkü o günlerin geride kalması için verilen çabalara zarar verir diye düşünüyorum..
Ama sanırım birilerinin halen bu çatışmalardan beslendiği ve bu ülkede insanların birbirine kurşun, sıkıp, öldürmesine bir hayli istekli ki barış için yola çıkan insanların önünü kesip, öğretmenevlerinde, otellerde taş yağmuruna tutuyorlar..
Bu zihniyetin daha öncede Sivas’ta Madımakta insanları yaktığını, Ardahan’a gelen heyeti taşladığını bilen biri olarak istenen barışın önüne geçenlerin, bugün olmasa da yarın panzerlerle, barışın rüzgarları altında ezilip, gideceklerinden kimsenin şüphesi olmasın..
Ancak bu ülkede ‘Biz kardeşiz’ deyip, ülkenin bir bölgesine kardeş dediklerini sokmayanların olduğunu bu millet bir kez daha görmüş, diğer kardeşin yaşananları sabırla izlediği şu süreçte..
Yıllarca bu ülkenin sadece kendilerinin sanıp, tüm hakları kendilerinde toplayanların içine sindiremediği diğer bir gerçek ise diğer kardeşin hakkını istemesinden dolayı meydana gelen gerilme olduğunu da herkes iyi bilmelidir..
Ama öyle yol kesmekle, taş atmakla, insanları öğretmenevlerine kapatmakla, otelleri basmakla istenen hakkın önüne geçilemeyeceğini artık onlarda iyi bilmelidirler..
Bunların bilmesi gereken diğer önemli bir konuda o yıllardır istenen ama verilmemesi için direnilen o hakların er ya da geç alınacağını siz ve ben göreme sekte çocuklarımız görecek, hem de ‘gerçek kardeşlik ve barış en güzeli’ diyerek…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER