AVUKAT’IN AVUKATI!…

AVUKAT’IN AVUKATI!…

Akpartili bürokratların 5 değil 11 maaş aldıkları ileri sürülen ve tarım kredinin başındakinin 132 bin değil 64 bin liralık maaş aldığını itiraf edip bu yöndeki iddiaları adeta doğrulayan açıklamaların tartışıldığı bir zamanda ben de CHP’li Fidan’ın kaç maaş aldığını merak edip sorarım.
Öğretmen iken uzun süre Belediye Başkanlığı yaptığı ve kendisi zenginleşirken başında bulunduğu ilçeyi Türkiye’nin en yoksul ilçesi haline getirdiği ileri sürülen bugünkü İBB’nin bir kurumunda yönetim kurulu üyeliği de yapan ve buradan da maaş alıp almadığı, oturum parasını Belediye başkanlığından emekli olduğu maaşına ilave edip etmediğini merak eden ben, bunlarla yetinmeyip kebapçı Baro başkanlarıyla uğraşır dururum.
Ve Gülcemal Fidan’ın kaç maaş aldığı yönünde sorularımı soracağım yazımı bir türlü yazmadan ülkenin olduğu gibi yerelin ve dünyanın gündemini kaçırmamaya çalışırım. Buna neden ise Gülcemal Fidan’ların kaç maaş aldığını sorgulamayan ve Kürt sorununu yeniden gündeme getiren Kılıçdaroğlu’nun oluşturduğu gündemle ilgili son bir gelişmeyle karşılaşıyorum.
Kürt sorununu yeniden gündeme taşıyan doğu ve güneydoğu barolarının Ardahan barosunun da aralarında olduğu baro başkanlarını kebabıyla ünlü Urfa’da topladığını haber alıyoruz. Ve 3 sayfayı dolduran 10 maddelik bir bildirge hazırlayıp kamuoyuna sunarken Ardahan barosunun bu bildirgeye imza atmadığını öğreniyor haber yapıyorum. Bu haberimin hemen ardından kürtçülüğü yani milliyetçiliği ön planda tutup işin içine dinciliği de katıp seçim alanların sahte yüzünü ortaya koyan siyasi arenada yapılanların anısına benzer bir gelişme sonucunu ortaya koyan haberim, gelen tepkinin içeriğinden çok bu tepkiyi koyanın avukatın avukatlığını yapanlardan biri olduğunu görüyordum.
Aynı durumun bir çok alanda yaşandığını bilen biri olarak her ne kadar şaşırmadıysam da Nasrettin Hocanın dediği gibi “Tencerenin doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun” hikayesini aklıma getiriyordu. Ve birilerinin daha doğmadan Urfa’da kebap yerken boğulduğunu öğreniyordum.Buna neden ise kebabın acı olmasıydı. Avukatın avukatı hikayesini anlatabildiysem.