Ormancılar Derneği Gerekeni Söylemiş!-4
‘Türkiye Ormancılar Derneği’ İkizdere’ye giderek çok ciddi, üzerinde durulması ve dikkate alınması gereken değerli bir rapor hazırlamış. Bu rapor baştan aşağıya bölgenin gerçekliklerini yansıtan, bilmesi gerekenler için bir ibretlik belgesi. Hepsini bu makaleye sığdırmam mümkün değil ama bazı önemli gördüğüm paragraflarını alıntılayacağım. Hepsini okumak isteyenler için, ‘İkizdere Dernekler Federasyonu’ (İDEF)sitesine girerek okuyabilirler.
“Son yıllarda ekonominin lokomotifi olarak görülen inşaat sektörünü ucuz hammadde ile beslemek için mıcır ve kum elde etmek amacıyla açılan taş ocaklarının sayısı hızla artmaktadır. Yer seçiminde kamulaştırma bedeli ödememek için genellikle ormanlık alanlar ya da dere yatakları tercih edilmektedir. Bu tercih nedeniyle kamu kurumları ve şirketlerin ekonomik maliyeti bir miktar düşse bile, bu uygulamanın ekolojik ve sosyal maliyeti çok yüksek olmaktadır. Bu tür uygulamalar ülkemizin doğal varlıklarının nasıl bir talana bırakıldığı ve olağan üstü doğal varlıkların nasıl değersizleştirildiğinin en açık kanıtıdır”.
Devamla, “Rize ili, İkizdere ilçesi, Cevizlik köyü yakınlarındaki taşocağının tamamen yanlış bir yerde planlandığı anlaşılmaktadır. Böylesine dik, sarp ve ormanlarla kaplı, köy yerleşimlerinin ortasında ve tarım alanlarına neredeyse neredeyse bitişik bir alanda taşocağı açılması ve işletilmesi” nin sakıncalarına vurgu yapılmaktadır. Bu yazılanları daha da uzatmak mümkün ama bu kadarı bile yeterli diye düşünüyorum.
Ayrıca bu şirket, çalışma alanında ÇED raporu gerekli olmasın diye, önce küçük bir alanda ocak işletme ruhsatı alıyor. Daha başlamadan bu alanı genişletmek için başka bir başvuru daha yapıyor ama bu talebi reddediliyor. Sonra şirket hülle yoluna başvurarak hemen bitişikte ikinci bir taşocağı daha ruhsatlandırma yoluna gitmektedir. Ve totalde alanı 400 hektara çıkartmaktadır. Yanı anlaşılan şudur ki, ihtiyaç duyulduğunda bununla da yetinmeyecekler ve alanı daha da genişleteceklerdir. Sözlü ifade edilenlerin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü bakanın aşağıda okuyacağınız söyledikleri ve belgede yazılanlara bakar mısınız?
Bakan daha önceki açıklamalarında “10 ayrı yerde inceleme yaptık en uygun yerin burası olduğunu keşfettik’ diyecektir. Ama proje Tanıtım Dosyasının ‘Projenin Özellikleri’ bölümünde böyle bir şey söz konusu değil. Şöyle diyor; “bölgenin jeolojik ve topografik yapısı nedeniyle Bazalt ocağı işletmeye müsait olması; maden işletmelerinin ekonomik olabilmesi ve amacına uygun olarak işletilebilmesi için işletmeler malzemenin bulunduğu alanda kurulması gerektiği nedeniyle alternatif bir alan arayışına gidilmemiştir” demektedir.
Biz bu uygulamaların bölgemizde, hemen yakınlarımızda görüyoruz zaten. Son dönemlerde ‘Dere Islahı’ diye bir şey çıkarttılar. Evet dere ıslahları yapılmalı ama betonlayarak, dik ve derelere ulaşılamayacak kadar yüksek duvarlar yaparak değil. Daha önce yapıldığı gibi, dere içlerindeki taşlarla yatay ve yine vatandaşın suyla temas kurabileceği tarzlarda yapılması uygundur. Oysa bugün yapılanlar, adeta derelerin ve dere yataklarının bu beton ve taş ocakları şirketlerine talan ettirme işlemidir. Şirketler, hem yaptıkları yapım işlerinden yüklü miktarda para kazanıyorlar hem de dere içlerinden çıkarttıkları malzemelerle kendilerine maliyetsiz ham madde kazanmış oluyorlar. Halk deyimiyle, ‘bir taşla iki kuş vurma’ misali.
Türkiye Ormancılar Derneği, konusunda uzman ve otorite bir kurum olarak söyledikleri çok önemli ve dikkate alınması gereken değerlendirmelerdir. Oysa bu iktidarın kibri, ranta doymaması, sermaye sevici ve halka üstten bakan duruşuyla kimseyi dinleyecek, dikkate alacak izanı kalmamıştır.
Sorun taşın nereden ne kadar alındığı değildir, asıl sorun ne için, kimin için ve neden alındığıdır. AKP, iktidar varlığını adeta beton şirketlerinin varlığı üzerinden kurgulamaktadır. İnşaatlar bittiğinde kendilerinin de biteceğini düşünmeye başladıklarını sanıyorum. Onun içindir ki, artık kendilerine oy veren insanları bile unuttular. Ama İkizdere AKP’nin ezberini bozdu ve “hayır artık, yetti artık, biz sizin hem oy deponuz değiliz hemde her dediğinize boyun eğmeyeceğiz” demeleri bekledikleri bir tavır değildi.
Dün, kimin siyaseten kimden yana tavır aldığı değil, önemli olan bugün geldiği yer ve koyduğu tavırdır. Doğru olanı desteklemek de, duyarlı, toplumcu ve sosyal insanların tavrı olmalıdır.
Not: Projenin sahibi belgede , “T.C Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ama iletişim e posta adresi ‘cengiz.com.tr’ ” Görülmesi ve bilinmesi gereken bir gerçek daha.
YORUMLAR