Yaşam alanı, ekoloji mücadelesinde en tehlikeli duran sermaye ile anlaşma ihtimalleri yüksek sendikalardır.
Çünkü var olan sendikaların siyasi hedefleri yoktur. Bütün çalışmaları ekonomik hedefler üzerinedir. Bu yüzden ekoloji mücadelesinde yer alan yaşam alanı savunucuları ve köylüler ile kitlesel olarak bu direnişin karşısında yer alabilirler. Böylece işçiler ekoloji mücadelesinin grev kırıcıları haline gelebilirler.
Sendikalsrın ekoloji mücadelesinde ilgisiz oluşlarından daha kötüsü, ekoloji direnişlerine düşman edilmelidir.
AB bir an önce Türkiye’nin yeşil mutabakata uyum sağlayan politikaları yaşama geçirmesini istemektedir. Sendikalar ikna edildiğinde sermayenin talebi emekçilerin desteğini elde ederek güçlenmiş olur.
Bu örneği Yatağan ‘da yaşadık. Örgütlü işçiler ile ekolojistler karşı karşıya geldi.
Bir başka deyişle, iklim değişikliğinin kömür gibi fosil yakıtlarla olan doğrudan bağı konusunda bilim dünyasında bir anlaşmazlık olması fosil enerjiyi masum yapmaz.
Sermayenin çıkarları hiç bir zaman kamuoyunu inandıracak gerekçe olamaz. Oysa işçiler eliyle bu konular gündeme sokulursa daha inandırıcı hale gelir. Sermayenin çevre politikaları için ittifak aradığı sendikaları ayartmasının nedeni budur.
YORUMLAR