Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fakir Yilmaz

Seninle 38 Yıl Olmuş..

Seninle birlikte daha dünmüş gibi girdiğimiz ikimizin bahçesinde 5 çiçek ekip, 6 gül koklarken bir baktım ki; 38 yıl olmuş..
Ve birileri ha bugün ha yarın biter derken seninle, ben hala birlikteyiz..
Bugün gibi hatırlıyorum, adeta bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor, ikimiz de çocuk denecek yaşta sen 16, bense 17 yaşındaydım..
Dünyayı, ülkeyi ve kentimi sosyal hayattan soğutan onca geride kalıp, artık görülmeyen yaşamın renkleri olan bir çok şey gibi artık çokta ortalıkta olmayan boyacı çocuklardan birine şu an bulunduğum aynı caddenin üzerinde ayakkabılarımı boyatırken o boyacı çocuğun, ”Abi ayakkabılarını öyle bir parlatacağım ki gören sana damat mı olacaksın?” dediğini hatırlıyorum.
Ve boyacı çocuk henüz ikinci ayakkabımı boyamadan, sokakta ana caddeye, okula, bana geldiğin gibi, senin kız arkadaşınla yeni evlenmiş olan arkadaşımın heyecanla yanıma gelip, ”-Haydi artık sıra sende” dediğini ve iki arkadaşı arayarak, ”Gelin ula kız kaçıracağız” deyip minibüsü alıp, yanımıza gelmesini istediğini..
Ve boyacı çocuğun birazdan olacakları sezmişçesine gülümsemesini, boyayıp, parlattığı ayakkabılarımı, ‘Tamamdır abi haydi hayırlısı” deyip, bizi yolcu ederken ben de senin, sevgilimin her zaman gelip, geçtiğin yola doğru bakıyordum..
Senin de sanki o boyacının dediklerini duymuşçasına baba evini olduğu ara sokakta çıkıp, bana, bize doğru geldiğini görüyor, damat cilasıyla parlayan ayakkabılarım gibi ışıl ışıl parlayan gözlerimle..
Ve sen birazdan olacakları biliyormuşçasına, benim ve arkadaşlarımın içinde olduğumu bilmeden minibüsün yanından geçip, bugün, ‘yıkılmasın içinde, etrafında bir çok anılarımız var’ diye tartışılsa da bir çok ev, hayat gibi yıkılan ve bir çok Ardahanlının eğitim almak için gelip, geçtiği, sevgili bulduğu, buluştuğu Lisenin adını alan caddeye doğru yol alıyordun..
Aynı bugün gibi o gün de bir cumartesi günüydü.
Az önce yanından geçtiğin minibüsün bir anda sana yaklaşıp, durduğunu ve içinde her zaman ellerini tutan elin sana doğru uzandığını ve ‘Gel sevgilim, nereye gidiyorsun?’ dediğini duyarken şaşırmıştın..
O an bir anda karşında gördüğün sevgilinin heyecanını anlamayıp, çok da sorun çıkarmadan ama tereddütlü adım ve gözlerle bana bakarken bilinmeyen bir duygu eşliğinde yanıma oturmuştun, o bizi bu kez yeni bir yola, yeni bir hayata ve seninle birlikte beni bugüne kadar getiren kırımızı minibüse..
Sinema filmlerine konu olan “Selvi boylum al yazmalım” filmindeki kırmızı kamyon ya da “Çiçek Abbas” filmindeki kızı kaçırmasın diye tekerlekleri sökülen kırmızı minibüse benzeyen o kırmızı minibüs ile önce sık sık birlikte gittiğimiz çiçeklerle süslü tarlaların bulunduğu yöne çevre yoluna, ardından seninle beni buluşturacak olan yola yani seninle onca zorluk, sıkıntıya, sürprize, istenmeyene karşın, beraberce omuz omuza ‘dile kolay’ dedikleri ama bugüne kadar devam eden 38. yıla girdik..
Yani seni görüp, sevdiğim, yoldan alıp, kendime eş ettiğim 38 yıl geride kalsa da sen hep o günkü heyecanla sevgilim, bugünkü eşim, hayat arkadaşım, çocuklarımın anası, torunlarımın ninesi, anamın gelini, ailemin en büyük emektarı, kadınım, arkadaşım, can yoldaşım, kabul eder misin bilmem ama bir çok kez özür dilediğim ve bir çoğuna benim neden olduğum onca sarsıntıya karşın evimin yıkılmayan direği, temelisin..
Evet, seninle, Selmi eşimle 38 yılı bulan birlikteliğin ilk günü olan 23 Mayıs Cumartesi gününü bizim günümüz olarak ilan ettiğim buradan, kalben ve aslında bir gribal rahatsızlık olan Corona saçmalığı dolayısıyla bir gün mutlaka bitecek olan hayatın ir hapşurukla ellerinden alınacakmış korkusu yaşayan, maskeledikleri ağızları ile evlere hapsedilen insanlara ‘Korkmayın, bu da gelir, geçer’ dediğim 38. yılların olduğunu anlaması gereken tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyor ve seninle olmanın mutluluğunu yaşadığım yıl dönümünü kutluyorum canım, sevgili eşim, evlilik yıldönümü dolaysıyla 4 yıl önce ele aldığım yazımın tazeliğin de, güncelliğini hiç kayıp etmeyen Selmi’m.. Seni seviyorum..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER