Benim de mensubu olmaktan büyük onur duyduğum 68 kuşağı gençliği bir macera , bir tesadüf değildir.
Çok sağlam bir bilim , kültür ve sanat alt yapısı vardır..
Öğrencisi olmaktan yine büyük onur duyduğumuz Rize Lisemizi örnek verirsek ;
O spor salonu çok yoğun bilim , kültür ve sanat arenası olmuştur…
Her yıl en az 5 – 6 tiyatro oynanırdı ve Rize halkı salonu hınca hınç doldururdu..
Yılda 5 – 6 kez bilim panelleri düzenlenirdi..
Hemen hemen her ay sınıflar arası münazaralar yapılırdı..
Sık sık okullar arası bilgi yarışmaları olurdu..
Şiir ve resim yarışmaları düzenlenir ve yıl sonunda bu çalışmalarla ilgili sanatsal sergiler açılırdı..
Müthiş bir spor potansiyeli vardı.. Liseler arası futbol , basketbol , voleybol turnuvaları düzenlenirdi.. (Futbol ve voleybolda bizim okul genel olarak şampiyon olurdu , ama baskette Öğretmen Okulu daha başarılıydı diye hatırlıyorum.)
19 Mayıs, ATATÜRK STADImızda ATATÜRK GENÇLİĞİne yaraşır biçimde müthiş atletik gösterilerle kutlanırdı…
Okul bazında kompozisyon yarışmaları yapılırdı ..
Büyük bir kitap okuma alışkanlığımız vardı..Bizler Nazım Hikmet ,Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Şevket Süreyya, Fakir Baykurt, Necati Cumalı, Orhan Veli , Tevfik Fikret gibi Türk klasiklerinin yanında batı klasiklerini de okuduk, bunlarla bilinçlendik..
Okulumuzun kendine özel orkestrası vardı ( Los Lazikos ). Bateride Adil (Ataç) akordeonda Ali Rıza (Ekşi), ud ve akordeonda Şafak (Morgül), Trompette Sümer ( Hacıgençağa) . Erkut (Çavaş), gitarda Muammer (Berber) , Faruk (Karadeniz) , solist olarak Yılmaz Oral unutulmaz..( Anımsayamadıklarımdan özür dilerim )
Müzik tercihimiz daha çok protest müzikti. Bob Dylon, Beatles..gibi yabancı, Cem Karaca , Mahzuni gibi bizim..
Tabii temel ideoloji ATATÜRKÇÜLÜK’tü.
En büyük şansımız da öğretmenlerimiz
bugünkü üniversite hocalarının çoğuna tur bindirecek donanıma ve birikime sahip , bilimi rehber edinmiş, Atatürk’çü, çağdaş kadrolardan oluşuyordu… Gerek bakış açısı, gerek davranış hatta kılık kıyafet bazında Atatürk ilkelerine aykırı çağdışı bir tane yöneticimiz ve öğretmenimiz hatta öğrenci arkadaşımız bile yoktu..
Tüm bu özelliklerin doğal sonucu olarak bu güzide okulumuz başarı yönünden Türkiye genelinde hep en üst sıralarda yer aldı.
Rize Lisesi, maalesef bu kariyerine karşı olanlar tarafından fiziksel olarak yok edildi.. Şu an Rize Lisesi bina olarak yok..Yerinde okul diye pedagoji bilimine tamamen aykırı, yüksek güvenlikli bir hapishane özelliğinde başarı yönünden son sıralarda ,başka isimli bir okul garabeti var maalesef ..
Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen, benim 68 – 78 kuşağından doğan ışık gençliği aydınlatmaya devam ediyor ve edecek…
İşte 68 kuşağı tüm Türkiye’de bu temelle yetişti..
Tüm dertleri TÜRKİYE SEVGİSİ ve İNSAN SEVGİSİ ydi..
Kenan Öncüler
YORUMLAR