Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Raci Bilici’ye verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasında ısrar etti

İHD Merkez Yürütme Kurulu

İHD Merkez Yürütme Kurulu üyesi Raci Bilici’ye verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasının bozulması üzerine yeniden görülen davada, yerel mahkeme kararında direndi.

Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik soruşturma kapsamında hakkında dava açılan İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve derneği Diyarbakır Şubesi eski Başkanı Raci Bilici’ye “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasının İstinaf Mahkemesi’nce bozulması üzerine dava yeniden görüldü.

Diyarbakır Bölge Adliyesi 2’nci Ceza Dairesi, 21 Aralık 2020 tarihinde incelediği dosyada “Bilici’nin DTK içerisinde herhangi bir üyeliğinin bulunmadığı, İHD Diyarbakır Şube Başkanı olarak katıldığı programlarda konuşma yapması şeklinde gerçekleşen sivil toplum örgütü faaliyeti olarak ortaya konan eylem ve faaliyetlerinin örgütsel amaçla gerçekleştiğine dair delillerin ortaya çıkarılmaksızın, katıldığı yasadışı eylem olup olmadığı ve kod adı kullanıp kullanmadığı hususunda gerekli araştırmalar yapılmadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olması nedeniyle” kararı bozdu.

CEZA İSTEMİYLE MÜTALAA

İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararının ardından dava Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü.

Cumhuriyet Savcısı, duruşmada Bilici’nin “Kürdistan’ın bir nevi kurucu meclisi olarak kabul edilen DTK içerisinde üye olarak aktif şekilde bulunduğunu, örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğunu, örgütün gayesi doğrultusunda bilerek isteyerek süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden eylemlerde bulunduğunu, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğini” savunarak, “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla cezalandırılmasını istedi

BERAAT TALEBİ

Raci Bilici ise yaptığı savunmada herhangi bir illegal yapı ile bağlantısının olmadığını belirterek, beraatını talep etti.

Avukatı Serdar Çelebi de İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararına işaret ederek, mütalaa ile karar arasında çelişki olduğunu söyledi. Çelebi, “Mütalaa cezalandırma gerekçesini üyelik olarak göstermektedir. Müvekkilimin DTK ile bağlantısı yoktur” diyerek, beraat talebinde bulundu.

“ALEYHE BİR HUSUS BULUNMUYOR”

Bilici’nin diğer avukatı Barış Yavuz da, İstinaf’ın bozma kararında 4 temel kriter belirlediğini söyleyerek, “Bunlar sivil toplum örgütünde faaliyet yürütülen sanığın silahlı terör örgütü üyesi olup kod adı almış mıdır, eylemlere katılmış mıdır. Mahkemeniz 9.02.2021 tarihli tensip zaptı ara kararı ile bu kriterleri de emniyete sormuştur. Gelen yazı cevaplarından da müvekkilimin aleyhine bir husus bulunmamaktadır” dedi.

Buna rağmen mahkeme heyeti, oy çokluğu ile Bilici’ye “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

MAHKEME BAŞKANI DA İNANMADI

Mahkeme başkanı ise aleyhe oy kullanarak, karara şerh koydu. Mahkeme başkanı, şerhinde şu ifadelere yer verdi: “Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2020/768 esas, 2020/1207 karar sayılı lamında belirtildiği üzere sanığın DTK içerisinde eşbaşkanlık ve genel kurul, daimi meclis, başkanlık divanı ve komisyonlarında üyelik veya delegasyon olarak yer alma şeklinde veya delegasyon olarak yer alma şeklinde herhangi bir görevi bulunmadığı, İHD Diyarbakır Şube Başkanlığı sıfatıyla konferansta moderatörlük görevi yapmış olması, bozma sonrası celb edilen evrak içeriklerine göre dava tarihinden sonra 1 adet basın açıklamasına katılımı, fiili bir eyleme dönüşmeyen iletişim tespiti içeriklerinin başlı başına Silahlı Terör Örgütü Üyeliği’nde belirtilen çeşitlilik, süreklilik, yoğunluk içermediği bu nedenle Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 223/2-e maddesi gereğince beraat yönünde karar verilmesi kanaatiyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.”

AVUKATI: BAŞKA BİR BULGU YOK

Kararı değerlendiren avukat Serdar Çelebi, Bilici’nin insan hakları mücadelesini yürüttüğünü hatırlatarak, bu çalışmalardan dolayı da kendisine “örgüt üyeliği” iddiasıyla dava açıldığını belirtti.

Bilici’nin yaptığı bütün etkinliklerin insan hakları mücadelesi kapsamında olduğunu vurgulayan Çelebi, bunları mahkemede dile getirdiklerini ancak mahkemenin söylenenleri dikkate almadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bunun üzerine cezalandırma yoluna gitti. İstinaf dilekçemize, savunmamıza dikkat ederek Raci Bilici’nin yaptığı bütün çalışmaların aslında bir sivil toplum örgütü çalışması olduğunu, bunun dışında bir delilin olup olmadığının araştırılmasını, ona göre karar verilmesi istemiyle dosyayı bozdu. Yerel mahkeme, İstinaf Mahkemesi’nin talebi doğrultusunda savcılık ve emniyette müvekkille ilgili yazı yazdı. Müvekkil hakkında dosyada var olanlar dışında başka bir bulguya da rastlanılmadı. Hakkında verilmiş bir ifade, örgütsel herhangi bir eylem etkinliğe katıldığının tespit edilmediğine dair yazı geldi.”

“KOŞULLANMIŞ KARARLAR”

Hem İstinaf kararı hem de emniyet ve savcılıktan gelen yazılar doğrultusunda müvekkillerinin beraat edeceğine dair herhangi bir şüpheleri olmadığını dile getiren Çelebi, “Mahkemenin başka bir karar verme şansı yoktu ama ne yazık ki başkanın muhalefetine rağmen iki üyenin İstinaf kararını görmezden gelerek aynı kararı vermesini büyük bir üzüntüyle karşıladık. Anayasa Mahkemesi Başkanının da bir açıklaması vardı: ‘Üst mahkemelerin kararlarına uyum. Bizim kararlarımıza uyun, dikkat edin. Gereksiz yere iş yükü yapmayın’ diye. Bu kararın İstinaf’tan döneceği açık. İstinaf daha önce bir karar verdi. ‘Bu delillere göre sen mahkumiyet veremezsin, örgüt üyesi yapamazsın bir insanı.’ deyip dosyayı bozdu. Dosyaya giren yeni delil olmamasına rağmen aynı kararında diretti. İstinaf’ın önceki kararından başka bir karar verme şansı var mı? Dolayısıyla gereksiz bir yargı süreci işletilmesi, iş yükünün artması ve insanların mağdur edilmesinden başka bir duruma hizmet etmiyor. Hukuka uygun karar verme Türkiye’nin hep bir sorunu olageldi. Aslında sebep de budur. Bazı kararlar, maalesef hukuktan ziyade, daha önce koşullanmış kararlar gibi”  diye konuştu.