Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Recep Memişoğlu

Makyavelci Anlayışla Marksizim Olmaz..!

Makyavelci Anlayışla Marksizim Olmaz..!
Sosyal medyada ‘İran Komünist Partisinin’ aşağıda okuyacağınız bir bildirisi dolaşmaktadır..
Saldıran ve kendini savunan iki ülke de(İran/İsrail) hiçbiri haklı değil.
İkisi de hayduttur ve bana göre meşru de değildir..
Ancak, bir Marksist kişilik olarak ben Komünist partisinin bu çıkışını doğru bulmuyorum..
*Faşist/Emperyal bir gücün karşı saldırısını bir devrim fırsatına çevirmek, iç dinamikleri yok saymak ve mücadele de kolaycılığını seçmek değil mi..?
Evet, iki rejim de gerici, faşist, Siyonist, Molla iktidarı..
*Siz bu güne kadar örgütsel durumunuzu güçlendirmek ve iktidarı almak için ne yaptınız..?
*Halkın bu güne kadarki memniyetsizliğini ne kadar örgütlediniz..?
*İktidarı elde edecek güçlü örgütlü bir potansiyeliniz var mı..?
Bu konuda yeterli bilgiye sahip değilim..
Ancak, takip edebildiğim kadarıyla, bu soruların yanıtlarının olumsuz olduğunu biliyorum..
Eeee o zaman..!
Lütfen okuyalım..
İRAN KOMÜNİST PARTİSİ BİLDİRİSİ
HALKIN SAVAŞA YANITI, İSLAM CUMHURİYETİ’NİN YIKILMASI İÇİN MÜCADELENİN YOĞUNLAŞTIRILMASIDIR
İsrail devletinin İran İslam Cumhuriyeti’nin askeri ve nükleer merkezlerine, komutanlarına ve yetkililerine yönelik başlattığı ve hâlâ süren saldırı, İran halkının katledilmesi için kurulan makineye indirilmiş bir darbedir. Bu saldırılarda öldürülen Salami, Şemhani, Bakıri, Abbasi ve benzeri suçlular; İran halkının katledilmesi, PS752 uçağının vurulması, Mahsaların, Nikaların, Sarinaların, Kiyanların öldürülmesi, Suriye ve tüm bölgenin halklarının katliamı gibi birçok kanlı dosyaya sahiptir. Bu canilerin öldürülmesi ve İran İslam Cumhuriyeti’nin askeri ve nükleer merkezlerinin yok edilmesi, İran’daki cellatlara ağır bir darbe olmuştur.
Bu darbeleri indiren İsrail devletidir; ki kendisi de Gazze halkı ve Filistinlilerin katledilmesinde uzun bir sicile sahiptir. Bu, iki terörist devlet arasındaki bir savaştır. Ancak bu savaşa devrimci ve insani bir yanıt, yalnızca teröristlerin savaşına karşı olmak, barışseverlik ya da savaşı durdurma talebiyle pasifist bir tutum almakla sınırlı olamaz. Kararlı bir karşı koyuş gereklidir. Netanyahu’nun faşist hükümetiyle hesaplaşmak İsrail halkının görevidir; İran İslam Cumhuriyeti’nin yıkılması ise İran halkının acil sorumluluğudur.
Sadece savaşı durdurmak isteyen biri bile, savaş gerilimini yaratan ve savaşın karanlık gölgesini İran ve bölge halklarının başı üzerine taşıyan bu rejime karşı mücadeleye katılmalıdır. Açıktır ki İsrail, Amerika veya başka bir dış güç İran halkının kurtarıcısı değildir. Onlar kendi çıkarlarının peşindedir. Ancak İran halkı da meşru ve insani amaçlara sahiptir: Suç ve terör rejiminden, İran halkının ve bölge halklarının kanına bulaşmış bu yönetimden kurtulmak. Bu, yalnızca ayağa kalkmış İran halkının değil; aynı zamanda bölgede ve dünyada özgürlük isteyen tüm halkların da talebidir.
İran İslam Cumhuriyeti’nin, toplumun çeşitli kesimlerinde süregelen protesto ortamını, grevleri ve toplantıları savaş ve savaş koşulları bahanesiyle gölgelemeye çalışmasına izin verilmemelidir. Mevcut raporlara göre, rejim, protesto eylemleri karşısında silahla müdahale yetkisi vermiştir. Halkın yanıtı yalnızca daha fazla alanda hükümete karşı saldırı olmalıdır. Kadın, Yaşam, Özgürlük hareketinin tüm aktivistleri; kadın hareketi, adalet arayışı içindeki aileler, işçiler, şoförler, öğretmenler, emekliler, öğrenciler ve toplumun tüm muhalif kesimleri, daha fazla birlik ve eşgüdümle sahaya inmelidir. Bugüne kadar sahip çıktıkları haklı talepler uğruna verdikleri mücadelenin yanı sıra, hükümetin savaş kışkırtıcılığına karşı da bayrak açmalıdırlar.
Başlayan bu savaşın üç tarafı vardır. Üçüncü taraf halktır. Bu üçüncü kutup, İran İslam Cumhuriyeti’ni yıkarak bu savaşa insani, ilerici ve özgürlükçü bir perspektifle son verebilir. İran İslam Cumhuriyeti hiçbir zaman bu kadar zayıf, çaresiz ve dağılmış olmamıştır. Artık hem ülke içinde hem dışında Kadın-Yaşam-Özgürlük devriminin tüm kurumlarının ve aktörlerinin, İran’daki suçlulara ve savaş kışkırtıcılarına karşı yeni bir saldırı başlatmasının zamanı gelmiştir. Zafer bizimdir!
13 Haziran 2025
* Hamid Taqvai (İran Komünist-İşçi Partisi lideri)

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir