KAFES BALIKÇILIĞI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Son yıllarda Ardeşen, Fındıklı, Arhavi ve Hopa’da denizde kafes balıkçılığı yapabilmek için birçok şirket adeta sıraya girmiş şekilde kıyılarımızı ve denizimizi talan edebilmek için bir çok girişimlerde bulunmaktadır.
Bunun için gerek Rize Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne gerekse Artvin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne başvuruların ardı arkası kesilmemektedir.,
Bu şirketler daha önce derelerde ve Baraj göllerinde yaptıkları kafes balıkçılığından sonra neden denizlerimize göz dikmektedirler?
Bu şirketler Ardeşen, Fındıklı, Arhavi ve Hopa halkını niçin bu kadar çok sevmeye başlamışlardır?
İlgili şirketler her türlü yol ve yöntemi işe koşmaya çalışarak, bürokrasiyi arkasına almaya çabalayarak bir an önce,25.11.2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince istenen;
“Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” raporlarını çıkartabilmek için neden her türlü uğraşı içine girmektedir?
ÇED sürecini olumlu çıkartabilmek için gerekli olan halkı bilgilendirme toplantılarını Ardeşen,
Fındıklı,
Arhavi ve Hopa halkı yaptırmadığından bu sefer şirketler farklı yöntem manevraları yaparak İlgili İl müdürlükleri kanalı ile,
ÇED Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinin (1) bendi gereği halkın görüş ve önerilerini almak yöntemini işe koşmuş bulunmaktadır.
Peki nedir bu denli Kafes balıkçılığı aşkını tetikleyen bu çabaların nedeni ve olası sonuçları?
Biraz da bu hususları bilimsel verilerle ele almaya çalışalım.
Kafeslerde yetiştirilen balıkların sık sık hasta olması nedeniyle sık sık ilaçlanması sonucu denizde serbest yaşayan diğer balıklar da bu antibiyotik ilaçları vücutlarına alacak ve o balıklardan da bizlere ulaşacaktır.
Denizlerimizde gözle görülür kirlilikler oluşacaktır.
Balıkların yemlenmesi diğer balıkların aktivitelerinden kaynaklanan atıklar ,
tüketim fazlası kalan yemler,
ilaç ve kimyasallar ile çözümlenmeyen maddeler denizlerimizi kirletecek ve sahillerimiz çöplüğe dönecektir.
Kafes balıkçılığı yani su altında balık yetiştiriciliği ekolojik felaket yaratır.
Balıklar kafes içinde yaralanır, hastalık kapar ve kolayca parazitlere maruz kalır.
Bu olumsuz tabloyla mücadele etmek için geniş spektrumlu antibiyotik ve kimyasallar kullanılır;
hijyen banyosundan pesti sit(zararlı organizmalar) uygulamalarına kadar uzanan bu yöntemler suyu kirletir.
Bir havuzda yetiştirilen balık adedi ne kadar çoksa kafesin altındaki deniz tabanında da o kadar çok dışkı, besin kalıntısı ve ölü balık birikir.
Bu durum suyu aşırı gübre yüküne maruz bırakır.
Yetiştirme çiftliklerinin atık suyu, içerisindeki kimyasallar ve ilaç kalıntılarıyla beraber nehirlere,
göllere, denizlere karışır diğer yerlere bulaştırır.
Büyük çoğunluğu su altında yapılan kitlesel hayvancılık örneği olan çiftlikler,
ucuz balığa duyulan açlığı doyurmaya yönelik, kâr güdülü pazarlardır.
Kafes balıkçılığı yerel halkın yaşam olanaklarına da zarar verir.
Zira geleneksel kıyı şeridi balıkçılığıyla çıkarılan ürün, miktarı,
yetiştirme çiftlikleri nedeniyle ciddi biçimde azalır.
Aynı zamanda da balık çiftliklerindeki yoğun yetiştiricilik,
avcılıktan elde edilen küçük balığın balık ununa ve balık yağına dönüştürülüp çiftliklere yem olarak sunulmasına dayalı olduğundan aslında kitlesel olarak daha fazla (ve daha ucuz olabilecek)
hamsi, çaça gibi balıkların yeme dönüştürülerek hamsinin besin olarak halka ulaşımına olumsuz yönde ket vurulur.
Genel olarak değerlendirildiğinde;
Kafes balıkçılığında çevreyi etkileyecek olası kirleticiler: sıvı atıklardan kaynaklanacak kirlilikler;
evsel nitelikli sıvı atıksu,
temizlikten kaynaklanacak atık su,
sintine suları, atık yağlar, bitkisel atık yağlar şeklinde belirlenmiştir.
Katı atıklardan kaynaklanan kirleticiler;
Belediye atıkları, ambalaj atıkları biçiminde ortaya konulmuştur.
Yemleme ve balık dışkıları sonucu oluşacak katı atıklar;
tüketilmeyen yem miktarı, metabolik atıklar, nitrojen ve fosforun çevreye boşaltımı, ölü balıklar olarak belirlenmiştir.
Bu sayılanların yanı sıra, tehlikeli atıklar,
tıbbi atıklar,
atık pil ve akümülatörler,
ömrünü tamamlamış atık lastikler gibi çevreye olumsuz etki bırakacak atıklar da söz konusudur.
İşte bizleri çok seven kafesçilerin topluma ve doğamıza vereceklerinin kısaca özeti.
YORUMLAR