Arkadaşlar, bu bir fıkra değil , yaşanmış bir olaydır..
Bizim toplumun bir kesiminin düşünme ve akıl yürütme yeteneğinin açık bir göstergesidir…
Hepimizin içinde yaşadığı Karadeniz toplumumuzun anlatım biçimidir..
Bu nedenle kesinlikle müstehcen olarak yorumlanamaz..
Trabzon’un ünlü Mustafa Cansız(1895-1975) hocasını belki bilirsiniz.. Özellikle din cahillerine hiç taviz vermeyen, lafını esirgemeyen, övüleceği öven ama sövüleceği de söven, sevgili Yaşar Nuri Öztürk’ün de hocası, konuşma tarzında bölgenin tüm özelliklerini gördüğümüz, Arapça, Farsça, Çağatayca ve Rumca bilen, bilgi deryasi gerçek bir imamdır…
Kitabımda da kendisine yer verdim..
Trabzon’un bir köyünde sevgili Hasan emicemin babası sizlere ömür..
Cenaze defnedilir..
Bu sırada köyün çok bilen imamı eğilir Hasan emicemin kulağına :
– Babanun ruhi içun iskat olarak bi siğir kesmen lazim..
Hasan emicemin başından aşağı kaynar sular dökülür..
Zaten bir ineği vardır.. O zamanlar çoğumuzun olduğu gibi bir inek evin diyetidir.
Ama bu toplumda maalesef imamın dediği kanundur.. İtiraz edilemez..
Alır Hasan emicemi derin düşünceler..
Bir tarafta sevgili babası, bir tarafta evinin diyeti, evladı gibi yetiştirip büyüttüğü canının bir parçası ineği..
Komşuları Hasan emiceme bir tavsiyede bulunurlar..
– Sen git Trabzona, buni Cansuz hocaya daniş.. En doğrisini o bilur..
Bir umut gider Trabzona.. Arar bulur.. Cansız hoca Töbder’de tavla oynamaktadır..
Oturur hocanın yanına.. Hoş beş, çayı söylenir filan..
Hasan emicem olayı anlatır..
– Siğirumi kesmem icap eder mi..
Cansız hoca tereddütsüz:
– Hiç ta icap etmez.. Dua et babana…
– Ama hocam bizum imam şarttur dedi..
– Ko o imamun a….
– Oyle dema hocam, çok muhterem bir imamdur..
– E oyleyisa o kosun senun a…
YORUMLAR