Bu bir poz değil; bu, hayatın kısa bir durakta soluklandığı an.
Birlikte yaşanmış onca yıl, onca mücadele, onca düş, bir şişe suya, bir sigara pakedine, bir çay bardağına sinmiş.
Gülüşlerinde zamanın sırtını sıvazlayan bir yumuşaklık, bakışlarında yılların yorgun ama vakur bilgeliği…
Bu masa, sadece bir dinlenme değil, bir hatırlayış yeridir. Kayıpları anma, kalanları onarma, yürünecek yolu yeniden haritalama yeridir.
Burası bir kavşaktır: Anılarla gelecek arasında, şiirle politika arasında, sevdayla öfke arasında…
Ama biraz daha yaklaşırsan, orada bir halkın hayalini, bir coğrafyanın sancısını, ve dünyanın daha güzel bir yer olabileceğine dair sarsılmaz bir inancı göreceksin.
İşte o inançla kurulmuş bu masa; dostluğun, yoldaşlığın ve umudun masasıdır.
Ve bu adamlar…
Bir devrim ihtimaline yüreğini koymuş adamlardır.
Ve o devrim, bazen böyle küçük bir masada başlar
YORUMLAR