Kışları kaz, yazları sazla tanıtılmaya çalışılan Kafkaslara sıfır sınır kent Ardahan’dan Brezilya’ya nasıl gidilir niye baktığımda 11 bin 418 km yolu ancak hava yoluyla alınabileceğini görünce memleketimde havaalanı olmayınca bu ülkeye gitmekten vazgeçip, o işi ve gidişi hakemlikten sonra dağcılığa özenip, Ağrı dağının zirvesiyle yetinmeyip, İran’ın ve Gürcistan ile Rusya’yı ayıran Kafkasya’nın en yüksek dağlarından birinin zirvesi çıktıktan sonra ne alaka dediğim Lübnan’a giden oğlum, Doğu’ya bıraktım.
Çünkü uçakla İstanbul’dan Ardahan’a nasıl gidilir diye baktığımızda ise googeli’in de havaalanı olmayan Ardahan’ı görmeyip, Ermenistan’ı gösterdiğinden dolayı uçağa binmeyi ve yine arabamla doğalgaz çıkacak denen Karadeniz sahil yolundan memlekete gidip, gelmek daha iyi dedim.
Evet, yapılan seçimle ülkenin gündemine girip, son çıkarılan dezenformasyon yani 3 yıllık hapis cezası hediyeli sansür yasasının korkusuyla adeta ‘Kızım sana diyorum, gelinim sen duy’ şeklinde Brezilya’yı ve siyasilerini değerlendiren ana akım medyada ki meslektaşlarımın gibi bende ‘biz olmasak, beka olmaz’ diyenleri değil Brezilya’yı ve burada yapılan seçimi değerlendireceğim.
Çünkü bir hayli uzak olan bu ülkenin siyasileri ve savcılarının bu Kürtçe, Türkçe karışımlı yazımı okumayacaklarını biliyor ve meslektaşlarım gibi bende başıma iş açmamaya çalışıyorum. Ve Rio Karnavalıyla ünlü bu ülkenin tarihini incelerken başta petrol olmak üzere doğalgaz ve diğer yeraltı kaynaklarının bolluğuna rağmen nüfusunun büyük bölümü adım gibi fakir olduklarını da görüyor, bu dünya da birileri rahat etsin diye insanlar niye yoksul diye kendi kendime mırıldayıp, kader denen kadere isyan ediyordum.
Kılıçdaroğlu’nun başta İstanbul olmak üzere birçok kentte uyuşturucu kullanımının arttığını belirtip, içişler bakanını ve ona bağlı kurumları suçlarken bu kara paradan gelen gelirle cari açığını kapatmakla suçlarken Soylu’yu ‘Breaking Bad Süleyman” lakabıyla adlandırırken bende kalkıp, hava yoluyla kilometrelerce uzaklıktaki Brezilya’ya ve onun ünlü Rio karnavalını merak edip, araştırıyordum.
Ve Brezilya’da başkanlık seçimlerinde Luiz Inacio Lula da Silva’nın galip ilan edilmesi üzerinden 17 saatten fazla süre geçmesine karşın, Brezilya lideri Jair Bolsonaro hala yenilgiyi kabul etmediği Aşırı sağcı siyasetçinin, başlıca solcu rakibine karşı kaybetmesinin ardından uyduğunu ve tüm dünyanın onun uyanmasını ve seçim sonuçlarını kabul edip etmeyeceğini merak ettiğini de görüyordum.
Ülkemiz gibi Askeri darbelerle ünlü olduğunda öğrendiğim Brezilya’nın ünlü Rio festivalinden kendimi alamayıp, yazımın içine ekleyeceğim en güzel fotoyu seçmeye çalışırken Soylu’yu twitter’aa eleştirdiği için savcılığın CHP’nin genel başkanı ve milletvekilleri hakkında ‘Kamu görevlisine hakaret’ diyerek dokunulmazlıklarını kaldırmasını istediği haberi gelirken bir polisin hem de Soylu’nun başında bulunduğu içişlerine bağlı bir kamu görevlisinin ağır eleştiride bulunduğu gerekçesiyle tutuklandığını öğreniyordum.
Neyse ‘Ardahan’dan Brezilya’ya nasıl gidilir?’ diye düşünüp, Rio’lu ülkeye gidemeyeceğini anlayıp, içinde kala kaldığım ülkenin iç sorunlarını yazdığımı anlayıp, frene basarken daha önceki bir yazımda dile getirdiğim ve sen, bu yazıyı okuyan dahil vatandaşın gidip, bir tane günlük gazete almadığı ülkede ki gazete tirajının bir hayli düştüğünü bu kez ulusal tvler, nasıl bir mesaj atsam, başıma bir iş gelmezse denen sanal haberler veriyordu.
Ve bu kez gazete almayanlara değil, o gazetelere korkudan haber yorum yazamayan meslektaşlarıma üzülürken Brezilya’nım diğer bir simgesi olan ve seçimleri kayıp eden iktidarın yapılaşmaya açtığı Amazon ormanlarının ağaçlarının da içinde olduğu onca ağacın Ardahan’ın, memleketimin sarı çamları gibi ne diye satılmayan gazetelerin kâğıdı için kesilip, doğrandığını da sorgulayıp, bu gidişle başımıza iş açacak diye korktuğum yazılarımdan bir yenisini bitirip, suya, sabuna, hatta iktidara dokunmayan bugünün yorumuna son veriyordum.
YORUMLAR