Beşikdüzü halkı Fındık ve Doğası için Sokağa çıktı. Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde fındık üreticileri AKP hükümetinin tarım politikalarını protesto etti. “Dik Duracağız Ya Onlar Devrilecek Ya Biz Bu Tarafa Devrileceğiz Ya Faşizmi İnşa Edecekler Ya Faşizme Geçit Vermeyeceğiz”
Özel Haber. Gençağa KARAFAZLI
Trabzon, Beşikdüzü Emek ve Demokrasi Platformu “Fındığına, Doğana ve Demokrasiye Sahip Çık” sloganıyla bugün miting gerçekleştirdi. Mitinge, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Sol Parti MYK Üyesi Alper Taş, CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, İHD Rize temsilcisi Günay Karafazlı, Tüm Emekliler sendikası, DİSK maden İş sendikası üyeleri ve çok sayıda Fındık üreticisi yurttaş katılarak destek verdi.
Beşikdüzü Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde düzenlenen mitinge öncesi Gürkan Yardım okul kavşağında toplanan onlarca yurttaş “Fındığına, Doğana ve Demokrasiye Sahip Çık” pankartı açarak buradan, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, , “diplomasız Erdoğan”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Fındıkta, Çayda sömürüye son”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” , “zam zulüm işkence halka düşmanı AKP” sloganları eşliğinde “Beşikdüzü Belediyesinin önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
“Fındık tüccarları ve sermaye çevreleri, emeğimiz üzerinden haksız kazanç sağlıyor.”
Mitingin ilk konuşmacısı Sol Parti Giresun il başkanı Ethem İştar oldu.
İştar, “Tarım emekçileriyiz. Atalarımızdan bizlere miras kalan fındık bahçelerinde, zorlu koşullar altında birikmiş emeğimiz ve alın terimiz var.
Bir yıllık emeğimizin karşılığı olan fındık taban fiyatı belirlenirken, mevcut ekonomik koşullar ve yıllık enflasyon dikkate alınmıyor; fiyatlar, tek taraflı ve çok düşük seviyede belirleniyor.
Emeğimizin karşılığını alamadığımız gibi, üretime hiçbir katkısı olmayan fındık tüccarları ve sermaye çevreleri, emeğimiz üzerinden haksız kazanç sağlıyor.
Fındığın üretim sürecindeki maliyetleri üst üste koyduğumuzda, ortada bir kazanç kalmadığını artık hepimiz biliyoruz. Bizler; Fındıkta adil fiyat, Planlı üretim ve çiftçiyi koruyan bir tarım politikası istiyoruz”
“Asla bu sisteme boyun eğmeyeceğiz”
AKP iktidarı yıllardan beri hatalı tarım politikaları nedeniyle bu ülkenin tarımını bitirdiğini söyleyen CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, yaptığı konuşmada, “Mağdur edilmiş kesimlerin, halkın iradesinin elinden alınan sizlerin bugün bir arada oluşu; tepkisini, düşüncelerini ama asla bu düzene boyun eğmeyeceğinin bir göstergesi olarak buradasınız.
Uzun bir zamandır, 19 Mart’ta başlayan bir gaspla birlikte halkın iradesinin gasp edilmesiyle; Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş şekilde hak, hukuk, adalet yerle bir edilmiştir. Demokrasi alenen ayaklar altına alınmış, anayasal haklar yok edilmiş, insan hak ve özgürlükleri artık konuşulamaz hale gelmiştir. Bu süreci hep birlikte yaşıyoruz.
Ne diyoruz biz? Bizler diyoruz ki: AKP iktidarı, yıllardan beri uyguladığı hatalı tarım politikaları nedeniyle bu ülkenin tarımını bitirmiş, hayvancılığı bitirmiş, çiftçiye zulmetmeye devam etmektedir. Tarım tamamen bitme noktasına gelmiş bir durumla karşı karşıyayız, değerli arkadaşlar. Bu Trabzon bölgesi, daha doğrusu Rize, Trabzon, Giresun, Ordu hattında en büyük iki temel tarım ürünü var: Bir tanesi fındık, bir tanesi Çay. Bizler her platformda ister fındık üreticisi olsun ister çay üreticisi, onların tarlalarında, bahçelerinde ne yaşadıklarını, neyle karşılaştıklarını, ürünlerini kaça satmaları gerektiğini, hangi maliyetlerin olduğunu yıllardır hesaplıyoruz ve söylüyoruz. Diyoruz ki, örneğin bu yıl fındık fiyatı 250 TL’den az olmamalı. Neden bunu söylüyoruz? Çünkü ülkemizde ciddi bir enflasyon baskısı var. Enflasyonist bir sistemde yaşıyoruz, arkadaşlar.
“AKP iktidarı yabancılara bu ülkenin kaynaklarını peşkeş çekiyor”
Her gün cebimizdeki para eriyor. Halkımız fakirleşiyor. Evine ekmek götürmek derdinde olan sizler, her geçen gün daha da yoksullaşıyorsunuz. Peki değerli kardeşlerim, bu ülkede çay ve fındık bizim göz bebeğimiz. İki temel ürünümüz bunlar. Eğer biz bu ürünleri bahçe maliyetleriyle topluyor, sonra da bizleri sömüren kartellere kazandırıyorsak. Benim çiftçi kardeşim haklı olarak diyor ki: “Başkanım, ben o zaman bahçeye neden ineyim? Fındığı neden toplayayım? Çayı neden toplayayım? “Hâlâ daha geçen yılın fındık maliyetlerine bu yılın satış rakamları ulaşmamıştır, değerli arkadaşlar. Biz bunu söylüyoruz ama bizi dinleyen yok! Sizi dinleyen yok! Sizi umursayan da yok! Hâlâ birilerini zengin etmeye, birilerine para kazandırmaya, onların sermayelerine sermaye katmaya devam ediyorlar. Üstelik bunu yaparken, bizlerin gözünün içine baka baka, vatandaşla alay edercesine. “Yok efendim 165 lira olacakmış, dolar kuru 4 liraymış, piyasa dengeleriymiş…” diyorlar.Kardeşim, elindeki ürünü üreten çiftçiyi sen destekleyemiyorsan, ona sahip çıkamıyorsan, piyasa politikalarını oluşturamıyorsan, tarım politikalarını kuramıyorsan ve yabancılara bu ülkenin kaynaklarını peşkeş çekiyorsan… Bu senin ayıbın, bu senin beceriksizliğindir!
“Ander Kalsın İktidarınız”
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ise, Şimdi mesele bu vatana sahip çıkanlarla çıkmayanların meselesi olduğunu belirterek şunları söyledi, “Değerli dostlar, Alper Başkanımın bıraktığı yerden ben de bir şiirle devam etmek istiyorum:
“Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim.
Akarsuyun, meyve çağında ağacın,
Serpilip gelişmekte olan hayatın düşmanı…
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına.
Çürüyen diş, dökülen et…
Bir daha geri gelmemek üzere gidecekler.
Ve elbette ki sevgili Melbet,
Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
İşçi tulumuyla,
Bu güzel memlekette hürriyet!”
Nazım Hikmet’in bu şiiri, tam da bugünkü iktidarın tablosudur. Hayatın düşmanları, doğanın düşmanları, özgürlüğün düşmanları… Daha fazla söze gerek yok.
“Biz vatanına sahip çıkanların safındayız”
Bugün burada üreticiler konuştu, il başkanımız konuştu, Alper Başkanım konuştu. Teferruatlıca anlattılar. Ben size bu iktidarın tarımını, hayvancılığını, sağlığını ya da adaletini anlatmayacağım. Çünkü bu iktidarın yönetme süresi sona ermiştir! Artık tüketilmiştir. Raflardan kaldırılacak, tarihin çöplüğüne atılacaktır. Çünkü bu, takvimi bitmiş bir iktidardır! Güler Hanım’ın taşıdığı pankartta yazdığı gibi: “Havama, suyuma, toprağıma sahip çık!” Yani kısaca: “Vatanıma sahip çık!” Bu iktidar en başından itibaren planlı bir şekilde ilerledi. Devletin tüm kurumlarını çökertti. Üniversiteleri, askeriyeyi, bürokrasiyi dağıttı. Şimdi mesele çok açık: Bu vatana sahip çıkanlarla çıkmayanların mücadelesidir! Biz vatanına sahip çıkanların safındayız. Korkmadan, yılmadan, susmadan, bir an bile eğilmeden! Bugün fındıkta sömürüye son diyoruz! Ama mesele sadece fındık değil. Trabzon’un %77’si madencilik şirketlerine açıldı. Honefter Yaylası’na maden arama izni verildi. Sonra hayvancılığın gelişmesi bekleniyor… Bu mümkün mü? Hayır! Bu kararlar rastlantı değil, bilinçli tercihlerdir.
“Korkmuyoruz, susmuyoruz, yılmıyoruz!”
Bugün biz, Kurtuluş Savaşı şartlarında yaşıyoruz. Birlikte mücadele edeceğiz. Hiç kimseyi dışarıda bırakmadan. Dayanışmamız çok önemlidir. Çünkü halk kararını verdi. Onlar da bunu görüyor ve işte bu yüzden korkuyorlar. Korktukları için de baskıyı artırıyorlar! Tweet atanı gözaltına alıyorlar. Hukuksuz gerekçelerle insanları cezaevine gönderiyorlar. Ama halk artık korkmuyor! “Korkmuyoruz, susmuyoruz, yılmıyoruz!” diyor herkes! 19 Mart’tan bu yana sokaklardayız. Gençlerin, yaşlıların gözlerinde en küçük bir korku bile yok. Herkes ne yaptığının farkında. Herkes bu mücadelenin bedel istediğini biliyor. Ve herkes hazır! Bizim görevimiz çok net: Daha çok çalışmak! Anlatmak, anlatmak, anlatmak! Görmeyene göstermek, duymayana duyurmak, bilmeyene öğretmek! Bıkmadan, usanmadan… Dışlamadan, küçümsemeden… Bu isyanı büyütmek bizim elimizde! Çünkü bir kurtarıcı beklemiyoruz. Kurtarıcı biziz! Ya hep beraber, ya hiçbirimiz! O yüzden lafı dolandırmayacağım. Zaman, ampulü patlatma zamanıdır! Evet, o zaman geldi! Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Sandığı getirin! Halk hazır! Bu halk size gününüzü göstermeye hazır! Demokrasiden korkmayın! Sandığı halkın önüne koyun! Ve son olarak… Davulun sesi sizin iktidarınıza çıksın! 93 yaşındaki teyzemizden, 7 yaşındaki çocuğumuza kadar herkes burada! Emekli öğretmenimiz burada… Emeğin sesi burada… Halk burada! “Andır kalsın madeniniz!” Ve evet: “Andır kalsın iktidarınız!”
Yurttaşlar: “Havamıza, zeytinimize, vadimize kendimiz sahip çıkacağız”
Mitinge katılan yurttaşlar da şunları söyledi:
”Biz fındığımızı koruyalım diye geldik, fındığımıza değer verilmiyor, verilen para da bize verilmiyor, daha da altından hesap görülüyor.”
“Topraklarımızı satmasınlar, fındıklarımıza sahip çıkmak için buradayız.”
“Halk sokakta, her şey çok güzel olacak.”
”Artık söylenecek söz kalmadı bence. Bütün halk olarak, halklarımıza, toprağımıza, suyumuza, havamıza, zeytinimize, vadimize kendimiz sahip çıkacağız. Bu topraklar bizim kanla kazandık. Bunları 3-5 çapulcunun, sermayenin, kapitalizmin, Amerikan emparyalizminin peşinde koşanlar değil, bu vatanı yok etmeye çalışanlar değil, biz vatanımıza sahip çıkacağız.”
”Bu dünyanın her yerinde güzellik, özgürlük, herkes rahat bir hayat yaşamasını isterdim. Çünkü çok sıkıntıdayız. Ben emekliyim, kışın yakıtımı ödeyemiyorum. Aldığım maaşla geçinemiyorum, bak tek başıma geçinemiyorum, kışın ben çok zor geçiniyorum. Bu insan bir yere gidip bir çay içemiyor. Bir gün gelse, ikinci gün gelemiyor. Parasızlık, imkânsızlık…”