Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Süleyman Hacıbektaşoğlu
Süleyman Hacıbektaşoğlu

*”21. Yüzyılda Lenin Olmak”*

Son 6 ayda okuduğum çevre, ekoloji, tarih, sınıfsal mücadele, teknolojik gelişim ve yapay zekâ üzerine bir dolu kitaptan sonra, “Bugün Lenin olsaydı ne yapardı?” sorusu zihnimde gittikçe büyüdü.

Bu soruya cevap bulmak için, son bir ayda Marksist klasiklerin bir bölümünü yeniden okuma ihtiyacı hissettim. 20. yüzyılda Lenin, o günün koşullarına karşı nasıl bir teorik ve pratik hat belirlemiştir? 21. yüzyılda, yani bugün yaşasaydı, nasıl bir teorik ve pratik geliştirirdi?

Bu sorular üzerine uzun uzun düşündüm; tartışırken bazen Lenin’in karşısına geçip ısrarla onunla ters düşmek isteyerek, bana karşı Lenin’in savunularının neler olduğuna ayrıntılarıyla bakıp, notlar aldığım günler oldu.

Bugün Lenin yok. Ama bugün bir Lenin olma zamanı. Lenin gibi düşünmeden, Lenin gibi örgütlenmeden, Lenin gibi güncel taktikler geliştirmeden; burjuvazinin ilerici güçlerinin peşine takılmadan ama o alanı iyi kullanan politik taktikler üretmeden; küresel ağlarını, örgütlenmesini, sömürü düzenini oturtmuş burjuvazinin düzenini yıkmanın imkânsızlığı ortada.

Ancak bir Lenin olunursa, yani onun düşünce sistematiği bugüne uyarlanarak yeniden kurtuluşun yolunu açabiliriz. Lenin başardı; biz de başarırız.

Kapitalizm daha vahşi. Artık her şeyi ; toprağı, ormanı, kadını, gencini, tüm canlıları kâr olarak gören “süper sömürü” dönemini yaşıyor ve hızlıca her şeyi yok ederek paraya dönüştürüyor.

O zaman aynı hızla ona cevap verilmesi gerekiyor ki, bunun da yolu sınıfı örgütlemekten ve keskin bir sınıf mücadelesinden geçiyor. Reformist, revizyonist yaklaşımlar bir dönem belki anlamlı olabilirdi; ama bugün artık hiçbir anlamları kalmamıştır.

Doğrudan hedefe yönelik bir örgütlenme ve mücadele alanı seçilmelidir. Bu mücadelenin elbette taktiksel ayakları olmak zorundadır. Bu taktiksel açılımlar ve mücadele alanları, sınıf mücadelesine katkı sunacak, onu örgütleyecek, yolunu açacak, onu geniş kitleler içinde, sınıf içinde görünür kılacak; sınıfsal tavrı kitleler nezdinde meşru kılacak çalışma alanları olmalıdır.

Hedef değil, amaca götüren araçlar olmalıdır. Buna demokrasi mücadelesi ve parlamento da dahildir.

Şimdi “Lenin olsaydı bugün ne yapardı?” üzerine biraz kafa yoralım. Uzun bir yazı olabilir ama okunmalı ve tartışılmalıdır.

Çünkü buzu kırıp yolu açacak, buz kıran olup devrime yürümeyi ancak böyle başarabiliriz. Yoksa tüm çabamız, sistem içinde devrimcilik yaparak hem kendi umudumuzu hem de geniş yoksul kitlelerin, sınıfın umudunu yok ederiz.

Belki de hâlâ bir karşılık bulmakta zorlanıyorsak sebebi budur.

Hadi Lenin olalım bakalım…

Lenin’in 20. yüzyıldaki Teorik ve Pratik Hattı nasıldı sorusuyla başlayabiliriz.

Lenin’in devrim teorisi ve pratiği, 20. yüzyılın başındaki somut koşulların ürünüydü:

* Emperyalizm Çağı: Tekellerin ve finans kapitalin birleştiği, dünya pazarlarının paylaşıldığı bir dönemde emperyalizm, kapitalizmin en yüksek aşaması olarak tanımlandı.

* Proletarya Diktatörlüğü: Burjuva devletin, hangi biçime bürünürse bürünsün, sınıfsal olarak burjuvazinin iktidar aygıtı olduğu vurgulandı.

* Somut Durumun Somut Tahlili: Devrim, ülkenin iç çelişkilerinin ve uluslararası konjonktürün diyalektik bir analizine dayanmalıydı.

* Parti Modeli: Disiplinli, merkeziyetçi, öncü bir parti örgütü olmadan devrim yapılamazdı.

* İttifak Politikası: Emperyalizme ve feodalizme karşı ittifaklar kurulabilir, ama burjuvazinin “ilerici” kanadına stratejik bağlanmak reddedilmeliydi.

Lenin, 1917’de Çarlık Rusyası’nda bu hattı başarıyla uyguladı. Ama bu hat, sadece o dönemin tarihsel fotoğrafı değil; kapitalizmin yapısal özelliklerinden türeyen ilkelerle örülmüştü.

Peki 21. Yüzyılda Lenin Olsaydı…

Lenin bugün yaşasaydı, temel ilkelerinden vazgeçmezdi; ama araçlarını, taktiklerini ve sınıf analizini bugünün kapitalizmine uyarlardı.

Değişmeyen Çekirdek:

Kapitalist devlet, hangi teknoloji çağında olursa olsun, burjuvazinin sınıf iktidarının aracıdır.

* Artı-değer sömürüsü, üretim biçimi ne kadar değişirse değişsin, kapitalizmin can damarında akar.

* Emperyalizm, yalnızca topla tüfekle değil; veri, patent, algoritma ve finans kodlarıyla da dünyayı paylaşır.

* İşçi sınıfı, ister fabrikada ister evden çalışsın, ister kuryelik yapsın ister yazılım geliştirsin, hâlâ kapitalizmin artı-değer kaynağıdır.

* Dijital ajitasyon ve örgütlenme, yeraltı matbaalarının yerini alırdı.

* Canlı yayın platformları, sosyal medya,dijital dünya kitle ajitasyonunun yeni kürsüsü olurdu.

* Şifreli iletişim ağları, küresel ve anlık koordinasyonun altyapısını sağlardı.

* Sınıf tanımı, gig ekonomisi çalışanları,
algoritmalarla yönetilen beyaz yakalılar, veri emeği üretenler gibi yeni katmanları kapsardı.

Bugünün Lenin’i, “yapay zekâ çağını”
dijital-emperyalist tekelcilik olarak tanımlar; teknoloji devlerini 20. yüzyılın petrol tekelleriyle aynı yere koyardı. Ve şunu söylerdi:

“Düşman artık yalnızca ulusal sınırlarınızın dışında değil; cebinizde, ekranınızda, hatta beyninizin içine yüklenmiş uygulamalarda.”

Bunu da iyi kavramamız gerekiyor.

21. Yüzyıl Türkiye’sinde Lenin’in 10 Maddesi ne olurdu?

Bu benim okuduğum, tartıştığım ve oluşturduğum maddeler. Bunlara okuyucu da ek yapabilir tabi. Bunlar mutlak olanlardır demiyorum. Sadece benim belirleyebildiklerim.

1. Dijital Köleliğe Son! Algoritmik sömürüye karşı örgütlen ve dijital grev taktikleri geliştir.

2. Veri Emperyalizmine Karşı Bağımsızlık! Dijital altyapılar kamulaştırılsın.

3. UKKTH İlkesel, Emperyalizme Karşı! Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı koşulsuz savunulsun. Bu hak işçi sınıfına hizmet etmesi de önemsenerek, öne çıkartılarak. Bugün yaşananlar bu konuyu yeniden düşünmemize sebep oluyor.

4. Ekolojiye Kapitalizm Çözüm Olamaz! Doğa talanı durdurulsun, ekolojik dönüşüm planlı ekonomiyle yapılsın.

5. Sermaye Tekellerine El Koy! TÜSİAD’dan yabancı tekellere tüm büyük sermaye kamulaştırılsın.

6. Devletin Sınıf Karakterini Teşhir Et! İşçi milisleri ve halk savunma örgütleri kurulsun.

7. Eğitim ve Sağlık Paralı Olmaz! Tüm özel hastaneler ve okullar kamulaştırılsın.

8. Teknoloji Halkın Hizmetine! Yapay zekâ toplumsal ihtiyaç için kullanılsın.

9. Devrimci Enternasyonal Kur! Ortadoğu işçileri ve dünya devrimci hareketleriyle dijital çağın Komintern’i inşa edilsin.

10. İktidar Sorunu Her Şeyin Önündedir! Burjuva demokrasisiyle yetinme; hedef işçi sınıfının devrimci iktidarıdır.

Biraz sloganik oldular ama dikkat çekmesi için öyle yazma ihyiyacı hissettim. Belki de yazdıkça artan inancımın coşkusundan dolayı

Evet, Lenin olma zamanı artık veya Lenin’in yoldaşı

Lenin başardı, biz de başarabiliriz. Çünkü tarih, buz kıranlara yol verir. Yeter ki buz kıranı yaratacak cesareti, aklı ve örgütlülüğü gösterebilelim.Hepsi bu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER