“Bu Bir Bütçe Değil, Halkı Açlığa ve Geleceksizliğe Mahkûm Eden Bir Siyasi Tercih!”
HABER. Gençağa KARAFAZLI
Eylemde yapılan açıklamada, Türkiye’nin dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olmasına rağmen milyonlarca yurttaşın açlık sınırında yaşadığına dikkat çekildi. Artan enflasyon, düşük ücretler, işsizlik, güvencesiz çalışma ve barınma krizi nedeniyle toplumun büyük bir kesiminin yaşam mücadelesi verdiği vurgulandı.
Protesto eylemine KESK’e bağlı sendikalar, CHP, ESP, EMEP, Sol Parti, İHD temsilcileri, Tüm Emeklilerin Sendikası, DİSK’e bağlı sendikalar ile çok sayıda yurttaş katıldı.
“Yangın Yerine Dönen Çarşı-Pazar Bu Bütçenin Sonucudur”
Platform Sözcüsü Muhammet İkinci, yaşanan ekonomik tabloyu “tesadüf” ya da “yönetememe” olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını belirterek, “Bu kadar istikrarlı bir yoksullaştırma ancak planlı ve bilinçli bir politikayla mümkündür. Yangın yerine dönen çarşı-pazar, kaynamayan tencere, pişmeyen aş, bulunmayan iş ve ödenemeyen kiralar bu bütçelerin sonucudur” ifadelerini kullandı.

İkinci, iktidarın tercihlerini halktan yana değil, açık biçimde sermayeden yana kullandığını vurguladı.
“Çocuklara Bir Öğün Yemek Bile Çok Görülüyor”
Açıklamada eğitim alanındaki eşitsizliklere de geniş yer verildi. Dünyada 108 ülkede çocuklara okullarda ücretsiz bir öğün sıcak yemek verildiği hatırlatılarak, Türkiye’de bu yöndeki muhalefet önergelerinin TBMM’de iktidar oylarıyla reddedildiği anımsatıldı.
İkinci, “Çocuklarına bir öğün sıcak yemeği çok gören, okullarda temizlik, güvenlik ve sağlık personeli istihdamını reddeden bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu, sosyal devletin tasfiyesidir” dedi.
“Devlet Şirket, Yurttaş Müşteri Gibi Yönetiliyor”
Platform, bütçenin arkasındaki temel anlayışın “devleti anonim şirket gibi yönetme” zihniyeti olduğunu savundu. Açıklamada, bu anlayışta toplumsal faydanın değil, kârın esas alındığı; yurttaşın ise hak sahibi değil müşteri olarak görüldüğü ifade edildi.
“Ortada bir beceriksizlik yok” diyen İkinci, “Son derece planlı, programlı ve sistemli bir yoksullaştırma politikası uygulanıyor” sözleriyle iktidarı eleştirdi.
Vergiler Halktan, Kaynaklar Sermayeye
Açıklamada bütçe rakamları tek tek sıralandı. Buna göre, toplanan her 100 TL verginin 90 TL’si gelir vergisi, KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerle halktan alınırken, şirketler ve büyük sermaye yalnızca 10 TL vergi ödüyor.
Harcama kalemlerine ilişkin değerlendirmede ise şu ifadelere yer verildi:
“Her 100 TL’nin 20 TL’si faize, 5 TL’si sermayeye teşvik ve prim olarak, en az 16 TL’si silahlanmaya, 3 TL’si ise yandaş müteahhitlere döviz cinsinden hazine garantisi olarak aktarılıyor.”
Buna karşılık yoksullukla mücadeleye 4 TL, istihdama 3 TL, tarıma 3 TL, hukuk ve adalete sadece 2 lira 80 kuruş ayrıldığı belirtildi. Kadının güçlendirilmesine 6 kuruş, bağımlılıkla mücadeleye 11 kuruş, AR-GE’ye ise 62 kuruş ayrılması “bütçenin halktan ne kadar koptuğunun açık göstergesi” olarak nitelendirildi.
“Bu Bütçeyi Kabul Etmiyoruz”
Trabzon Emek Demokrasi Platformu, bu bütçenin sosyal devlet ilkeleriyle hiçbir bağının kalmadığını vurgulayarak, “Bu bütçe halkın değil, sermayenin, faiz lobilerinin ve yandaşların bütçesidir. Açlığı, yoksulluğu ve güvencesizliği büyütecek bu düzeni kabul etmiyoruz” açıklamasında bulundu.

Milletvekillerine Sert Çağrı
Platform, bütçe oylaması öncesinde milletvekillerine de açık çağrı yaptı. Açıklamada, “Duvarında ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ yazan Meclis’in üyeleri olarak halkın sesine kulak verin. Bu halk karşıtı bütçeye ‘hayır’ deyin. Halkın onay vermediği bir bütçenin meşruiyeti yoktur” denildi.
KESK: “Bu Bütçede Halk Yok”
Eylemde konuşan KESK Sözcüsü Metin Serdar da bütçeye sert eleştiriler yöneltti. Serdar, “Bu bütçede kamu emekçileri yok, emekliler yok, işçiler yok, köylüler yok, öğrenciler yok. Halk adına toplanan vergilerin eşit ve adil biçimde paylaştırılmasını istiyoruz. Trabzon Meydanı’ndan haykırıyoruz: Halk için bütçe” dedi.

Yurttaşlar: “Açız, Geçinemiyoruz”
Protestoya katılan yurttaşlar ise geçim sıkıntılarını dile getirdi. Emekli bir yurttaş, “Asgari ücrete zam yok, emekliye insanca yaşam yok. Burada binlerce insan var. Açız ve hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Açıklamada gençlerin asgari ücrete mahkûm edildiği, çocukların MESEM’lerde güvencesiz koşullarda çalıştırıldığı, yurttaşların kitap, tiyatro, seyahat gibi en temel kültürel haklardan bile mahrum bırakıldığı vurgulandı.

“Sabır Taşı Çatladı, Boyun Eğmeyeceğiz”
Platform, açıklamasını hükümete sert sözlerle seslenerek tamamladı:
“Sabır taşı çatladı. Ayranımız kabardı. Yangın yerine dönen çarşı-pazar, kaynamayan tencere ve artan güvencesizlik artık kabul edilemez. Dayanacak gücümüz, beklemeye tahammülümüz kalmadı. Hükümet istifa etmeli, sandık kurulmalıdır.”

