Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Recep Memişoğlu
Recep Memişoğlu

Toplumsal Çürüme… Ya da Yozlaşma..

Toplumsal Çürüme…
Ya da Yozlaşma..

Hani çok kez şu cümleyi kurduğumuzu biliyorum;
‘Biz bu noktaya birden gelmedik, siyaset simsarları/mimarları on yıllarca böyle bir toplumsal yapıyı ilmek ilmek ördüler’…

1980 yılı bu sürecin miladıdır.
Hatta bu süreç sadece Türkiye’de değil dünya için iddia edilen bir tarihtir..
Amerika’da R. Reagen, İngiltere’de M. Teacher vb iktidarlar; sermayenin ‘bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler’ dedikleri katışıksız serbest piyasa ekonomisine geçiştir..

Bunun için;
*Emek ve sendikal sürecine ciddi darbeler atıldı.
*Örgütlenme ve özgürlükler kısıtlandı, tırpanlandı.
*Hukuk/Adalet ayaklar altına alındı..
*Antidemokratik uygulamalar arttı..
*Meclis işlevsizleştirildi, dünyayı ‘tek adamlar’ yönetmeye başladı..
*Uzun dönem ayni kişilerin hile ile iktidarda kalması..vb vb..

Şimdi bu nasıl oldu;
Bu siyasal sistem ve dönüşüm, sermaye diktatörlüğünün bir projesiydi.
Meclisler, sorunların tartışıldığı ve karara bağlandığı nispi demokratik yapılardır.. Sorunların tartışılması sermaye için zaman kaybı olarak değerlendirildi..Oysa tek adam iktidarları, ‘Kararname, torba yasalar, yasayı arkadan dolanmalar ile yönetme şekli tam da istedikleri bir zemin oluşturdu..

Burada bizim üzerinde duracağımız konu, toplumsal çürüme..

İşte, böylesi bir siyasal sürecin yürüyebilmesi için toplumun kısmı desteğini alan toplumsal yapıya oturtulması gerekiyordu..

Al/ver ikilemi böyle işletildi. İktidar; *Asgari ücretli olsa dahi yandaşına iş verdi.
*Yoksula, devlet eliyle hazırlanan ama parti eliyle yardım kolileri dağıtıldı.
*Sosyal yardım adı altında küçük de olsa nakti paralar verildi..
*Yandaş iş insanlarına tercihli ihaleler adrese teslim edildi..
*Sınav soruları bile yandaşlara teslim edildi..
*Mülakatlar, yandaşları işe almanın adı oldu..
*Cemaatler, tarikatlar desteklendi, oy deposu olarak görüldü..

Şimdi diyoruz ki,
‘Bu kadar ekonomik kriz ve derin yoksulluk yaşanırken C. İttifakı hala neden ve nasıl bu kadar oy alabiliyor’

Mücadelede, direnç noktaları sınıfsal zemin üzerinden yürütülmüyorsa, karşı tarafı ikna etme ve yanlışı gözüne sokmada zorlanırsınız..
Sınıfsal siyaset yaptığını iddia edenlerin sefaleti de ortada..olayın bu boyuta gelmesinin bir nedeni de zaten bu zayıflık ve yokluk değil mi.?

Dünyada, sosyal mücadeleyi yüksekten, büyüten, direnç gösteren sol, sosyalist örgütlerdir..
CHP bugün kendine dokunulduğu ve canı acıtıltığı için direnç gösteriyor. Ha, bugün doğru yerde duruyor ama dün çook yanlışlar yaptı..

İşin gerçeği şu, siyasal erg; *Toplumsal ve demokratik düzlemde durmuyorsa..
*Antidemokratik ise..
*İslamcı, faşist ve muhafazakarsa.. *Faydacı ve iktidarın sürmesi uğruna ‘Romayı da yakarım’ diyecek kadar pervasızlaşmışsa..

#Toplumsal Çürüme, Çözülme, #Yozlaşma, alıp başını gitmişse..
#Toplumsal dayanışma dibe vurmuşsa..
#Artık, yoksulluk değil açlık sınırları zorlanıyorsa..
#Hukuk ve Adalet kalmamışsa..

Yapacak bir tek şey kalıyor..
Sen, ben demeden..
Uzununa kısasına bakmadan..
Birlikte dayanışarak mücadeleyi büyütmek, büyütmek, büyütmek..

Başka yolu yok kardeşim, dostum, arkadaşım, yoldaşım..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER