SURİYE’DE NE OLUYOR?

Suriye iç savaşı Suriye nüfusunun %11’ini elinde tutan baasçı Nusayri/Alevilerin, Esad’ın başkanlığında 2011 yılından itibaren süren bir mezhep savaşıydı aynı zamanda..
Rusya’ya sığınan katil Esad’ın babası Hafız Esad, Sünnilerin yaşadığı Hama ve Humus’ta vaktiyle onbinlerce insanı katletti. O kadar ki oralarda kediler dahil hiçbir canlı bırakmadı..

Arap Baharı hikayesiyle Suriye’de başlayan ayaklanmayla azınlık olan mezhepçi Esad yönetimini devirme girişimiyle birlikte iç savaş başladı. Sünnilerin iktidarı devirme girişimine bazı ülkeler de sınırlı destek verdi. Bunun üzerine,(Suriye Aleviliği Şii’liğin sapık bir kolu olarak görülse de) Şii İran, Esed’i destekledi, İran askerleri Esad’ın yanında Sünnilere karşı savaştı.
Irak’ta üretilen Sünni görüntülü Selefi DAEŞ’le mücadele adına kurulan Şii Milis Gücü HAŞDİ ŞABI örgütü,bir zaman sonra Suriye’ye geçerek Esad’ın yanında Muhalif Güçlerle çatışmalara katıldı. Suriye’de rejimin katliamları o derece artmıştı ki ismi Ömer ve Osman olan kim varsa öldürüyor, cesetleri toplumca çukurlara dolduruyorlardı.
Onbinlerce insan çatışmalarda ve işkenceler altında zindanlarda can verdi. Milyonlarca insan ülkesini terketti, iç savaşta bir milyon civarı insan öldü.

Sonuçta; bir süre önce Esad’ın Rusya’ya kaçmasıyla birlikte Ahmet eş Şara öncülüğündeki Sünni kökenli örgütün ağırlığı altında Suriye’de yeni bir iktidar işbaşına geldi.

YENİ DÖNEM

Esad’ın muhaliflere karşı Suriye PKK’sı ile anlaşması sonucu Suriye’nin Kuzeyinde otonom bir yönetim kuran PYD’ye ABD, sözde DAEŞ’le mücadele adı altında gelişmiş silahlar verdi, buradaki milisleri eğitti. Buradaki yapılanma neredeyse Esad’ın rejim ordusundan daha güçlü hale geldi. ABD, PYD ile İsrail’i de ilişkiye soktu. Süreç içerisinde PYD’yi İsrailli askerler de eğitmeye başladı. Böylece, İsrail, PYD üzerinden Suriye’de varlığını öne çıkardı.

İsrail, İran ve Esad ile dalaşma içerisinde görünse bile Esad iktidarının devamını destekledi. Zira, bu durum PYD’nin, dolayısıyla ABD/İsrail’in Suriye’de varlığının güçlenmesini sağlıyordu.
Esad, iktidarının devrilmesiyle birlikte ise İsrail, Suriye’nin bir bölümünü işgal etti, Esad’tan kalan askeri güç yeni yönetimin eline geçmesin, yeni iktidarın Silahlı gücü kuvvetlenmesin diye de bir çok askeri ve stratejik yerleri bombaladı, silah ve askeri teçhizat depolarını imha etti.

TÜRKİYE, SURİYE’DEKİ YENİ İKTİDARA DESTEK VERİNCE OLANLAR

Esad’ın devrilmesi için muhalif güçlere destek veren ve Suriye PKK’sının devletleşmesini önlemeye çalışan, bunun için belirli bölgeleri kontrol altına alan Türkiye, Esad’ın devrilmesinde destek verdiği yeni iktidarla da sıkı ilişkiler içerisine girdi. Türkiye’nin hedefi PKK ‘nın tasfiyesiyle birlikte Suriye’de de PKK uzantısı yapının sonlandırılması, İsrail’in buradaki varlığının sona erdirilmesi, Suriye’nin bölünmesini önlemekti. Böyle bir tablonun gerçekleşmesi halinde ise Bölgede Türkiye’nin eli güçlenecekti. Bu ise başta ABD, İsrail ve İran’ın aleyhine olan bir durumdu.

İRAN -İSRAİL DEVREDE

Önce, Suriye’nin dört parçaya bölünmesi gerektiğini açıklayan İsrail’in, MOSSAD eliyle örgütlediği bazı Dürziler ayaklandırıldı. Bu bastırılınca bu kez Aleviler devreye sokuldu..

Türkiye’nin PYD üzerine baskı kurdurması, İsrail’in Suriye’yi terketmesini istemesiyle birlikte İran’ın dini lideri Hamaney, Esad taraftarı yani Suriye Alevilerini yeni iktidara isyana davet etti,”Suriye’li gençler iktidara karşı dirensin” diyerek Alevilerin ayaklanmasını istedi. Bunun için Suriye’deki uzantılarını da devreye sokarak Esad yanlısı Alevileri Lazkiye’de örgütledi.
Esad’ın askeri kanadını yönetenlerin başında bulunduğu milis gücü iktidar askerlerine pusu kurdu, yüzden fazla güvenlik görevlisini öldürdü, camiden çıkan Sünni halkı da taradı.

Böylece, İktidarın isyancılara müdahalesiyle çatışmalar başladı. Bu esnada Esad döneminde her tür işkence ve ölümle karşı karşıya kalan bazı Sünnilerin de orantısız şiddet uyguladığı öne sürüldü.
Suriye atmosferinde bu gibi ölçüsüz şiddetin önünü almak oldukça zor. Zira, işin içine ajan provokatörler de girmekte..

Suriye’de istikrarın sağlanması için oldukça ılımlı bir yol izleyen yeni iktidar, çatışmaların önlenmesi,Suriye’nin bir bütün olarak bir arada kavgasız, savaşsız yaşaması için çağrılar yapsa da Suriye üzerinden hedeflerine ulaşmak isteyenlerin buna fırsat vermek istemeyecekleri aşikar.
Türkiye ise Suriye’nin yeniden bir bütün halinde, Türkiye dostu bir ülke olarak yoluna devam etmesi için Suriye’de ağırlığını artırmak zorunda.

Bu ise her an yeni gelişmelere gebe..

Umarız, Bölge yeni bir savaşın, bir derin krizin içerisine girmez..

Burası Ortadoğu.. Bu bataklıkta her an, her şey olabilir..!