Şikayet ettiğimiz ne kadar olumsuzluk varsa, bugün bunların sayısı daha da arttı..!

70’li yaşlarda, dünyada ne olup, bittiğiyle ilgilenen üniversite mezunu hacı bir arkadaşım var. Okul yıllarında aktif olarak sağ grupların içerisinde yer almış birisi..
Diyor ki; “yalnızca ben değil, gençlik dönemimdeki aynı görüşteki arkadaşlarımın neredeyse tümü din ve dindarlar konusuna geçmişten farklı bakıyoruz ve geçmiş düşüncelerimizin zıttını savunur durumdayız. Arkadaşlarımın çoğu da benim gibi hacı.. Ancak, gerçek tablo bu.. “

Evet.. Gerçek tablo bu..
Bu yaş gurubu bu haldeyse, sonraki nesillerin, Z veya Y kuşağı dedikleri yaş guruplarının yerleşik din ve dindarlardan uzak durması eleştirilebilir mi?

Bu ülke yarım asırdan fazla sürede muhafazakar, sağ iktidarlar tarafından yönetildi. Son yirmi yılı ise islamcı olarak nitelendirilen bir kadronun yönetiminde. “Dindar Nesil” yetiştirme adına neyi önemli görmüşlerse, onları yerine getirmek için gerekli gördükleri birçok şeyi yaptılar. Ancak, dün şikayet ettiğimiz ne kadar olumsuzluk varsa, bugün bunların sayısı daha da arttı..!

Diyanetin kadrosunu ve bütçesini on kat daha artırsanız, her yanı kur’an kursu, İmam Hatip doldursanız, tarikatların önünü açsanız, bütün devlet kadrolarını buralardan oluştursanız da bu tablonun değişmesi artık çok zor..! Bu tablo hepimiz için acı bir tablo.

Müteasip, muhafazakar, dindar kitlelerin modern, adil, paylaşımcı, eşitlikçi, hırsızlık, yolsuzluk, yoksulluktan arınmış ileri bir toplumsal model oluşturma imkanlarının olamayacağı düşüncesinin toplumun geniş kesimlerince kabul görmesi oldukça üzüntü verici..!
Başlık şu:
Bu tablo hepimiz için acı verici bir tablo