Rize Devlet Hastanesi’nde Çöküş: Mobbing, Torpil, Kaos ve Sessiz Çığlık!
Sağlıkta kriz derinleşiyor — Personel yorgun, sistem çökmüş, yönetim suskun!
ÖZEL HABER – Gençağa Karafazlı
Rize Devlet Hastanesi’nde alarm zilleri susmuyor. 2023 yılında başhekimlik görevine getirilen Doç. Dr. Şaban Ergene döneminde hastane yönetimiyle sağlık çalışanları arasındaki uçurum büyüdü.
İddiaya göre kurumda mobbing, liyakatsizlik, siyasi baskı, personel eksikliği, güvenlik zafiyeti ve çalışma koşullarında büyük bir çöküş yaşanıyor.
Çalışanlar, “Bu gidişle önce biz değil, sistem çökecek” diyor.
Gösterişli Başlangıç: Mermer Üzerine Hadis, Çalışana Baskı
Ergene göreve gelir gelmez hastane koridorlarına binlerce lira harcanarak granit mermerden dini yazılar kazıtılması ile işe başladı.
Personel, bu adımı “gösterişe yatırım” olarak yorumladı:
“Mermer yazılar değil, dinlenme koltuğumuz yok. Sorunlarımızı duvar süsleriyle kapatamazsınız.”
Çalışanlara göre yönetim, çalışma ortamını iyileştirmek yerine vitrine yatırım yapıyor.
Siyasete Ayrıcalık: İl Başkanı İçin Kan Odası Makam Odasına Taşındı
Tartışmalı olaylardan biri de AKP Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer’in kan tahlili skandalı.
Katmer’in hastaneye geldiğinde kan alma birimine değil, doğrudan başhekimlik makamına yönlendirildiği iddia edildi.
Başhekim Ergene, kan alma personelini kendi odasına çağırarak işlemi orada yaptırdı.
O sırada kan vermek için sırada bekleyen hastalar olmasına rağmen bu uygulama gerçekleştirildi.
Çalışanlar tepkili: “Bir siyasiye yaranmak için sağlık personelinin onurunu hiçe saymak, tüm hastaneye yapılmış bir saygısızlıktır.”
Personel Yetersizliği: 24 Saatlik Nöbetler, Bitmeyen Tükenmişlik
Rize Devlet Hastanesi’nde personel eksikliği en büyük sorunlardan biri.
Hemşireler ve doktorlar, molaya izin verilmeden 24 saatlik vardiyalarla çalıştırıldıklarını, dinlenme alanlarının yetersiz olduğunu belirtiyor.
Acil servis çalışanları arasında yorgunluk, stres, kaygı ve tükenmişlik sendromu hızla artıyor. “Hem serviste nöbet tutuyoruz, hem acilde. Dinlenmek artık lüks oldu,” diyor bir hemşire.
Acil Serviste Kaos: Ambulanslar Kapıda, Triyaj Yok, Yoğunluk Tavan
Son dönemde hastanenin acil servisinde yaşanan tablo, sağlık hizmetinin sınırda yürüdüğünü gösteriyor.
Aynı anda 3 ila 5 ambulansın servise yönlendirilmesi nedeniyle zaman zaman izdiham yaşanıyor.
Triyaj sistemi uygulanmadığı için hastalar doğru birimlere yönlendirilemiyor.
Evde bakım hastalarının da acil müşahede odasında tutulması, acil servis düzenini tamamen bozmuş durumda.
Bir pratisyen hekimin ifadesi: “Acil servis, evde bakım merkezi değil. Bu şekilde hem hastalar hem çalışanlar risk altında.”
REAH – RDH Çatışması: Personel Aynı Binaya Sıkıştırıldı
Rize Eğitim Araştırma Hastanesi’ne (REAH) bağlı bazı birimlerin Rize Devlet Hastanesi (RDH) binasında hizmet vermesi, personel için büyük bir darboğaz yaratmış durumda.
Zaten yetersiz olan alanlarda çalışan personel, “daracık odalarda nefes almadan çalışıyoruz” diyerek tepki gösteriyor.
Çalışanlara göre REAH’a bağlı birimlerin kendi binasına taşınması, hem çalışan hem hasta açısından hizmet kalitesini artıracak.
Torpil Düzeni: Liyakat Rafa Kaldırıldı
Hastane içinde yıllardır kendi görev yerinde görünmeyen torpilli personellerin başka kurumlarda veya masa başında görev yaptığı iddia ediliyor.
Bu durum, yükün doğrudan acil servislerdeki hemşirelere ve pratisyen hekimlere binmesine neden oluyor.
Personel, “Torpilli çalışmıyor, çalışan sürünüyor” sözleriyle durumu özetliyor.
Üstelik idari kadroların büyük kısmının aynı sendikadan ve aynı çevrelerden seçilmesi liyakat tartışmalarını daha da alevlendiriyor.
Kamera Altında Çalışma ve Psikolojik Baskı
Sağlık çalışanları, hastane yönetiminin “verimlilik” gerekçesiyle kameralar üzerinden sürekli takip yapmasından şikâyetçi.
“Her adımımız izleniyor. Bir molaya çıktığımızda hemen uyarı alıyoruz. Bu çalışma değil, psikolojik kuşatma,”
diyor bir doktor.
Personel, bu uygulamaların verimi değil, stresi artırdığını söylüyor.
Tükenen Moral: Yorgun Personel, Umutsuz Kurum
Acil serviste çalışan bir hemşire durumu şöyle anlatıyor:
“Biz sadece meslek icra etmiyoruz, hayatta kalmaya çalışıyoruz. Her gün bir arkadaşımız ağlayarak nöbetten çıkıyor.”
Uzun vardiyalar, personel açığı ve sürekli baskı, çalışanları moral ve motivasyon açısından çökertmiş durumda.
Ticarethane Gibi Yönetim: Çikolata Dağıt, Sorunları Sakla
İddialara göre, hastane yönetimi, çalışanların sorunlarıyla ilgilenmek yerine vitrin çalışmalarıyla “memnuniyet görüntüsü” yaratmaya çalışıyor.
Vatandaşa koridorlarda çikolata ve meşrubat dağıtılması, personel arasında öfkeye yol açmış durumda.
Bir sağlık çalışanı durumu şöyle özetliyor:
“Biz tükenirken, yönetim halkla ilişkiler gösterisi yapıyor. Bu bir hastane, reklam ajansı değil.”
Güvenlik ve Şiddet Sorunu: Kimse Sağlıkçının Yanında Değil
Hastanede son dönemde artan şiddet vakalarında güvenlik personelinin sağlık çalışanlarını korumadığı, bazı güvenlik şeflerinin çalışanlara emir verir gibi davrandığı ileri sürülüyor.
Yaşanan olaylara rağmen hiçbir yaptırım uygulanmaması, sağlıkçıların güven duygusunu sarsmış durumda.
Sekreterlerin hekimlere yönelik uygunsuz davranışları da “görmezden gelinen” diğer şikâyetler arasında.
“Bizim Tek Talebimiz: İnsanca Çalışmak”
Sağlık çalışanları, yönetimden şu taleplerde bulunuyor:
-
Torpilli görevlendirmelerin iptali
-
Personel yetersizliğinin giderilmesi
-
Acil ve evde bakım birimlerinin ayrılması
-
Dinlenme alanlarının düzenlenmesi
-
Mobbing ve kamera baskısının sona erdirilmesi
“Biz hizmet üretmek istiyoruz ama önce insanca çalışmak istiyoruz,”
diyor personel.
Sonuç: Rize’de Sağlık Sistemi Çöküyor
Rize Devlet Hastanesi’nde yaşanan tablo, sadece bir kurumun değil, sağlık sisteminin genel yapısındaki çürümenin göstergesi.
Mobbing, torpil, baskı, yorgunluk ve liyakatsizlik sarmalında tükenen sağlık emekçileri, sessiz ama derin bir çığlık atıyor:
“Biz şifa dağıtıyoruz ama artık kendimize çare olamıyoruz.”