Cumhur ittifakı ortağı MHP Rize İl Başkanı İhsan Alkan’da Hükümetin Çay alım politikalarından yakındı: “Çaykur iyi yönetilmiyor”
Haber: Gençağa Karafazlı
(RİZE)- Cumhur ittifakı ortağı MHP’nin Rize il başkanı İhsan Alkan, “ÇAYKUR yönetimi ve yapısına yönelik önerilerini de dile getiren Alkan şunları söyledi: “Kuru çayın fiyatın artırılması lazım. Ben genel müdürümüzü samimi buluyorum, ÇAYKUR Genel Müdürümüzü. Ama ÇAYKUR’un iyi yönetildiğini düşünmüyorum. Bunda şahısların bir önemi yok. Siyasetin ve bizim çokça işe karışmamızın etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda buraları karıştırdığımızı düşünüyorum. Sendikacıların zaten her anlamda buraları karıştırdığını, üçe beşe böldüğünü düşünüyorum. Kimse kusura bakmasın, samimi cevap veriyorum” Dedi
MHP Rize İl Başkanı İhsan Alkan, Rize’de görev yapan yerel ve ulusal basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Alkan, çay tarımı, ÇAYKUR’un yönetimi, muhalefet partilerinin TBMM’ye sunduğu çay kanunu taslağı, ÇAYKUR’da yetkili sendikanın yarattığı sorunlar ve çabalarına rağmen CHP’nin 46 yıl sonra milletvekilliği kazanması gibi konularla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
“Bugün 19 liraya çay alan özel sektör var”
MHP Rize İl Başkanı İhsan Alkan, bir gazetecinin çay üreticilerinin düşük fiyata çay satması ve ÇAYKUR’un çay alım politikalarıyla ilgili sorusunu şu sözlerle cevapladı:
“Bugün, bu yıl biliyorsunuz destekleme kaldırıldı; 2 TL. Şimdi çayla alakalı sorunu çözebilmek için aslında şöyle düşünmek lazım: Çayın toplanması, alınması, alım yerlerinden taşınması… Hepsinde parça parça sorunlarımız var. Daha sonra çayın işlenmesi, kaliteli işlenmesi ve pazarlanması var. Bunun tabii ki üretici ayağı da var, ÇAYKUR ayağı da var, özel sektör ayağı da var. Bugün, az önce 19 liraya çay alan özel sektörlerden bahsettik. Zorla vermiyoruz ama vermek de zorundayız. En iyi alternatifi bulup veriyoruz. Ama çay parasını verip 2 sene sonra kuru çay aldığımız, çay parası alamadığımız zamanları da ben hatırlıyorum. Bu sorunları sürekli halının altına atar hale geldik.
Önceliğimiz bir; ben bunu söylediğim zaman burada arkadaşlarımız beni yanlış anlamasın, çok da eleştirdiler. Ben bunu diğer siyasi parti il başkanlarına da söyledim. Ben Rizeliyim, Rize’ye devamlı ses yapıyorum. Biz çayın yüzde 66’sını Rize’de üretiyoruz. Tirebolu’dan başlayan, Murat Ya kadar giden noktada yüzde 66 Rize’de bir ekmek yiyoruz. Eğer üreticilerimiz ekmek yemesini istiyorsak çayın fiyatını, olduğu fiyattan çok daha yukarıya çıkarmalıyız. Bugün 1 kilo kuru çayın en az 500 lira olması lazım veya yaş çayın fiyatını 50 seviyelerine getirmemiz lazım.”
“Millet size kanun çıkarma yetkisi vermedi”
“Bir siyasi parti bir kanun hazırlıyor, içine bir madde koyuyor, Meclis’e getiriyor. ‘Biz bu maddeyi getirdik’ diyor. Çay kanunu teklifi, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleriyle reddedildi. Kardeşim, sizin kanun çıkarma yetkiniz yok ya. Size bu millet bu yetkiyi vermemiş. Buradan kanun çıkarma yetkisini bu millet iktidar partisine, Cumhur İttifakı’na vermiş.
Bu şehirde bakan talimat verdikten sonra Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinde çay kanunu taslağı çalışmaları yapıldı. 3,5 yıl kavga ettim, yazılar yazdım, çıktım kanun hazırlıyorlar. ‘Kime sordunuz?’ dedim. Ziraat odaları başkanları, ticaret odası başkanları, borsa başkanları hiç kimse cevap veremedi. En son kanun hazırlandı, imzalandı, gitti. Çıktım dedim ki: ‘Hata bende. Bu kanunu ben hazırlamışım, benim haberim yok. Ben imza atmamıştım; imza atanlara…’ Sonra ortalık ayağa kalktı. İsim vererek söyledim bunlara, ‘Bunlar Rizeli olup bu halka ihanet ediyorlar’ dedim. Üç beş kişiyle beraber bu kanunu hazırlıyorlar. Ne oldu? Bir yerden döndü. ‘Ne saklıyorsunuz?’ dedim, cevap veremediler.”
“Çaykur iyi yönetilmiyor”
ÇAYKUR yönetimi ve yapısına yönelik önerilerini de dile getiren Alkan şunları söyledi: “Kuru çayın fiyatın artırılması lazım. Ben genel müdürümüzü samimi buluyorum, ÇAYKUR Genel Müdürümüzü. Ama ÇAYKUR’un iyi yönetildiğini düşünmüyorum. Bunda şahısların bir önemi yok. Siyasetin ve bizim çokça işe karışmamızın etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda buraları karıştırdığımızı düşünüyorum. Sendikacıların zaten her anlamda buraları karıştırdığını, üçe beşe böldüğünü düşünüyorum. Kimse kusura bakmasın, samimi cevap veriyorum. ÇAYKUR’u ikiye bölmeliyiz aslında. ÇAYKUR’un çay alımı, toplanması bir yere gelmeli; pazarlaması başka bir bölüm olmalı. Yönetim kurulu başkanlığı her iki tarafın da üstünde, halihazırda belirlenen başka bir yapıdan olmalı. Yani denetlenebilmeliler. Bunun çözümünü ancak böyle yapabiliriz. Yaş çaya gelen zam miktarında kuru çaya da bunun yüzde 80’i kadar zam gelmesini istiyoruz. Her yıl otomatikman gelsin. Biz ‘Acaba çayı ne aldık ne almadık?’ demeyelim. Çay yerini, değerini bulunca –ki siz bunu biliyorsunuz– özel sektör 25 liraydı, 28 liraya çay alıyor.”
“Çalışıyoruz çabalıyoruz fakat 46 yıl sonra CHP vekil çıkarıyor”
CHP ‘nin Rize’den 46 yıl sonra milletvekili çıkarmasına da tepki gösteren Alkan, “Cumhur İttifakı’nda genel başkanımızla cumhurbaşkanımız bir birliktelik oluşturmuşlar. Düşünün, biz geliyoruz çalışıyoruz, çabalıyoruz, 18 bin km yol yapıyoruz. Öteden beriden uzak duruyoruz, sağdan soldan uzak duruyoruz. Hatamız da var, yanlışımız da var. Ama geliyoruz genel seçime, 46 yıl sonra başka bir partiye (CHP) Rize’den milletvekili çıkartıyoruz. Geliyoruz yerel seçime, çalışıyoruz, çabalıyoruz, alandayız. Benim gittiğim ilçelerin onda birine gitmeyenler var. Halihazırda düzenlerde gidiyoruz, belediye veriyoruz mesela başka siyasi partilere. Çünkü genel başkanımıza söz verdim. Cumhurbaşkanımıza da aynı sözü verdim. Efendim, çalışacağız, çabalayacağız. İnşallah bir dahaki seçimde, şu anda düşürdüğümüz milletvekili sayısını Cumhur İttifakı’na üç olarak, yani üç milletvekili olarak buradan getireceğiz. Ben bunu söz verdim “dedi
“Kimse kusura bakmasın. Bir günde motorla beraber 2 ton çay kesiyoruz”
Çaykur’un kota ve kontenjan uygulamasının sorumlusunun çay üreticisi olduğunu belirten Alkan, “Çaykur bir oynasın fiyatlarla, o zaman bakalım, bir tane özel sektör 19 liraya çay alabiliyor mu? Çay 400 lira olsun, 500 lira olsun. Ama kaliteli çay toplayacağız. Kimse kusura bakmasın. Bir günde motorla beraber 2 ton çay kesiyoruz. Olmuyor, olmuyor ya. Bir gün ara ver, olmaz işte. ‘Ben hafta sonu çayımı biçeceğim.’ E senin geçim kaynağın değil ki. Ek gelir yapmışsın bunu. İki tonu toplayacaksın. ÇAYKUR işleyemiyor. Çöp çay işliyor, bir haftalık çay işliyor. E ÇAYKUR diyor ki: ‘Bekleyin, çayınızı alacağım. Sabredin, çayınızı alacağım. Lütfen, çayınızı alacağım.’ Doğru. E biz bunu dinlemiyoruz. Yığıyoruz çayı 10 gün oraya. Başkanım karşılaşıyor ya, şöyle: ‘Başkanım, aldığınız çay 15 bin ton, işlediğiniz kapasite 10 bin ton.’ Bunun başka bir izahı yok. Ya 10 kilodan alacaksınız, aldığınızı işleyeceksiniz ya da kapasite artırımı yapacaksınız. Bunun matematiği çok belli”
“Kuru çayı 500 lira yapalım taban fiyatını almak için yalvarmazsın”
Yazın çay işleyemiyoruz, paketleyemiyoruz. Paketleme fabrikası orada. Az yukarıda organize sanayi bölgemiz var. Bakan beye geldiği zaman söyledim. O paketleme fabrikamızdan alıp organize sanayi bölgesine yatay şekilde gitmesi lazım. Paketlemedeki eksiklikler diyorum ki, bunu engellemek istiyorsak bizim kuru çaya zam istememiz lazım. Zam isteyeceğiz, zam, zam. Kuru çay 500 lira olmalı. Bunu bu şekilde yapmadan bu sorunların hiçbirini çözemeyiz. Bu başlangıcı buradan, taban fiyatını koymaya gerek yok. Turgay abi diyor ya ‘Taban fiyat.’ Diyorum ki, kuru çayı 500 lira yapalım. Böyle olursa taban fiyatını almak için yalvarmazsın. ‘Bu taban fiyatı kaldırın kardeşim’ dersin.”