İslamcılık, her ne kadar siyasi bir ideoloji olarak literatürde yer alsa da, ‘ötekine göre dini önceleyen dindarların tümü islamcıdır. O nedenle bu bakış açısı muhafazakarlığı da İslamcılık kalıbı içine sokar. Gerçekte de; her ne kadar görüş olarak birbirleriyle çatışır görünseler de (ötekinin tanımı gibi) birbirlerine oldukça yakındırlar ve o nedenle hepsine (toptancı gözüyle) aynı gözle bakılır.
Bu geniş camia kendi içinde sessiz bir çatışma yaşarken, bu çatışmada galip gelmek isteyenlerin bazıları ince stratejilerle karşı cephenin de desteğini alarak, onların gücünü kendine katmak ve böylece öne çıkmak ister. Bunu yapabilen, yani kendi camiasının sadık bir müridi görünürken çeşitli şirinliklerle karşı tarafın da desteğini alarak öne çıkanların maalesef kendi camialarında da itibarları artar.
Bu tür yaklaşım içinde olamayan halk arasında köylü kurnazlığı denir ama bence derin bir aşağılık duygusundan kaynaklanan bir hastalık, psikolojik bir rahatsızlık bu.
Ben, oldum olası bu tiplere hep mesafeli olmaya çalıştım. Ama gelin görün ki; bu hastalık neredeyse bu geniş camianın kimliği haline dönüşmüş.
Kimliksiz bir camianın sayısı ne kadar çok olursa olsun gerçek iktidar hep karşı mahalledir..!
İşin garibi; camianın neredeyse tümü de sabah, akşam karşı mahallenin her şartta iktidar olmasından, onların kültürel iktidarından bahseder durur..!
YORUMLAR