Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Fırtına havzası insanıyla toprağıyla taşıyla, ormanıyla, deresiyle mücadele veriyor”

Rize idare mahkemesinde bugün, Çamlıhemşin Fırtına vadisinde ki SİT alanlarının

Rize idare mahkemesinde bugün, Çamlıhemşin Fırtına vadisinde ki SİT alanlarının derecesinin düşürülmesine karşı açılan davanın duruşması gerçekleşti

Haber: Gençağa Karafazlı

(RİZE)- Rize idare mahkemesinde bugün, Çamlıhemşin Fırtına vadisinde ki SİT alanlarının derecesinin düşürülmesine karşı açılan davanın duruşması gerçekleşti. Avukat Yakup Okumuşoğlu, “Bu davada derecesi düşürülen alanların derecesinin aksine yükseltilmesi gereken alanlar olduğunu, anlatmaya çalıştık idareye, idare bizim iddialarımız kapsamında çok da fazla bir cevap vermedi daha önceki beyanlarını tekrar ettiler. Dünyanın 200 ekolojik bölgesinden birisinden bahsediyoruz. Hem milli park alanı hem SİT alanı hem koruma amaçlı hem ayrıca ormanların olduğu yer hem doğal yaşlı ormanların olduğu bir yer, Türkiye’de örneği yok. Avrupa’daki tüm bitki türlerini %20 sekizi bu vadide, bu vadiyi koruyamayacaksak, Türkiye’de başka nereyi koruyabileceğimizi anlatmaya çalıştık” dedi.

Bugün Rize adliyesi idare mahkemesinde, Çamlıhemşin Fırtına vadisinde ki SİT alanlarının derecesinin düşürülmesine karşı açılan davanın duruşması yapıldı. Duruşmaya Çamlıhemşinli yurttaşlar, yaşam savunucuları, CHP Fındıklı belediye başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, İHD Rize temsilciliği, bazı siyasi parti temsilcileri, Çamlıhemşin eski belediye başkanları İdris Melek, Dr. Refah Veziroğlu ile davanın avukatları Yakup Okumuşoğlu ve İbrahim Demirci katıldı.

“Dünyanın 200 ekolojik bölgesinden birisi ola Fırtına vadisini koruyamayacaksak Türkiye’de başka nereyi koruyabileceğiz”

Duruşmanın ardından Rize adliyesi çıkışında davanın Avukatları Yakup Okumuşoğlu ve İbrahim Demirci açıklama yaptı. Yakup Okumuşoğlu, şunları söyledi:

“Bugünkü davamızın konusu Fırtına vadisinde ki SİT alanlarının derecesinin düşürülmesine karşı açılmış bir davaydı. Bu davada derecesi düşürülen alanların derecesinin aksine yükseltilmesi gereken alanlar olduğunu, olması gerektiğini hatırlatmaya çalıştık idareye, idare bizim iddialarımız kapsamında çok da fazla bir cevap vermedi daha önceki beyanlarını tekrar ettiler. Biliyorsunuz daha önce bu da bir keşif yaptık bu keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu var. Bu bilirkişi raporu doğrultusunda mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Dolayısıyla biz de o kararın doğru olduğunu ve nihayet eklenmesi gerektiğini İptal kararıyla taçlandırılması gerektiğini ama İptal kararı da yetmez özel gerekçelerle Danıştay’dan da bozulmayacak şekildeki güzel gerekçelerle ve tarihe not düşülmesi gerektiğini ifade etmeye çalıştık. Biz fırtına vadisinin sesi olmaya çalıştık. Fırtına vadisinin bu zamana kadar yaşadıklarını anlatmaya çalıştık, Fırtına vadisinin ne olduğunu anlatmaya çalıştık ve fırtına vadisinin içerdiği değerlerin ne kadar üstün ve prestijli değerler olduğunu anlatarak, bu vadiyi koruyamayacaksak, Türkiye’de başka nereyi koruyabileceğimizi anlatmaya çalıştık ve bu şekliyle mahkemeden davamızın kabulünü talep etmiş olduk. 15 gün kadar sonra mahkeme kararını açıklayacak” dedi

 

“Mahkeme kararları akla bilime ve hukuka dayalı olarak verilir. Hiç kimsenin akla bilime, hukuka dayalı verilmiş kararları yok sayması mümkün olamaz”

 

Bazı siyasilerin açılan davalardan rahatsızlık duyduğunu “Ayder’de imar planı yapıyoruz sözde çevreciler hep iptal ettirtiyorlar” sorusuna AV: Okumuşoğlu, “O birtakım çevreci denilen insanlara ben de birtakım idareciler diyorum. Yani öyle canı isteyenin canının istediği gibi planlanabilecek bir alandan bahsetmiyoruz. Dünyanın 200 ekolojik bölgesinden birisinden bahsediyoruz. Hem milli park alanı hem SİT alanı hem koruma amaçlı hem ayrıca ormanların olduğu yer hem doğal yaşlı ormanların olduğu bir yer, Türkiye’de örneği yok. Avrupa’daki tüm bitki türlerini %20 sekizi bu vadide, en temiz ormanı bu oranlarda bu vadiyi korumayacaksa bu idare nereyi koruyacak ben bunu soruyorum. Yani bu vade turizm için yaratılmış bir vadi değil. Bu vadi yaşam için yaşamın sürdürülebilirliği için var olan bir vadi evet insanlar yaşıyor, evet insanlar yaşaması için ufak ufak da olsa bir takım şeyler yapmamız gerekiyor ama bunun için bütün vadilerden çıkartacak şekilde planlamalara konu edilmesini   asla benimseyemiyoruz ve bunlara ilişkin olarak da her zaman yargı yolu açık, bunları da ihmal etmeyiz hepsinin davasının da açarız ,hukuk önünde ararız ama ne yazık ki son zamanlarda mahkeme kararlarını dinlememe gibi bir eğilimin olduğunun farkındayız eğer böyle bir eğilim bizim vaadimiz de hayata geçirilirse peşini bırakmayız. Sonuna kadar da takipçisi oluruz yargılatana kadarda bırakmayız. Fikri takibini de yaparız. Bunu bu şekilde bilinmesini isterim. Mahkeme kararları önemlidir. Mahkeme kararları akla bilime ve hukuka dayalı olarak verilir. Hiç kimsenin akla bilime, hukuka dayalı verilmiş kararları yok sayması mümkün olamaz” ifadelerini kullandı.

   

“Fırtına havzası insanıyla toprağıyla taşıyla, ormanıyla, deresiyle doğa severleri ile çevre Bakanlığına karşı bir mücadele veriyor”

Av: İbrahim Demirci, “fırtına havzası insanıyla toprağıyla taşıyla, ormanıyla, deresiyle doğa severleri ile çevre Bakanlığına karşı bir mücadele veriyor. Biz bugün bir davanın duruşmasına girmedik. Yani bizim Rize idare mahkemesinde fırtına hafızasıyla ilgili onlarca dosyamız var. Bu dosyaların birçoğundan lehimize karar çıktı. Bizim çevre bakanlığıyla bir davamız yok. Bizim çevre bakanlığıyla bir mücadelemiz var. Maalesef resmî kurumlarla bir mücadelemiz var. Niye mücadelemiz var, resmî kurumlar, özel idare, Rize valiliği, Kültür Bakanlığı, çevre ve şehircilik, iklim değişikliği bakanlığı, ne olursa olsun korumaya değil tahrip etmeye, bozmaya ve yok etmeye çalışıyor dolayısıyla, vadinin insanı da doğa severler de vadinin kendi doğası da buna karşı mücadele veriyor. Biz avukatlar olarak ve bugün duruşmaya gelen davacılar olarak bu mücadelenin sesi ve sözcüsü olmaya çalışıyoruz” dedi