Şirketleri ile dört bir yanda doğaya zarar verdiği için sayısız protesto ile karşılaşan Mehmet Cengiz, Sözcü’nün 26 gazetecisinden şikayetçi oldu, her biri için 17,5 yıla kadar hapis talebinde bulundu
Türkiye’nin dört bir yanında sahip olduğu maden ve inşaat şirketleri ile doğayı tahrip ettiği için binlerce vatandaşın katılımıyla protestolara yol açan Cengiz Holding’in patronu Mehmet Cengiz, bu konulardaki haberleri yazan SÖZCÜ’nün yazar ve muhabirlerinin gözünü korkutmak için tam 26 arkadaşımız hakkında şikayette bulundu. Cengiz, SÖZCÜ yazar ve muhabirlerinin kaleme aldığı 174 ayrı haberden şikayetçi oldu ve 26 arkadaşımızın aleyhine, Türk Ceza Kanunu’nun 7 ayrı maddesinden dava açılmasını istedi. Savcılık Cengiz’in şikayetlerini haklı bulur dava açarsa, arkadaşlarımız 7 ayrı Ceza Kanunu maddesini ihlalden, ayrı ayrı 1 yıldan 4.5 yıla kadar ama toplamda 17,5 yıla kadar ağır hapis cezalarıyla karşı karşıya kalacak.
İşadamı Mehmet Cengiz, yayınlanan haberleriyle ilgili gönderdiği her açıklama gazetemizde kesintisiz yayınlanmasına rağmen dava açma yoluna gitti, Basın Kanunu’na göre tekzip hakkını kullanması mümkünken, bu yola da başvurmadı.Mehmet Cengiz’in avukatlarının şikayet dilekçesinde; 26 arkadaşımızın ‘’Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma, Kanunlara Uymamaya Tahrik, Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik, Hakaret ve İftira’’ suçlarını işlediklerini iddia etti.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuran Cengiz’in avukatları, SÖZCÜ Gazetesi ve sozcu.com.tr internet haber sitesinde 09 Ekim 2024 ve 03 Şubat 2025 tarihleri arasında yayınlanan, 107 adedi gazetede, 67 adedi de internet haber sitesinde olmak üzere toplam 174 haber için şikayetçi oldu. Gazeteci arkadaşlarımızdan bazıları ifadeye çağrıldı.
TBMM TUTANAKLARI BİLE ŞİKAYET EDİLDİ
TBMM’de milletvekillerinin yaptığı konuşmalar ile verdikleri demeçlerin yayınlanması bile şikayet konusu oldu. Cengiz, TBMM Genel Kurulunda İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ile Plan Bütçe Komisyonunda da CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarına giren konuşmalarını haberleştiren SÖZCÜ muhabirlerini de şikayet etti. Cengiz’in avukatları bu haberlerin ‘’Gerçeklikten uzak, kamuoyunu yanlış bilgilendiren, itibar zedeleyen ve hakaret içerikli’’ olduğunu öne sürüp tahrik amaçlı olduğunu da iddia ettiler. TBMM’de milletvekillerinin önergeleri, konuşmaları, basın toplantıları, ya da demeçlerinden oluşan konuları haberleştiren SÖZCÜ Gazetesi ve SÖZCÜ İnternet sitesi muhabirleri ile sorumlu yazı işleri müdürlerinden şikayetçi oldular.
Cengiz’in şikayet ettiği arkadaşlarımız
YAZARLAR: Necati Doğru, Saygı Öztürk, Emin Özgönül, Güney Öztürk, Sultan Uçar
EDİTÖRLER: Esra Alus, Bahar Kurşun, Cemil Kızıltürk, Elif Tokbay
MUHABİRLER: Başak Kaya, Deniz Ayhan, Yaşar Anter, Veli Toprak, Zekeriya Albayrak, Ali Macit, Gökmen Ulu, Erdoğan Süzer, Yavuz Alatan, Cem Yıldırım, Evren Demirdaş, Özgür Cebe,
Ercüment İşleyen (sozcu.com.tr İnternet Sitesi Genel Yayın Yönetmeni), Berk Cömert (sozcu.com.tr Tüzel Kişi Temsilcisi) Mahir Ağar (sozcu.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü)
Ayrıca: Deniz Zeyrek (Sözcü’nün eski yazarı), Tarık Işık (Sözcü’nün eski muhabiri)
Arkadaşlarımızın suçlandığı Türk Ceza Kanunu maddeleri
TCK 123: Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile ALTI AYDAN İKİ YILA kadar hapis verilir.
TCK 125: Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya söverek bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, ÜÇ AYDAN İKİ YILA kadar hapis.
TCK 216: Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, BİR YILDAN ÜÇ YILA kadar hapis.
TCK 217: Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, ALTI AYDAN İKİ YILA kadar hapis.
TCK 217/A: Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, BİR YILDAN ÜÇ YILA kadar hapis.
TCK 218: Suç basın yoluyla işlenmesi, ceza YARI ORANINA kadar artırılır.
TCK 267: Basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, BİR YILDAN DÖRT YILA KADAR hapis.
Savcılar, vatandaşların isyanının anlatıldığı haberleri dikkate alıp bunları soruşturmalı
Hukukçular net konuştu: Kovuşturmaya gerek yok
Cengiz Holding ve patronu Mehmet Cengiz’in SÖZCÜ mensupları aleyhine açtığı dava için hukukçular görüş birliği içinde, “Gazeteciyi haber yaptırmaktan caydırmaya dönük” girişim yorumu yaptı ve savcıların ‘Kovuşturmaya yer yoktur’ kararı vermesi gerektiğini söylediler.
Av. Dr. Başar Yaltı: Amaç gazeteciyi haber yapmaktan caydırmak
Türkiye’de siyasi iktidar basını kendi görüşlerinin propagandasını yapan bir unsur olarak görürken, yandaş olmayan medyaya çalışma ortamı bırakmamaktadır. Basını ekonomik kıskaca alarak, reklam gelirinden yoksun bırakıp, devlet olanaklarını kullanarak görev yapamaz hale getirmektedir. Siyasal iktidarın etkili olarak kullandığı bir başka yöntem ise yargı yolu ile onları otosansür uygulayan gazeteciler haline getirmektir. İktidara yakınlığı ile tanınan bir iş adamının SÖZCÜ Gazetesi’nin 26 gazete mensubu için yaptığı savcılık başvurusu da bu kapsamda değerlendirmelidir. Basın olgusal temeli olan ve kamu yararı bulunan bütün olayları haberleştirmede özgürdür, görevi budur. SÖZCÜ’nün yaptığı haberler halkın haber alma hakkını kullanmasına yönelik, kamu yararı bulunan haberlerdir. Şikayet dilekçesinde listelenen haber başlıkları incelendiğinde her birisinde kamu yararı olan bir olayın, bilginin haberleştirildiği anlaşılmaktadır.
GAZETECİYE TEHDİT
Şikayetçinin amacı, savcılığı aracı kullanarak gazetecide ceza tehdidi algısı yaratıp haber yapmaktan caydırmaktır. Bu anayasaya aykırıdır. Normal koşullarda bu dilekçe kapsamında yapılacak soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği görüşündeyim. Bu soruşturma bile gazeteciler üzerinde önemli bir tehdit olduğunu söyleyebiliriz.
Prof. Dr. Hasan Sınar: Savcılar, yazılanlar için harekete geçsin
Basın özgürlüğünün gerçekleşmesi için belirli koşulların sağlanmış olması gerekiyor. Baktığımızda bu unsurların varlığı dikkat çekmektedir.
Konu olan haberlerin, şikâyette bulunan holdingin aldığı bir takım devlet ihaleleriyle ilgili olduğu, bu ihalelerde birtakım yolsuzluk ve usulsüzlüklerin bulunduğu iddialarının ortaya konulduğu görülmektedir.
SUİSTİMAL ARAŞTIRILSIN
Bu ihalelere ilişkin haberlerin yapılmasında açık bir kamu yararı vardır. Cumhuriyet savcılarının harekete geçmesi ve bahse konu holdingin bu suistimal ve yolsuzluk iddialarıyla ilişkisinin olup olmadığını araştırması gerekmektedir. Bu haberi yapanlar hakkındaki şikâyetin yersiz olduğu kanaatindeyim. Derhal bir ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Av. Kerem Altıparmak: Bunlar kötü niyetle açılan davalar
Bu tarz davalara ‘Sleep’ deniyor, yani toplumun kamusal davalarını engellemek için açılan davalar. Kamusal Katılıma Karşı Stratejik dava olarak adlandırıyoruz. Bu davalar, kamusal konuların tartışılmasını engellemek, toplumun kamusal tartışmalara katılımını zorlaştırmak ve basın ile halkın bu tartışmaları izlemesini önlemek için açılıyor. Üstelik kötü niyetli oldukları düşünülüyor. Bu konuda Türkiye’nin taraf olduğu ve olmadığı iki önemli belge bulunuyor.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ESAS
Birincisi, AB Komisyonu’nun bu konuda aldığı bir tavsiye kararı ve bir direktif. İkincisi ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin aldığı bir tavsiye kararı. Türkiye ikinci belgeye taraf olduğu için bunu dikkate alması gerekiyor. İstisnai durumlar dışında yargının basın özgürlüğünü kısıtlayıcı adımlar atmaması lazım.
Av. Hüseyin Ersöz: Bu şikayetler otosansüre sürükler
Gazeteciler, belirli bir olayı haberleştirirken görünürde gerçeklik prensibinde hareket ederler. Bir konu kamuoyuna mal olmuşsa bu kişinin beyanlarının haberleştirilmesinden gazetecilerin sorgulanması gibi bir durum söz konusu olamaz. AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın içtihatlarına göre de kamuoyuna mal olmuş kişilerin daha hoşgörülü olması gerekir. Bu gibi konularda basın özgürlüğünün sınırları daha geniş yorumlanmalıdır. Bu kapsamda Cengiz Holding kamuoyu tarafından bilinen ve siyasetçiler tarafından yapılan iktidara yakınlığı ve yürütmüş olduğu işler nedeniyle kamuoyuna mahal olmuş bir tüzel kişiliktir. Cengiz Holding’e yönelik siyasi beyanatlarının ifade hürriyeti kapsamında kaldığına herhangi bir şüphe bulunmamaktır. Gazeteciler, halkın haber alma özgürlüğü açısından yaptığı haberler sırf Cengiz Holding merkezde olduğu için açılan dava bir otosansüre yol açar.
HEMEN REDDEDİLMELİ
Cengiz Holdingin tüzel kişiliği göz önüne alındığında bu haberlere katlanmak zorunda olduğunu kabul etmek gerekiyor. Gazeteciler açısından otosansürü beraberinde getirecek olan soruşturma ve tazminat davaları hukuka aykırı bir mahiyete sahip. Bu davaları mahkemelerce reddedilip, savcıların ise kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlarıyla neticelendirilmelidir.
Her vatandaşın cevap hakkı var
5187 Sayılı Basın Kanunu, hakkında haber yapılan herkese cevap ve düzeltme hakkı tanıyor. 14. madde şöyle: “Kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, aynı şekilde yayımlamak zorundadır. Düzeltme ve cevap yayınlanmazsa kişi mahkemeye başvurabilir.
Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, karara bağlar. Karara karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Madde 18- kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili para cezasına mahkum olur.