Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fakir Yilmaz

DEPREM, SEL VE SUSKUNLUK..

7 Şiddetinde depremle sarsılan ve şimdiye kadar yapılan resmî açıklamalarda 3 bin kişinin hayatını kaybettiği, binlercesinin mağdur olduğu Fas depreminin yaşandığı saatlerde memleketim Ardahan Göle Dölekçayır (Pülümür) köyünde de 2.4 şiddetinde bir depremin yaşandığı ve ‘en son depremler’ listesine düştüğünü görüyordum. Yani Fas depreminin sarstığı geniş alana baktığımızda o çok büyük denen dünyanın hiç de birbirine uzak olmadığı bir kez daha anlaşılıyordu.
Ve zaman zaman yerel gazetesinde yazılarımın da yayınlandığı Ağrı Doğu Beyazıt’ta kendisini gösterip, İstanbul ile Trakya’da devam ederek, aralarında bir doktor ile bir meslektaşımın eşinin de olduğu birçok insanın hayatını kaybettiği sellerden sonra 35 ila 100 askerimizin olduğu söylenen Libya’da gece yarısı selden daha hızlı gelen bir haberle irkiliyorum.
Çünkü, Ardahanlı iş insanlarımızdan iki kardeşin inşaat sektöründe güzel işlere imza attığı Cezayir’e sınır olan ve adı akla gelince değil Ardahan gibi kar, kış yağmurun bile yok denecek kadar az olduğunu ve çöl ülkesi olarak sandığımız ama Sahra Çölünün bir kısmı dışında çölü olmayan Libya’da aniden bastıran yağmurların sele dönüştüğü 3 bin ölü, 10 bin kişinin de kaybolduğu haberi twitter sayfamıza düşüyordu.
Dünyanın en büyük çölü olan Sahra’nın en kurak, en sert ve en uzak bölgelerinden birini sınırları içinde bulundurduğunu bildiğimiz bu çöl ülkesi çorak, kurak ve yağmursuz bir ülke olarak bilinmesine rağmen nasıl sel meydana gelir ve bir, iki değil tam10 bin insanın yaşanan sel sonrası kaybolduğuna baktığımızda doğanın kendisinden fışkıran petrol ve doğal yer altı kaynaklarını horca kullandığımız insan oğlundan öç alışını hesaba katmadığımızı da anlamamız gerekir.
Evet, başta şu an benim de içinde bulunduğum İstanbul’da olmak üzere birçok kentinde yeni depremlerin beklendiği sıkça dillendirilen ülkemizin kardeş dediği ve son yıllarda sıkça yapılan ziyaretlerle ‘Amerika, Fransa, Almanya oradaysa biz de orada olmalıyız’ deyip, etkili olduğumuz söylenen ama ne hikmetse deprem yardımı istenirken İspanya, İngiltere, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) gelen yardım teklifini kabul edip, bu yönde her yardıma hazır olduğunu belirten ülkemizin adı anılmayan Fas’ta yaşanan deprem sonrası Ulusal Mutabakat Hükümeti ile General Halife Hafter’e bağlı gruplar tarafından iki başlı bir yönetimle idare edilen Libya’daki sel sonrası yaşananlardan çok dikkat çekici.
O da bizim o çok ünlü, ünsüz haber kanalları gibi ilgili yetkili kurum ve kişilerin bu ülkelerde yaşananlara ulaşamadığı, bilgi alıp, kamuoyu ile paylaşılamadığıydı. Çünkü yabancı ajanslardan aldıkları haberlerle bu iki ülkede yaşanan doğal felaketleri haber diye sunan gazete ve medyamız gibi mevcut iktidar yetkililerinin de başta bu ülkelerde bulunan ama deprem ve selden etkilenip, etkilenmediklerini bilmediğimiz büyükelçilerimizden, askerlerimizden olmak üzere bölgede yaşananlarla ilgili çok da bilgi alamadığını görüyoruz.
Yani Kırklareli’nin Demirköy ilçesi’nin İğneada beldesinde ruhsatsız, imarsız, kuralsız yapılan bungalov evlerinde yaşanan sel baskınından sonra haberdar olan ilgili, yetkili basınımızın bu ülkede olduğu gibi dünyadan bihaber olduğunu bir kez daha anlarken bunu örtbas etmek içinde yıllar önce yaşandığı ileri sürülen ve iç hukuk ile AHİM kararlarıyla, ‘oldu’ diye karara bağlanan helikopterden atılan köylüler iddiasını yeniden gündeme getiren CHP Milletvekili, Diyarbakırlı, Kürt Avukat Sezgin Tanrıkulu haini (!) ni dövmek binlerce insanın öldüğü, ülkemizde de yaşanacağı söylenen deprem ve sellerden daha önemli bir konu..
Ondan dolayı en iyisi susmak..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER