Yeni bilimsel araştırmalar, musluk suyu, şişe suyu, hatta anne sütünde bile mikroplastik parçacıklar bulunduğunu ortaya koydu. Görünmeyen bu tehdit, gezegenin her noktasına yayılmış durumda. İnsan sağlığı üzerindeki etkileri ise hâlâ tam olarak bilinmiyor.
Mikroplastikler, 5 mm’den küçük plastik parçacıklardır ve çoğu zaman plastik ambalajların, tekstil ürünlerinin ve kozmetiklerin parçalanması sonucu ortaya çıkar. Özellikle tek kullanımlık plastik atıklar, doğaya karışarak zamanla bu küçük ama tehlikeli formlara dönüşür.
🌊 Denizlerden Sofralara: Mikroplastiklerin Yolculuğu
2024 yılında yayınlanan bir Science dergisindeki araştırmaya göre, dünya okyanuslarında 170 trilyon kadar mikroplastik parçacığı bulunduğu tahmin ediliyor. Balıklar, deniz kuşları ve hatta planktonlar bu parçacıkları tüketiyor. Böylece plastik, deniz ürünleri yoluyla insanların sofralarına kadar ulaşıyor. (Science, 2024)
🚰 İçme Suyunda Bile Var
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından 2023’te yapılan analizlerde, şişelenmiş suyun %93’ünde mikroplastik bulunduğu ortaya çıktı. Aynı şekilde musluk sularında da benzer oranda plastik partikülüne rastlandı. Özellikle PET şişelerdeki sürtünme, bu parçacıkların suya geçmesini hızlandırıyor. (UNEP, 2023)
👶 Anne Sütünde Mikroplastik: Gelecek Nesiller Riskte
2022 yılında İtalya’da yapılan bir araştırma, anne sütünde ilk kez mikroplastik tespit etti. Araştırmacılar bu durumun, plasenta yoluyla bile fetüse ulaşabileceğini belirtiyor. Henüz uzun vadeli sağlık etkileri tam bilinmese de, plastik partiküllerin bağışıklık sistemini baskılayabileceğinden şüphe ediliyor. (Environment International, 2022)
🚯 Çözüm Nerede?
Avrupa Birliği, 2025 itibarıyla bazı mikroplastik katkılı kozmetiklerin üretimini yasaklama kararı aldı.
Hindistan ve Kenya gibi ülkeler, tek kullanımlık plastikleri tamamen yasakladı.
Bilim insanları, mikroplastiği çözen enzimler üzerine çalışıyor. 2024’te Japonya’da geliştirilen bir enzim türü, PET plastikleri %90 oranında ayrıştırmayı başardı.
🧠 Sonuç: Görünmeyeni Görmek
Mikroplastik krizi, çevre felaketlerinin en sinsi ve az bilinen boyutlarından biri. Üstelik sadece doğayı değil, doğrudan insan sağlığını da tehdit ediyor. Şimdi harekete geçmek, plastik üretimini azaltmak ve sürdürülebilir ambalaj sistemlerine yönelmek, hem gezegenin hem insanlığın geleceği için hayati önem taşıyor.