HABER: Gençağa KARAFAZLI
2025 yaş çay kampanyası sürecinde ÇAYKUR’un uyguladığı kota ve kontenjan nedeniyle yaklaşık 205 bin çay üreticisinin çayını satamaması, özel sektörün düşük fiyat dayatmasını beraberinde getirdi. Bu süreçte uzun süre sessiz kalan ziraat odalarının, kampanya kapandıktan sonra hem üreticiyi hem tüketiciyi hatırlaması dikkat çekti.
Rize Ziraat Odası Başkanı Bünyamin Arslan’ın, yıllardır bilinen boyalı ve granüllü çay sorununu aylar sonra gündeme taşıması, sektörün yapısal sorunlarının seçim dönemleri ve kampanya dışı zamanlarda dile getirildiği eleştirilerini güçlendirdi.
“Boyalı çay hızla büyüyen bir tehdit”
Bünyamin Arslan, boyalı çayın hem üretici için ekonomik kayıp hem de tüketici açısından önemli bir sağlık riski oluşturduğunu belirtti. Arslan’ın açıklamasına göre:
-
Türkiye’de restoran ve kafelerin yüzde 60–70’i boyalı çay kullanıyor.
-
Raflarda görünmeyen bu çaylar denetim dışında pazarlanıyor.
-
Kaliteli çayın kilosu 280–300 TL iken, 5 kilosu 850 TL olan boyalı çaydan binlerce bardak çay elde ediliyor.
-
“Su kat sat” yöntemiyle işletmeler yüksek kazanç sağlıyor.
“Bakanlık mücadelede yetersiz”
Arslan, çöp çay kırıntılarının granül hâline getirilip boyayla karıştırılarak 60–70 lira maliyetle piyasaya sürüldüğünü vurgulayarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın mücadelede etkili olamadığını söyledi:
“Türkiye’de yıllık 240 bin ton kuru çay tüketiminin yüzde 35’i boyalı çay yapan firmaların elinde. Geçen ay bakanlıkla görüşmeler yaptık; kafelerde numune alımı ve denetimlerin artırılması için çalışmalar başlatıldı. Ancak mücadele hâlâ yeterli değil.”
“Üretici özel sektörün insafına kaldı”
Arslan, ÇAYKUR’un 25 liralık taban fiyatı korumasına rağmen kota uygulaması nedeniyle üreticinin özel sektöre yönelmek zorunda kaldığını belirtti. Özel sektörün 18 liraya çay alması, üreticiyi borç yüküyle baş başa bıraktı.
Ziraat Odası’nın, 205 bin üreticinin kampanya dönemindeki sorunlarına sessiz kalıp, konuyu ancak kış aylarında gündeme taşıması ise üreticiler arasında tepkilere neden oluyor.

