Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SES” Yenidoğan Çetesi olayı, özelleştirmenin sağlık sektörünü nasıl çökerttiğinin acı gerçeğidir”

SES” Yenidoğan Çetesi olay,

SES” Yenidoğan Çetesi olay, özelleştirmenin sağlık sektörünü nasıl çökerttiğinin acı gerçeğidir”

HABER: GENÇAĞA KARAFAZLI

(RİZE)- SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası genel merkez yönetim kurulundan Yenidoğan Çetesi tepkisi.

İstanbul’da ortaya çıkan Yenidoğan bebek çetesi Türkiye’nin gündemine oturdu. Soruşturma devam ederken Adalet Bakanı 47 şüpheliden 22’sinin tutuklandığını duyurdu.

SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası genel merkez yönetim kurulu adına Trabzon SES Yönetim kurulu üyesi Deniz Göktaş Çelebi yenidoğan bebek çetesi ile ilgili yaptığı açıklamada piyasaya açılan sağlık alanı ve sisteminin kar ve rant uğruna bebekleri dahi katledecek düzeye geldiği belirtildi.

Bebek öldüren sağlık çetesi

Trabzon SES Yönetim kurulu üyesi ve Rize temsilcisi  Deniz Göktaş Çelebi açıklamasında, “Son dönemde kamuoyunu derinden sarsan ve “bebek öldüren sağlık çetesi” olarak bilinen trajik olay, Türkiye’deki sağlık sisteminin derin yapısal sorunlarını gün yüzüne çıkarmıştır.

Devlet hastanelerinin kapasite yetersizliği, halkı mecburen özel hastanelere yönlendirmiş; bu durum ise özel sermayenin insafsızca kâr hırsıyla hareket ettiği bir sağlık sistemi yaratmıştır. Bu süreçte, masum bebekler üzerinden hâksiz kazanç sağlanması, sağlıkta piyasalaşmanın ölümcül sonuçlarını bir kez daha gözler nüne sermiştir.

Özelleştirme ve denetim eksikliği

Bu olay, özelleştirmenin sağlık sektörün nasıl çökerttiğini acı bir şekilde göstermektedir. Devlet hastanelerinde artan yoğunluk, vatandaşlar özel hastanelere mahkûm etmiş, ancak burada insan hayati piyasanın insafına terk edilmiştir. Özel sağlık kuruluşları, bebeklerin hayatlarını hiçe sayarak, devletin sunduğu kaynakları sömürmüş ve bu süreçte yeterli denetim yapılmaması, skandalın büyümesine sebep olmuştur.

Sağlık emekçilerinin zor çalışma koşulları

Özel sektörde çalışan sağlık emekçilerinin maaşlar ve özlük haklar her geçen gün kötüleşmiş, is güvencesi ortadan kalk mistir.  Eğitim sisteminde sağlık emekçilerine verilen etik dersler ise yalnızca göstermelik olmuş, çalışanlar bu yozlaşmış düzenin içine sürüklenmiştir.

Sağlıkta piyasalaşma ve AKP’nin sorumluluğu

Sağlıkta piyasalaşma politikalarını hızlandıran AKP hükümeti, bu olayın bas sorumlusudur. Özel hastanelerin denetimsiz bir şekilde faaliyet göstermesine izin verilmesi ve sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesi, bu tür trajedilere zemin hazırlamıştır. Devletin denetim görevini yerine getirmemesi, bu suç çetesinin yıllarca faaliyet göstermesine imken tanı mistir.

Sendika olarak taleplerimiz

Sağlıkta Özelleştirmenin Son Bulması: Sağlık, bir kamu hizmetidir ve ticari bir metaya dönüştürülemez. Devlet Hastanelerinin kapasitesi artırılmalı, özel sektörün kâr odaklı anlayışına son verilmelidir.

Liyakat ve Denetim Mekanizmalarının Güçlendirilmesi: Sağlık emekçilerinin maaş ve özlük haklar iyileştirilmelidir. Sağlık hizmetleri üzerindeki denetimler sıkılaştırılmalı, özelleştirmenin yarattığı denetim zaafları giderilmelidir.

Halk Sağlık Politikaları: Sağlık sisteminde kamusal, eşitlikçi ve halkçı çözümler benimsenmeli, sağlık hizmetleri piyasadan kurtarılmalıdır. Vatandaşların nitelikli, ücretsiz ve anadilinde sağlık hizmeti alması sağlanmalıdır.

Sonuç Olarak: Yaşanan bu vahim olay, sağlıkta özelleştirmenin getirdiği yıkıcı sonuçları bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sendika olarak, bu skandalın tüm sorumlularının hesap vermesi için ve kamusal sağlık hizmeti için mücadelemizi sürdüreceğimizi beyan ediyoruz.

Sağlık, kâr amacı güdülecek bar sektör değil, insan yaşamının korunması gereken kutsal bir haktır!