ÖZEL Haber: Gençağa Karafazlı
(RİZE) – Rize Belediyesi ile DSİ Trabzon 22. Bölge Müdürlüğü’nün Çağrankaya Vadisi’nde hayata geçirmek istediği taş ocağı ve su kapanı projesine ilişkin süreçte bir kez daha mahkeme freni geldi. Rize İdare Mahkemesi, Rize Valiliği tarafından verilen “ÇED gerekli değildir” kararını ikinci kez iptal etti.
v
İlk iptal kararının ardından Rize Belediyesi ve DSİ, projeden vazgeçtiklerini bildirerek aynı vadi içinde 200 metre ötede yeni bir taş ocağı ve kırma–eleme tesisi kurmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yeni bir dilekçe sunmuştu. Ancak Küçükçayır Köyü sakinleri bunun bir “geri çekilme” değil “yeni bir planın parçası” olduğunu savunarak ikinci projeye de dava açtı. Mahkeme bu dava kapsamında bölgede yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi.

Mahkeme Kararı: ÇED Olumlu kararı Teknik ve Çevresel Açıdan “Uygun Değil”
Dokuz kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı raporu ve taraf savunmalarını değerlendiren Rize İdare Mahkemesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen 23.05.2024 tarihli “ÇED gerekli değildir” kararının hukuka uygun olmadığına hükmetti.
Mahkemenin ÇED iptal kararındaki gerekçeleri şöyle:
Raporda Tespit Edilen Başlıca Eksiklikler
- Kaya kütlesinin özellikleri belirlenemedi: Bölgede sondaj veya yarma çalışması yapılmadığı, kaya kütlesine ilişkin sağlıklı bir veri olmadığı belirtildi. Yüzeydeki malzemenin “altere ve küçük boyutlu” olduğu, bu nedenle ocak tasarımının dayandığı verilerin güvenilir olmadığı vurgulandı.
- Heyelan riski göz ardı edildi: Bölgenin yoğun yağış alan ve heyelana son derece müsait bir yapıda olmasına rağmen risk analizlerinin detaylandırılmadığı ifade edildi.
- Nakliye ve ocak tasarımı belirsiz: Ocaktan çıkacak malzemenin taşınmasına ilişkin hiçbir teknik detayın PTD dosyasında yer almadığı belirtildi.
- Hidrolojik ve mühendislik analizleri yetersiz: Proje sahasının su rejimi, zemin özellikleri ve yerel riskleri tanımlayan analizlerin eksik olduğu kaydedildi.
- Ekolojik etkiler incelenmedi:
- Andon Deresi üzerinde herhangi bir biyolojik çalışma yapılmadığı,
- Kesilecek ağaç sayısı ve tür bilgilerinin raporda bulunmadığı,
- Bölgedeki flora–fauna üzerindeki etkinin değerlendirilmediği aktarıldı.
- Acil durum ve atık yönetiminde eksikler: Tehlikeli atık depolaması, yangın riski ve personel eğitimi gibi unsurların raporda yer almadığı ifade edildi.
Mahkeme, tüm bu eksiklikler nedeniyle PTD dosyasının “bilimsel ve teknik açıdan yetersiz olduğu” sonucuna vararak ÇED muafiyetinin hukuka aykırı olduğuna oybirliğiyle karar verdi.

Köylüler Tepkili: “Bu Proje Hayvancılığı, Çay Tarımını, Su Kaynaklarını Yok Eder”
Dava sürecini yürüten köylülerden Nazım Delal, bilirkişi incelemesinin ardından ANKA Haber Ajansına projenin bölgeye vereceği zararları şu sözlerle dile getirmişti:
“Bu vadi hayvancılığın, çay tarımının, arıcılığın merkezidir. Taş ocağı toprakları, havayı, suyu kirletecek. İçme sularımız tehlikeye girecek. Bölge heyelan bölgesi; sadece bir köy değil, Salarha Vadisi’ndeki 40 köyün yaşamı etkilenir.”
Delal, olası tahribatın geri dönüşü olmadığını belirterek projenin tamamen durdurulmasını talep etti:
“Burası köyün merasıdır, geçim kaynağıdır. Bu yapılan işler dereleri, ormanı, canlı yaşamını geri dönüşü olmayan şekilde yok eder. Yetkililer sesimizi duymalı.”

