İBB’ye yönelik operasyonların ardından tutuklanan İPA Başkanı Buğra Gökce’nin nikah şahitliğini yapan CHP lideri Özel, cezaevi önünde açıklamalarda bulundu. Nikaha katılmak için önce izin alamadıklarını söyleyen Özel, “AK Parti’nin içinde bir vicdanlı ses gitmiş bir şey söylemiş, aileye ve bize izin verildiğini bu sabah itibarıyla bildirdiler. Süreçteki kızgınlığımıza rağmen buna vesile olan kişiyle, kişilere teşekkür ederiz” dedi. İBB’ye yönelik soruşturmalara da değinen Özel, Bize bu düşman hukukunu uygulayan akıl kimse bizi teslim alamayacaklar” ifadelerini kullandı. Duruşmaların TRT’de canlı yayınlanması talebini yineleyen Özel, “Hodri meydan! İddialar da cevaplar da TRT’den duyulsun. Eğer buna cesaretin yoksa benim Ekrem Başkan’a güvendiğim kadar sen savcına güvenmiyorsun demektir” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri’deki Marmara Cezaevi önünde açıklamalarda bulundu.
İPA Başkanı Buğra Gökce ve Filiz Kahveci’nin cezaevinde kıyılan nikahında şahitlik yapan Özel, nikah törenine ailelerin ve bazı siyasilerin katılmasına izin verilmediğini aktardı. Durumun AKP’li bir ismin devreye girmesiyle çözüldüğünü söyleyen Özel, “Süreçteki kızgınlığımıza rağmen buna vesile olan kişiyle, kişilere teşekkür ederiz ama bu düşman hukukunu uygulayan kirli ve kötü akla da en büyük tepkilerimizi göstermeye devam ediyoruz” diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu’nu da ziyaret ettiğini aktaran Özel, “Ekrem İmamoğlu’nu biraz önce ziyaret ettim. 7 metrelik hücrede büyük bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar sarayda oturuyorlar ama yerin 7 kat dibindeler” dedi.
Duruşmaların TRT’de canlı yayınlanması talebini yineleyen Özel, “Hodri meydan! İddialar da cevaplar da TRT’den duyulsun. Eğer buna cesaretin yoksa benim Ekrem Başkan’a güvendiğim kadar sen savcına güvenmiyorsun demektir” şeklinde konuştu.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Özünde çok hayırlı bir iş için geldik. Ama bu hayırlı işi düşman hukuku uygulanan arkadaşlarımızla beraber bu uğursuz mekanda yapmak zorunda kaldık. Onun için öncelikle şunu söyleyeyim. İçeride de evlenme cüzdanını takdim ederken Buğra ve Filiz’e bu töreni tekrarlayacağımızı, milyonların bugün kalbinin burada olduğunu ve çok kalabalık, çok neşeli bir törenle bunu tekrarlayacağımıza olan inancımızı vurgulayarak orada sözlerimi tamamlamıştım. Burada da bunu ifade edeyim.
Dün akşam 12’ye 10 kala aileden bir kişiye Genel Başkan’a da izin yok, milletvekillerine de yok. Sonrasında ziyaret yaparlar diye hepimizi çok üzen bir cevapla günü tamamlamıştık. Bugün sabah 7.30-8 itibariyle hangi akıl egemen olduysa, kim vesile olduysa bu kadarına da şükrediyoruz. Hiç olmazsa AK Parti’nin içinde bir vicdanlı ses gitmiş bir şey söylemiş. ‘Ya aileye izin verelim. Nikah şahidi de Genel Başkan olsun’ diye bugün sabah 9 itibariyle bildirildi.
Bu kısmına emeği olan kim varsa, her şeye rağmen, sürecin bütününe olan bütün kızgınlığımıza, tepkimize rağmen buna vesile olan kişiye, kişilere teşekkür ederiz. Hiç olmazsa bu analar, bu babalar, bu kardeşler hiç olmazsa işin bu kısmına tanık olabildiler. Bizler şahit olduk Ankara Milletvekilimiz Umut Akdağ’la birlikte.
Tabii fotoğraflar büyük bir hızlandırmayla cuma gününe çıkacakmış. Biz cezaevinin önünde Buğrasız bir fotoğraf çektirdik. Gelin hanımın elindeki aile cüzdanı Silivri Cezaevi’nde takdim edildi. O cüzdanı tutan eldeki mendildeki yaşlarda boğulsunlar inşallah.
“DÜŞMAN HUKUKU UYGULUYORLAR”
Bize bu düşman hukukunu uygulayan akıl kimse. Bir kez daha aileye anlayış gösterilmesi için sabah devreye giren vicdana teşekkür ama bu düşman hukukunu uygulayan bu kirli ve kötü akla da en büyük tepkilerimizi göstermeye devam ediyoruz. Bizi burada teslim alamazlar. Çünkü ahlaki üstünlük bizde kardeşim. Vicdani üstünlük bizde. Bu yüzden moral üstünlük bizde, psikolojik üstünlük bizde ve bugün akşam Esenler gibi Cumhuriyet Halk Partisi için zor bir meydanda, cumartesi günü Düzce gibi zor bir meydanda görün bakalım çoğunluk enerjisi kimdeymiş.
Kazanacaksanız psikolojik üstünlüğünüz olacak, ahlaki üstünlüğünüz olacak, arkanızda çoğunluk enerjisi olacak. 2002 yılında AKP bunu yakaladığı, uğradığı mağduriyeti çoğunluk enerjisine çevirerek başarmıştı.
“BİZ VİCDANLARDA DIŞARIDAYIZ”
Şu anda Ekrem İmamoğlu, biraz önce ziyaret ettim. 7 metrelik hücrede, yerin 7 kat üstünde büyük bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar sarayda oturuyorlar ama yerin 7 kat dibindeler, o psikoloji içindeler.
O yüzden fiziğin, bedenin hapis olması değil, vicdanın hapis olması, vicdanlarda hapse düşmek önemli. Biz vicdanlarda dışarıdayız. Fiziken istedikleri kadar içeride tutmaya kalksınlar. Elbette bu zulüm eninde sonunda son bulacak ve arkadaşlarımız içeri girdikleri gibi alınları açık, başları dik dışarıya çıkacaklar.
“KASAPOĞLU’NUN KENDİSİNE OLAN GÜVENİNE TANIKLIK ETTİM”
Bugün ben Kadriye Kasapoğlu’nu ziyaret ettim. Dün söylemiştim, ’12 yaşındaki Çınar’ın gözyaşında boğulacaksınız’ diye. Bugün Kadriye Hanım’ın gözyaşlarını ama kendisine olan güvenine tanıklık ettim. Kadriye Hanım şunu söylüyor, bütün Türkiye’ye söylüyoruz, ‘O telefon bir suç aleti olsaydı ben de delili, suç aletini gizleme ve karartmak niyetinde olsaydım onu yıllar önce bilgi işleme verip de bunu santrala yönlendirin, alet de sizde olsundemek yerine denize atsaydım suç aletini, şimdi oğlumun yanındaydım’ diyor.
Kadriye Hanım’ı ilk aldılar, bir sene önce satın aldığı arabanın 3 yıl önce İpsala’dan çıkmasını, “Rüşvet paralarını bulamıyoruz Türkiye’de. Sen bu arabayla yurt dışına mı kaçırdın?” dediler. Dedi ki: “Ben o arabayı Aralık ayında satın aldım. O dediğiniz bundan 2 sene önce, 3 sene önce, araba benim değildi.” Satın aldığı günü, MASAK raporundaki para hareketliliğini ve dekontu gösterdi, şu aracın satın alma parası diye. ‘Hay Allah’ dediler. Yine de tutuklama talep ettiler. Vicdanlı bir hakim saldı, ‘Bundan tutuklama mı olur?’ diye. Bu sefer telefonu bahane edip getirip başka hakime düşürüp tutuklattılar. Suçu ne?
Suçu, Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı iken kullandığı telefonu, ‘Beylikdüzü’nden arayan olur, İBB başkanı oldu, havaya girdi, telefonunu değiştirmiş demesinler’ diye telefonunu yönlendirmiş ve ‘Bu telefonu alın, santrala yönlendirin, cihaz sizde dursun’ diyen Kadriye Hanım.
Ekrem İmamoğlu’nun masumiyetine, Kadriye Hanım’ın masumiyetine, Koruma Müdürü Mustafa’nın masumiyetine, belediye başkanlarımızın masumiyetine, burada onlar yüzünden tutulan bürokrat arkadaşlarımızın, sırf bir suç örgütü varmış gibi göstermek için, masumiyetine hepimiz kefiliz. Bugün burada nasıl bu nikaha şahitlik ettiysem ben bu arkadaşların dürüstlüğüne, çalışkanlığına, namuslarına kefilim ve şahitlik ediyorum bir kez daha.
“İDDİALAR DA CEVAPLAR DA TRT’DEN DUYULSUN”
Demiyoruz ki; ‘Bizi beraat ettirin’ , ‘Bizi adil yargılayın, tutuksuz yargılayın’ diyoruz. ‘Tutuksuz yargılayın, TRT’den yargılayın. Bütün millet gerçek cevapları duysun’ diyoruz. Niğde’den dinleyen Fitnat teyzenin ikna olmadığı bir yargılama sürecinde atın hapse, yatalım diyoruz. Trabzon’da en güvendiğin, Rize’de en güvendiğin AK Partilinin TRT’de, ‘Ya bunda bir şey yok, buna tutuklama olmaz’ diyeceği bir masumiyeti savunuyoruz biz. Aksini savunuyorsan yayınla, rezil olalım.
Bomboş dosya, tamamen yalan, yazılamayan iddianame. Bu kadar açık söylüyoruz. Hodri meydan! Hodri meydan! İddialar da cevaplar da TRT’den duyulsun. Eğer buna cesaretin yoksa benim Ekrem Başkan’a güvendiğim kadar sen savcına güvenmiyorsun demektir. Güvenme zaten çünkü ‘Git bulacaksın’ demişler. Kalmış burada patinaj yapıp duruyor. Bir şey bulamıyor, suça bulaşıyor, insanları suç işlemeye zorluyor. Yalancı şahitlik suçtur, buna zorlamak da suçtur.”