Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ne Olacak Şu Solcuların Hali..!

(Hiç kimse bundan azade

(Hiç kimse bundan azade değildir)

Şunu bir kere yerli yerine oturtalım arkadaşlar,

Sol, geniş bir kavram ve bu kategoridekilerin hepsini kapsar.

Marksizm, Devrimcilik ve Sosyalizm dediğimizde, liberalizm ve sosyal demokratlar dan ayrılmış oluyoruz.

Ama biz yine de şu genel değerlendirmeyi yapalım;

Sol genel anlamda kendi iç krizini yaşıyor.

Kitlelere ulaşma, kucaklaşma ve ‘sarmaşık’ olamama sorunu yaşanmaktadır.

Bunun birinci nedeni, örgütlenme örneklerimizi unutup, günün rehavetine kapılmamızdır.

İkincisi, ideolojik netlik ortaya koyamamanın sıkıntılarını yaşıyoruz.

Üçüncüsü, sahici değil, ‘miş’ gibi yaparak sadece kendi vicdanlarımızı rahatlatıyoruz.

Dördüncüsü, Devrimcilik ve Solculuk sadece işin dışında, boş zamanlarda yapılacak bir aktivite değildir.

Sosyalizm, ideolojik olarak Sovyetlerin dağılmasıyla, zaten içine girdiği sarmaldan çıkamamışken, üzerine düşen ikinci bir ağırlık olmuştur.

On yıllarca bu ağırlıktan kurtulamamış, sıyrılamamıştır.

Zaman içerisinde bundan sıyrılıyormuş gibi tavırlar sergilense de tüm sorumluluğu alma cesaretini kendinde görmediğinden ya da buna hazır olmadığından balon gibi dönmüştür.

Sosyal demokratlar ise, Sosyalistlerin güçlü olmadığı yerde farkındaysanız onlar da güçlü değiller ve kendi krizlerini yaşıyorlar.

İktidara en yakın olduklarında bile, iktidara uzak olduklarının farkındalar.

Çünkü, yeni liberal ekonomik sistem ya bu deveyi güdeceksin ya da gideceksin dayatması yapmaktadır.

Üçüncü yol, cepheden sisteme karşı duracaksın ve ‘hayır, sistemine rağmen ben kendi sistemimi uygulayacağım’ diyebileceksin.

Hani ‘dik durabilme ve diklenebilme’ sorunu.

Bu tavır sergilenemediği için, iktidar olmaları mümkün gözükmemektedir.

Sermaye ve muktedir güçlere karşı, emekçi, yoksul ve üretenlerden yana durabilme cesaretini ortaya koyamamaktadırlar..

Eksik olan budur..

Ha, bu sorun sadece Türkiye halklarının sorunu de değildir. Dünya halklarının sorunudur..

Örgütlü parti, dernek, sendika, kooperatif vb yapılar ise, küçük olsun benim olsun kısır anlayışında, kendi çöplüklerinde! adeta debelenmektedirler..!

Neyi, Nasıl yapılmamasını biliyorsak, yapılması gerekenleri de biliyoruz demektir..

Sorun ne o zaman..?

Alıştığımız konforlu yaşamdan taviz vermememiz..!

Keyfimizi bozmamamız..!

Yük almak istemememiz..!

Bilmemize rağmen yapmamamız..!

Bu kadar basit…