Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Muhtarlar Derneği: Çözülmeyen sorunlarımız için tüm Arhavi harekete geçmeli…

Haber: Nazlı Demet Uyanık (ARTVİN)- Arhavili muhtarlar köylerindeki ve mahallelerindeki

Haber: Nazlı Demet Uyanık

(ARTVİN)- Arhavili muhtarlar köylerindeki ve mahallelerindeki sorunların yıllardır çözülmeyişine isyan edip Arhavilileri seslerini yükseltmeye, tüm kurumları harekete geçmeye çağırdı. Kent merkezindeki Muhtarlar Derneği’nde toplanan muhtarlar, yayınladıkları bildiride “Artık yeter. Ciddiyetle, samimiyetle bu sorunların ele alınmasını ve çözülmesini istiyoruz” dedi.

Arhavi’nin 30 köyü, yedi de mahallesi var. Toplantıya 23 muhtar katıldı. Kendi köylerindeki HES projesine destek veren Küçükköy, Yıldızlı ve Başköy muhtarları toplantıya katılmadı. Mazeret belirtip katılamayan öbür muhtarlar desteklerini ilettiler. Muhtarları harekete geçmeye iten en önemli neden, söz verilmesine rağmen bazı sorunların çözülmemesi ve başvurulan mercilerin vurdumduymazlığı.

Arhavi ülkenin en çok yağış alan yerlerinden biri, ayrıca Doğu Karadeniz’in bütünü gibi heyelan bölgesi. Öyle ki, mesela geçen yılki yoğun yağmurlardan sonra Gidreva (Dereüstü) köyünde derin yarıklar oluşmuş, birçok riskle yer için oturma yasağı getirilmişti.

Yoğun yağmurlarda köylerde irili ufaklı toprak kaymaları hep olur, muhtarlar yolları açmak, toprak yığınından kurtulmak için didinir, köylü pek çok zaman kendi imkanlarıyla sorunu çözmeye çalışır.

Bunun en temel nedeni İl Özel İdaresi’ne ait makine parkının yetersiz olması. Muhtarların bildirisinde bu konu dile getiriliyor. Mesele makineyle de bitmiyor, o makineleri çalıştıracak eleman da eksik. Muhtarlar bu sorunu yetkililere defalarca bildirdi, “Ödenek yok” cevabıyla karşılaşıp durdular. Muhtarlar işte bu duruma da “Artık yeter!” diyor.

Muhtarların bildirisi heyelanlarla ilgili başka bir soruna da işaret ediyor. AFAD “Köydeki evini yık, sana şehir içinde ev vereyim” diyor. Muhtarlar bu önerinin bir sorun çözme şekli olmadığını, köy yaşamını bitirecek bir politika olduğunu söyleyip karşı çıkıyor. Kentte oturup hergün köye gide gele yaşamanın saçmalığını dile getiriyorlar. “Köydeki konutları güvenli yerlere taşımak gerekir. Köylerimiz yaşamalıdır” diyorlar.

Bu kadar yağmur alan bir bölgede su sorunu da var. Bildiride şöyle deniyor:

“Arhavi gibi her yanından su fışkıran, güzelim dereleri olan bir beldede en azından on köyün ciddi su sorunu var. Bilinmeyen bir sorun da değil bu, ama çözülmüyor, çözmek için adım bile atılmıyor.”

Bildiri, ormanlarda aşırı kesim olduğunu, yetmiyormuş gibi, kesilen ağaçların dallarının budaklarının etrafa bırakıldığını, bunların menfezleri tıkadığını, hafriyatın da gelişigüzel atıldığını, bu durumun heyelanlara yol açabildiğini söylüyor.

Muhtarlar Arhavi ekonomisinin desteğe ihtiyacı olduğunu ama hiçbir adım atılmadığını da belirtiyor:

“Arhavi’de bir organize sanayi bölgesi açılacaktı, hiçbir şey yapılmış değil. Bölge hastanesi için Arhavi gayet uygun bir yerken, dikkate alınmadı. TIR parkı için bazı girişimler yapıldı, ama Arhavi yine dışarda bırakıldı.”

Muhtarlar, Arhavi’de belediyeyi iktidar partisinin de, muhalefet partisinin de kazandığını, ama sorunların çözülmeden durduğunu belirtiyor:

“Bu sorunların giderilemeyişinde, sözlerin tutulmayışında başta Ticaret Odası olmak üzere her kurumun, sivil toplum kuruluşunun, siyasi partinin sorumluluğu var, bu sorumluluktan kimse kaçamaz.”

Muhtarların bildirisinde maden konusuna da değiniliyor:

“Bu sorunlar yetmiyormuş gibi bir de köylerimizi yaşanamaz hale getirecek, suyumuzu, toprağımızı zehirleyecek, çay tarımını büyük oranda yok edecek maden tehditiyle karşı karşıyayız.”

Bildiri “Yeter artık” diye bitiyor, “Arhavili sesini yükseltmeli, Arhavi’nin tüm kurumları harekete geçmeli, sorunlarımızın çözümü için seferber olmalı. Arhavililer Arhavi’den umudunu kesmeden Arhavi’yi kurtarmalıyız, canlandırmalıyız. Herkesi bu çabaya katılmaya çağırıyoruz.”