Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MADEN İÇİN GÖZDEN ÇIKARILAN KENT: GÜMÜŞHANE..

GÖZDEN ÇIKARILAN KENT: GÜMÜŞHANE Gümüşhane… Tarih boyunca adını toprağının bereketinden,

GÖZDEN ÇIKARILAN KENT: GÜMÜŞHANE

Gümüşhane…
Tarih boyunca adını toprağının bereketinden, suyunun berraklığından, yaylalarının özgürlüğünden alan bu kadim kent, bugün ne yazık ki haritalarda yalnızca bir “ruhsat alanı” olarak görülüyor. Devletin ilgili kurumları, özellikle de MAPEG, 2023 yılından bu yana Gümüşhane’yi adım adım ruhsat sahalarına bölüp satışa çıkarmış durumda. Sanki üzerinde insanlar yaşamıyor, köyler yok, yüzlerce yıllık kültürel hafıza yokmuş gibi…

Ruhsat İhalelerinin Karşılığı: Parçalanan Bir Kent

2023 yılı başından bu yana MAPEG’in Gümüşhane’de ihaleye açtığı maden ruhsatı sayısı tam 42.
Bu sahaların 22’si, 20 şirkete satıldı.

Satışa çıkarılan alanların toplamı:
45.905 hektar — yani 64.293 futbol sahası büyüklüğünde.

Satılan ruhsatların toplamı:
28.482 hektar — yani 39.891 futbol sahası büyüklüğünde.

Bu rakamlar yalnızca sayısal istatistik değil; Gümüşhane’nin ormanlarının, yaylalarının, köylerinin, su kaynaklarının, yaşam alanlarının hızla yok olduğunun göstergesi.

Öne Çıkan Şirketler ve Devasa Alanlar

Sayer Enerji Üretim Sanayii tek başına üç ihalede 5.882 hektar alanı almış durumda.
Ayrıca LİMAK’ın iştiraki Altınordu Madencilik’le birlikte iki ihalenin daha ortağı.

Caymaz Madencilik ise iki sahada 3.116 hektar alana sahip oldu.

Ağırlığın 4. grup madenlere, yani “metalik madenlere” verilmiş olması tesadüf değil.
Metallerin çıkarıldığı bu alanlar, doğayı en çok tahrip eden madencilik türüdür.
Üstelik satılan sahaların 16’sı mega maden—her biri 1000 hektardan büyük.

Bu, Gümüşhane için bir kırılma noktasıdır.

TORUL VE KÜRTÜN: MEGA MADEN KUŞATMASINDA İKİ İLÇE

Bugün Torul ve Kürtün ilçelerine bakınca, bir maden haritası görür gibiyiz. Bu iki ilçeyi çevreleyen ruhsat alanları sadece toprağı değil, yaşamın bütününü tehdit ediyor.

Kürtün’deki Mega Ruhsatlar

Kürtün’deki mega ruhsat sahalarının tamamı ormanlık alan üzerinde.

Bu sahaların içine:
• Kızılot köyü,
• Kırgeriş köyü,
• Köyiçi köyü
gibi köyler bütünüyle giriyor.

Bu köylerin suyu, merası, tarım alanı, mezarlığı, yaşam alanı artık şirketlerin ruhsat planlarının içinde.

Çayırçukur Köyü ve Örümcek Ormanı Tehlike Altında

Bir diğer sahada ise:
• Çayırçukur köyü ruhsat alanı içinde kalıyor.
• Örümcek Ormanı Tabiatı Koruma Alanına uzaklık yalnızca 600 metre.

Bu toprakların binlerce yılda oluşturduğu orman dokusu, siyanürle toprağı açan madenciliğin birkaç yılda tamamen yok edeceği bir miras hâline getiriliyor.

TORUL’DA DURUM DAHA VAHİM

Torul’daki mega ruhsat sahalarının tamamı %100 ormanlık alanda.
• Tokçam köyü ruhsat sahasının tam içinde.
• Sahadan Doğankent Çayı’na olan mesafe yalnızca 70 metre.

70 metre…
Bir taş atımı kadar yakın.
Bir dereyi zehirlemek için bir kepçe atık yeterli.

MERKEZ İLÇEDE KÜLTÜREL YIKIM TEHLİKESİ

Merkez ilçedeki mega maden sahası yalnızca doğayı değil, kültürel mirası da yok edecek büyüklükte. Bu tek ruhsat alanı içinde:
• Cebeli köyü,
• Zigana Dağları’nın yamaçları,
• Balkayası Yaylası,
• Mesehor Ermeni Kilisesi

tamamen ruhsat alanı içerisinde kalıyor.

Bir maden sahasının sınırları içerisine hem kültürel miras hem yaylalar hem de köylerin tüm yaşam izleri nasıl sıkıştırılır?
Bu ancak bir kenti “gözden çıkarmakla” olur.

YAŞAYAN KÖYLERİN, YAŞAYAN KÜLTÜRÜN DEĞERİ NEDİR?

Köyler sadece binalardan ibaret değildir.
Orada bir dil, bir hafıza, bir yaşam biçimi, bir toplumsal dayanışma kültürü, bir doğa bilgeliği vardır.

Soru şudur:
Bu kültürün, bu hafızanın, bu yaşamın, bu dağların, bu ormanların, bu suların; ekstraktivizm (çıkarım ekonomisi) içinde bir karşılığı var mı?

Evet, vardır.
Ama sermaye için değil; insanlık için, tarih için, gelecek için…

SONUÇ: GÜMÜŞHANE DERİN BİR YARANIN EŞİĞİNDE

Bu tablo Gümüşhane’nin nasıl “ruhsat ruhsat satıldığı”nı göstermektedir.

Bir kenti yok eden savaşlar değildir her zaman;
Bazen
• yanlış politikalar,
• denetimsiz maden ruhsatları,
• doğayı hiçe sayan ekonomik tercihler
bir kenti sessizce öldürür.

Bugün Gümüşhane tam da bu sessiz cinayetin eşiğindedir.

Bu nedenle diyoruz ki:
Gümüşhane’nin yaylaları, dereleri, ormanları, köyleri, kültürü “ruhsat alanı” değildir.
Bir şirketin kazanç defterinde karşılığı yoktur; olamaz.

Şimdi sözümüz nettir:
Bu kenti gözden çıkaranlara karşı, Gümüşhane’nin sesi olacağız.
Doğayı, kültürü, yaşamı savunmak görevimizdir; yalnızca kendimiz için değil, bizden sonraki çocuklar için.

Kamil Koç