Özel Haber: Gençağa Karafazlı
(TRABZON)-Çay üreticisi kadın, “Çay öldü. Devlet ayrı, özel sektör ayrı öldürdü çayı. Ama benim için fark etmez. İster bitsin ister bitmesin. Üreticiyi mahvettiler. Haziran ayında verdiğimiz çayın parasını hâlâ alamadık. Mayıs sonunda, haziran başında ödenecekmiş. Mahvettiler bizi. 19 liraya sattım, Allah’ıma şükürler olsun, her şeyi aldım ama çay öldü.
Trabzon’un Hayrat ilçesinde Muhtarlar ve çay üreticileri AK Parti hükümetinin Çaykur’da uyguladığı çay alıp politikalarını kitlesel bir basın açıklamasıyla protesto etti.
Hayrat belediyesi önünde toplanan hayrat mahalle muhtarları ve çay üreticileri, Çaykur’un çay alımlarında kota ve kontenjan uygulaması nedeniyle çaylarını düşük fiyata özel sektör firmalarına satmak zorunda kaldıklarını belirttiler.
“Bu ekonomik şartlar altında nefes alabilmek için çay hasadına ümit bağlamış durumdayız”
Hayrat belediyesi önünde yapılan Basın açıklamasını okuyan Muhtar Turan Hacibektaşoğlu şunları söyledi:
“Doğu Karadeniz bölgesinde 791.000 hektar alanda yaklaşık 205.000 üretici çay tarımı yapıyor. Bilindiği gibi bölgemizde temel geçim kaynağı çaydır. On binlerce üretici yağmurda, çamurda, yakıcı güneşin altında çay hasadı yapıyor. Yaşlısı, genci, kadını, erkeği çay bahçesinde alın teri döküyor. Çay parasından çocuk okutacağız, karnımızı doyuracağız, yakacak, tarım, ilaç gibi ihtiyaçlarımızı karşılayacağız. Bu ekonomik şartlar altında nefes alabilmek için çay hasadına ümit bağlamış durumdayız.
Kanayan yaramız olan Hayrat’ta uygulanan ‘Çaykur araba üstü pilot bölge’ uygulaması artık kaldırılmalıdır. Bu uygulama vatandaşa eziyetten başka bir şey değildir, biz bu uygulamayı kabul etmiyoruz. Hayrat’lıya yakışmıyor. Evet, bu açıklamaları yaptığım için 2019’da Çaykur benim defterimi iptal etti. Şu anda Çaykur müstahsili değilim. Bu uygulamayla insanlar ambar kapılarında gece 12’lere kadar bekletiliyor. Bu durum hem Çaykur’a hem vatandaşa zarar veriyor.
“Çay bizim, toprak bizim. Fiyatları özel sektör belirleyemez, çünkü halk, özellerden büyüktür”
Diğer bir husus da çay fabrikalarının dışarıdan çay alması. Kesinlikle karşıyız. Çaykur’un hantallığı sona ermeli, kapasitesi artırılmalı. Devletin açıkladığı fiyat bir taban fiyat değildir. Bu yüzden özel sektör dilediği gibi çay fiyatı belirliyor. Taban fiyat uygulamasına geçilmelidir. Devlet bu fiyatın altında özel sektörün çay almasına izin vermemelidir. Ayrıca bir Çay Kanunu çıkarılmalı. Üretici, özel sektöre sekiz on ay vadeli çay veriyor ama o para enflasyonda eriyor. Yeşillik bitecek, yaprak kuruyacak, kar yağacak, Ramazan geçecek, sonra para alınacak. Bu düzene son verilmeli. Çay bizim, toprak bizim. Fiyatları özel sektör belirleyemez, buna izin vermemeliyiz. Halk olarak sesimizi yükseltmeliyiz. Özel sektör halkın sesine kulak vermeli. Çünkü halk, özellerden büyüktür.
“Atatürk’ün dediği gibi: ‘Hak verilmez, alınır” sesimizi yükseltiyoruz. Haklıyız ve kazanacağız inşallah”
Eğer üretici birlik ve beraberlik içinde olursa bu düzen değişir. Yağmurda çamurda çalışan biziz ama kazanan onlar. Onlara çalışıyoruz. Peygamberimizin hadisini hatırlatıyorum: ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.’ Bunu ben değil Peygamber diyor bir hadistir. Ayrıca Atatürk’ün dediği gibi: ‘Hak verilmez, alınır.’ İşte bu yüzden buraya toplanıp sesimizi yükseltiyoruz. Haklıyız ve kazanacağız inşallah. Allah hepinizden razı olsun.”
“Artık, kral çıplak! Vatandaş isyan halinde”
Vatandaşın isyan halinde olduğunu belirten çay üreticisi Ali Cebiroğlu, “artık, kral çıplak! Vatandaş isyan halinde, ama derdimizi anlatamıyoruz. Gerçekten böyle. Biz müstahsiliz, mağduruz. Ama bu insanlar kırgın, kızgın, dargın. Lütfen ilgililer artık bir çare bulsun. Özel sektör maliyetin altında çay alıyor, bile bile yapıyor bunu. Ben Çaykur’a çay satamadım, 16 liraya kadar düşmüş özel sektör. Bu resmen kul hakkıdır. Özellikle altını çiziyorum: Bu kul hakkıdır!”
“Bizi resmen özel sektörün kucağına ittiler. Milletvekilleri ne iş yapıyor, Tek sorumlu Çaykur ve hükümet yetkilileridir”
Hasan Yıldırım “Ben şu anda 20 ton çaydan zarar ettim. Bu da yaklaşık 130 bin TL. Bu zarar bana özel sektör eliyle değil, sistemin çöküklüğü nedeniyle oldu. Çaykur fabrikalarına kapasite eklenmeli. Her fabrika sadece 20 tonluk kapasite artırsaydı bu durum yaşanmazdı. Ama bizi resmen özel sektörün kucağına ittiler. Milletvekillerimiz sadece mecliste parmak kaldırıyorlar. Rize’nin ve Trabzon’un vekilleri ne yapıyor bilmiyorum. Bu halk onları bunun için seçti. Ama vekil halktan kopmuş durumda. Esnafa gelip ‘Hoş geldin vekilim’ deniyor, ama halkın sorununu çözmek için kimse kılını kıpırdatmıyor. Çaykur fabrikaları gelişirse bu iş çözülür. Bugün 19 liraya gübre alıp, 16 liraya çay sattığında nasıl geçineceğiz? Gerçekten çok kötü durumdayız. Param gitti, emeğim boşa gitti. Tek sorumlu Çaykur ve hükümet yetkilileridir. Çaykur Genel Müdürü, ‘Kışın tüm çayınızı alacağım’ demişti. Ama çayın %80’i bitti, hâlâ kota var, hâlâ randevu. Bu kabul edilemez.” Dedi.
“Birlik olursak sesimiz daha gür çıkar”
Çay üreticisinin örgütlenme zamanı geldiğini vurgulayan Behrem Yıldız, “Karadeniz’in her yerinde aynı sıkıntı yaşanıyor. Ocak vade, Mart vade… A, B, C firmaları anlaşarak üreticiyi Çaykur’a mahkûm ediyor. Üretici çaresiz, kıpırdayamıyor. En sonunda tekrar fiyatları aşağı çekerek manipülasyon yapıyorlar. Şimdi üreticinin örgütlenme zamanı. Çay üreticileri mutlaka örgütlenmeli, sendikalaşmalı. Bu, Çaykur’un siyasi düşüncelerine takılmadan yapılmalı. Özel sektör vadeleri birlikte açıklarken, üreticiler tek tek çaresiz kalıyor. Birlik olursak, sesimiz daha gür çıkar. İnşallah bu sendikalaşma gerçekleşir. Üretici ayağa kalkar, gübresini ucuza alır, düzen normale döner.”
“17 yıl önce çaydan herkes araba, ev alıyordu”
Fazlı Özkanca , “İnsanlar sabah saat 10-11 gibi ambarda bekliyor. Kamyon gelecek diye umutla bekliyorlar. 17 sene önce, 1 ton çayla 5 ton gübre alınıyordu. Çaydan herkes ev alıyordu, araba alıyordu, traktör alıyordu. Ama artık olmuyor. Görüyorsunuz. Allah razı olsun buraya gelenlerden”
“AK Parti iktidarda ama çayımızı satamıyoruz ayıptır”
AK Parti iktidarında çayını atamamaktan yakınan Cemal Demirci “Çaykur mu burası ya? AK Parti iktidarda ama çayımızı satamıyoruz. Bir şey demiyorum ama konuşabilirim tabii. Daha çay hasadı bitmeden sıkıntı çıkıyor. Çayımı götürdüm, ‘Hemşerim 16 lira’ dediler. Aynen geri çevirdim çayı. Yazıklar olsun dedim size. Neyin hesabını yapıyorsunuz siz? Sorumlular görevini yapsın lütfen. Ayıptır bu!”
“Özellere ezdiriyorlar bu Milleti. Bunlar halka düşman”
Özellere ezdirildiklerini söyleyen Süleyman İhtiyaroğlu “Görüyorsunuz işte. , “Görüyorsunuz işte. Ambar kapıları çay dolu. Satamıyoruz. Özellere ezdiriyorlar bu milleti. Zaten kontenjan her yıl düşürülüyor. Yeni fabrika ekledik diyorlar ama yine de kontenjan düşüyor. Yazık ya! Bu millete eziyet çektirmek istiyorlar. Bunlar halka düşman. Halkçı hiçbir yöneticileri yok. Hep kendileri rahat etsin, zenginlerin önü açılsın. Başka hiçbir dertleri yok.” İfadelerini kullandı
“Çayı öldürdüler mahvettiler bizi”
Çay üreticisi kadın, “Çay öldü. Devlet ayrı, özel sektör ayrı öldürdü çayı. Ama benim için fark etmez. İster bitsin ister bitmesin. Üreticiyi mahvettiler. Haziran ayında verdiğimiz çayın parasını hâlâ alamadık. Mayıs sonunda, haziran başında ödenecekmiş. Mahvettiler bizi. 19 liraya sattım, Allah’ıma şükürler olsun, her şeyi aldım ama çay öldü.
“Çaycıyı mahvettiler. Özel sektöre bir daha çay verdik, Haziran’da parasını alacağız”
Sattığı çayın parasını gelecek yıl alacağını belirten başka bir çay üreticisi kadın, “Çaycıyı mahvettiler. Özel sektöre bir daha çay verdik, Haziran’da parasını alacağız. Bu yıl değil, gelecek yıl. Yoksa 19 milyondan ver dediler, biz de vermedik. Şimdi diyorlar ki, ‘Bir daha seni alacağım.’ Yani ne bu? Bir ton çay vereceğim devlete, üç güne alabileceği çayı bana süründürerek aldırıyorlar. Süründürüyorlar yani. ‘İki günde al’ de, ‘Üçüncü gün getir’ de, ama böyle süründürme bizi.” Dedi.