HABER: Gençağa KARAFAZLI
(RİZE) – CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Fırtına Vadisi’nde bungalov yıkımına karşı çıkan köylülere destek verdi. “İnsanların yıllardır alın teriyle yaptığı bu işletmeler, turizme katkı sunuyor. Devlet vatandaşı cezalandırmak yerine, çözüm üretmeli” diyen CHP’li Ocaklı, “Ayder’in kenarında, Ayder’in ortasında, derenin kenarında sıfır olan otelleri yıkmayıp; belediyeye ait sosyal tesisleri yıkmayıp ya da kimliği belirli insanların yerlerini yıkmayıp özellikle bu köylülere, bu köylülerin kazançlarına göz dikmek akıl dışı bir tutumdur” sözleriyle yıkıma tepki gösterdi.

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Fırtına Vadisi Behice Köyü’nde, bungalovların “taşkın alan” gerekçesiyle yıkılmasına köylülerden tepki geldi. CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Fırtına Vadisi’ne giderek bungalov yıkımına karşı çıkan köylülere destek verdi. “İnsanların yıllardır alın teriyle yaptığı bu işletmeler, turizme katkı sunuyor. Devlet vatandaşı cezalandırmak yerine, çözüm üretmeli” dedi
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bundan 23 yıl evvel 1 kilo çay 400 kuruşa satılıyordu. Şimdi 25 liraya satılıyor. 25 kuruşa satılan simidin fiyatı şimdi çok daha farklı. Buranın insanı çaydan geçiniyordu. Yavaş yavaş tarımda gerileme oldu, desteklemeler çekildi. Bu durum karşısında insanlar kendilerine bu coğrafyada yeni bir gelir kaynağı aradılar, araştırdılar. Tarihi güzelliklerin turizmde kullanılması doğaldı; vatandaşlar burayı ticari alan olarak belirlediler.
“Devlet burada olabilecek sel felaketini öngörmeli ve imarlı, planlı yapılaşmayı sağlamalı”
Son 20 yılda yapılan bungalovlar devlet eliyle yapılıp bitirilinceye kadar müsaade edildi; böylece vatandaşlara fırsat verildi. Yaşanan sel felaketinin gerçek nedeni, inşaat firmasının yaptığı yol inşaatıdır. 30-40 yıldır böyle bir debiye çıkmayan bu dere, bu yağışlar sonucu bir yıl içinde felakete neden oldu. Elbette vatandaşlar da etkilendi. Ancak söylemek istediğimiz şudur: Devlet her şeyi öngörmelidir. Devlet burada olabilecek sel felaketini öngörmeli ve imarlı, planlı yapılaşmayı sağlamalıdır.
“Kalıcı olarak turizm faaliyeti yapabilecekleri yerlerin imar planını bir an evvel yaptırın”
“Yıkım ve söküm işleri ile ilgili adaletli olmak lazım. Ayder’in kenarında, Ayder’in ortasında, derenin kenarında sıfır olan otelleri yıkmayıp, belediyeye ait sosyal tesisleri yıkmayıp ya da kimliği belirli insanların yerlerini yıkmayıp özellikle bu köylülere, bu köylülerin kazançlarına göz dikmek akıl dışı bir tutumdur. Bu yıkımları geçici olarak durdurun. Bu insanlara kalıcı olarak turizm faaliyeti yapabilecekleri yerlerin imar planını bir an evvel yaptırın. Hisseli araziler bir araya toplanır; bunlar birbirine akraba ailelerdir. Kendi içlerinde çözerler, yeter ki siz imar planını yapın. Turizm işinde buranın önünü açın. Bunun takipçisi olacağız. Takibini yapacağız. Biz ne zaman isterseniz yanınızda duracağız. Sizinle birlikte hak savunmaya devam edeceğiz.”

“Erdoğan Beyefendi Ayder’i de Bizi de rahat bıraksın”
Tepkisini dile getiren bir yurttaş, “Tayyip Erdoğan beyefendi demişti ki; ‘Ayder’i Cannes yapacağım’. Ayder’i bıraksın, bizi de rahat bırakın lütfen. İstemiyoruz öyle; cumhurbaşkanını istemiyoruz. Ben çoluk çocuğumu burada yetiştirdim, burada okuttum, burada yaşadım.” dedi.
Başka bir yurttaş, “Türkiye’de birçok yerde 10 senedir esnaflık yapıyoruz. Devletimize vergi ödüyoruz. Madem kaçak yapıydı, niye devlet bizden vergi levhası açıp vergi istiyor? Milleti bu kadar niye zor durumda bırakıyor? İzin istemeye geliyoruz; özel idareye, çevre müdürlüğüne gidiyoruz. ‘Şunu yapın’ diyorlar. Onu yapıyoruz. ‘Şunu da yap, şu görüşleri al’ diyorlar. Onları da yapıyoruz. ‘İmar çıkaracağız, sizin bu kadar masraf etmenize gerek yok’ diyorlar. Nerede? 10 senedir gidip geliyoruz; hâlâ imar diye bir şey çıkmadı. Şu anda getirilen imar, bütün köyün katliamıdır, gördüğümüz kadarıyla.” sözlerini kullandı.

“Bu bir Fırtına Vadisi meselesidir”
Başka bir yurttaş ise “Bu sadece bungalovcular meselesi değildir. Bu bir fırtına vadisi meselesidir. Dışarıdan bakıldığında ‘bu vadiyi yeriz’ diye düşünenlere sesleniyorum: Analarımızın, bacılarımızın, atalarımızın verdiği bu vadide onların verdiği mücadeleyi asla geride bırakmayacağız. Bu saatten sonra da devam edeceğiz. ‘Yandaşlara peşkeş, vatandaş ölsün’ diyenlere de sesleniyorum: Biz buradayız. Öldürebilecek olan varsa öldürsün ama yeter artık. Kurumlara gittiğimizde kurumlar yapacakları işi bilmiyor; bilmedikleri için arada vatandaş eziliyor.” şeklinde konuştu.
