Halkevleri’nin bu yıl basın ödülüne değer gördüğü gazeteciler arasında kuzeyteve ve rizenin sesi imtiyaz sahibi Gençağa Karafazlı’da yer alıyor.
19 Şubat 1932’de kurulan Halkevleri’nin 93. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında verilecek olan 12. Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma Ödülleri, 15 Şubat Cumartesi günü sahiplerini buldu.
Ödül töreni, saat 18.00’de Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi. Gecede ayrıca, Grup Luna’dan Mehlika Karadeniz Bilgin, Ümmiye Özdem, Şebnem Orhan Yıldırım ve Gülriz Tunca, şarkılarıyla sahne aldı.
Halkevleri Basın, Sanat ve Dayanışma Ödül Töreni bu sene 12’nci kez düzenlendi. Törende direnişleriyle, mücadeleleriyle, sergiledikleri dayanışma pratikleriyle gündeme gelenler; sanatlarıyla, eserleriyle, haberleriyle direnenlerin sesi olan sanatçılar ve gazeteciler ödüllerini aldı

Halkevleri kuruluşunun 93. yılını 12. Halkevleri Basın, Sanat ve Dayanışma Ödül Töreni’yle kutluyor.
Sunuculuğunu Mert Ekinci ve Irmak Bakır’ın yaptığı ve saat 18.00’de başlayan ödül töreni Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi. Törende direnişleriyle, mücadeleleriyle, sergiledikleri dayanışma pratikleriyle gündeme gelenler; sanatlarıyla, eserleriyle, haberleriyle direnenlerin sesi olan sanatçılar ve gazeteciler ödüllerini aldı.
Tören, eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından geçtiğimiz 1 yılı anımsamak için hazırlanan video gösterimi sunuldu. Yıl boyunca gerçekleşen direnişlerin gösterildiği video gösteriminin ardından ilk sözü Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk aldı.
Ödüller verildi
İlk olarak Ankara Birlik Tiyatrosu’nun kültür sanat emekçileri sahneye davet edildi.
Dayanışma ödüllerini vermek üzere Fatin Kanat’ı ve ödülü almak üzere de Ankara Birlik Tiyatrosundan Gül Göker’i sahnede yerini aldı.
Ankara Birlik Tiyatrosu’nun kısa bir müzik dinletisi oldu.
Hukuksuzluk faşizmin en çıplak halidir. Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in 19 Aralık’ta Suriye’de gazetecilik faaliyetlerini sürdürürken öldürülmesi üzerine İstanbul Barosu’nun sosyal ağlarda silahlı çatışma bölgesinde çalışan gazetecilerin korunmasına ilişkin kuralları hatırlatan, iki gazetecinin ölümüyle ilgili iddialara ilişkin etkin bir soruşturma talep eden ve bu ölümler hakkındaki basın açıklamasına katıldıkları için 21 Aralık tarihinde gözaltına alınan, aralarında avukatların da bulunduğu eylemcilerin serbest bırakılmasını talep eden bir mesaj yayımladı. Bu mesajın ardından hakkında soruşturma başlatılan İstanbul Barosu adına ödülünü almak üzere İstanbul Baro Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu sahneye davet edildi. Ödülü vermek için TİHV Başkanı Metin Bakkalcı’yı sahnede yerini aldı. İbrahim Kaboğlu ödülünü alırken “Savunmaya savaş açtılar. Biz hukuku savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Fernas Maden işçileri polis şiddetine maruz bırakıldılar, gözaltına alındılar ama sinmediler. Durmaksızın mücadelelerine devam ettiler. 53 günlük direnişin ardından kazanımla ayrıldılar. Fernas Mağdencilik işçilerine dayanışma ödüllerini vermek üzere Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası’ndan Reyhan Tüfekçi ve ödülü almak üzere Bağımsız Maden İş Sendikası Başkanı Gökay Çakır sahnede yerini aldı.
Karadeniz’i fırtınasıyla, dalgalı denizleriyle, yeşiliyle biliriz. Bir de doğası, toprakları için direnen insanları ile. Cankurtaran ormanında rant uğruna ormanlık alanları yok etmeye çalışan çok uluslu şirketlerin projesine karşı direnen köylülerden biriydi Reşit Kibar. Şirketin tetikçisi tarafından öldürüldü. Şirket patronu, azmettirenler hala dışarıda. Doğasına toprağına sahip çıkan Reşit Kibar anısına ödülünü vermek üzere Halkevleri Onursal Başkanı Abdullah Aydın, ödülü almak üzere Reşit Kibar’ın kardeşi Ali Şükrü Kibar, oğlu Berat Can Kibar ve Çifteköprü Kooperatifi’nden Nevin Kaya sahneye davet edildi. Ali Şükrü Kibar, 18 Nisan’daki duruşmaya çağrı yaptı.
Ödül töreninde verilen ödülleri işleyen Hatay’dan Hayte’nin Evi’nden kadınlara alkışlarla teşekkür edildi.
Bianet muhabiri Ali Dinç’e ödülünü Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Nurullah Esat Ataç verdi. Dinç ödülünü alırken “Biz işçilerin, engellilerin, kadınların sesini duyurmaya devam edeceğiz. Özgür bir yaşam oluşuncaya dek de mücadelemiz devam edecek” dedi.
Grup Luna kısa bir müzik dinletisiyle sahnede yerini aldı.
Kendisini Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde çevre alanında yaptığı çalışmalarından sermayeden yana değil halkın çevre hakkı mücadelesine vermiş olduğu bilimsel katkılarından dolayı Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ve dayanışma ödülünü vermek üzere Prof. Dr. Metin Özuğurlu sahnede yerini aldı.
Ayrımcılıklara karşı mücadele etmek ve yok sayılan LGBTİ+’ların sesi olmak için 2011 yılında başlayan Pembe Hayat KuirFest 2017 yılından beri yasaklanmasına rağmen festivali düzenlemeye ve gösterimlerini yapmaya devam ediyor. Her yürüyüşü onur yürüyüşü olan LGBTİ+’ların festivali KuirFest adına ödülünü almak üzere Eylem Esen Arabacı ve ödülünü vermek üzere Mor Patika Kadın Derneği’nden Nurten Balcı sahneye davet edildi.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası taban maaş hakkı için yaz boyunca Meclis Parkı’nı bir direniş alanına çevirdi. 2024 yılında yükselttikleri sesle mücadeleyi büyüten Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’ndan Umut Erkut’a ödülünü Halkevleri GYK Üyesi İlhan Yiğit verdi. İlyan Yiğit, Fakir Baykurt’un sözlerini hatırlatarak yaptığı konuşmasında Öğretmen Sendikası’nın yanında olduğunu söyledi. Umut Erkut, ödül için teşekkür ederken devam eden ve kazanımla sonuçlanan direnişlere selam gönderdi.
Günlerdir bizlere barınak gerçeklerini anlatıyorlar. Günlerdir sokakta yaşayan hayvanların canlarını savunuyorlar. Katliam Yasa Tasarısı’nın Meclis gündemine getirildiği 23 Mayıs 2024 tarihinden bu yana isyandalar. Mücadeleleri ile yaşam hakkı kavramına yeni bir boyut kazandıran, Kuğulu Park’ta günlerce sokak hayvanları için yaşam nöbeti tutan ve her cumartesi basın açıklamalarını sürdüren Sokaktayım Yanındayım İnisiyatifi’ne dayanışma ödülünü vermek üzere Buse Üçer sahneye çıktı. Neylan Solmaz ödülü tüm yaşam hakkı savunucuları için aldığını belirtti. Salonda “Hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük” ve “Direne direne yaşatacağız” sloganları yankılandı.
Kürt halkının özgürlük mücadelesi her türlü baskı, şiddet ve politik manevralarıyla yok edilmek isteniyor. Halkın özgür iradesiyle seçtiği belediye başkanlarına bile tahammülü olmayan AKP özgürlük mücadelesinin temsilcisi olarak gördüğü belediyelere kayyum atıyor. Batman’da halkın iradesiyle ve rekor oyla belediye başkanı seçilen Gülistan Sönük adına ödülünü almak üzere DEM Parti Ankara Kadın Sözcüsü Nebahat Çalpan ve ödülü vermek üzere Devrimci 78’liler Ankara Şube Başkanı Emel Uzman sahneye davet edildi. “Jin, jiyan, azadi” ve “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganları atılan sahneden Emel Uzman “Yaşasın devrim ve sosyalizm” diyerek sözlerini sonlandırdı. Çalpan, Halkevleri ve Halkevci Kadınlar’a teşekkür ederek Gülistan Sönük’ün mesajını okudu.
Gabon’dan yola çıkarak ülkemizde üniversite eğitimi almaya gelen Dina da onlardan biriydi. Irkçı ve patriyarkal bir şiddetin kurbanı oldu. Dina’nın adalet mücadelesine kız kardeşleri sahip çıktı ve Dina için Feministler’in hikayesi bu şekilde başladı. Dava sürecini takip ettiler, Dina’nın ailesine destek oldular ve kamuoyu yaratmaya çalıştılar. Dina için Feministler adına ödülü almak üzere Nergiz Görnaz, Dina için Feministler’e dayanışma ödülünü vermek üzere Mor Patika Derneği’nden avukat Döndü Kurşunoğlu sahneye davet edildi. Kurşunoğlu, “Dina, Rojin, .. Ne yazık ki gün geçmiyor ki başka bir isim eklenmesin. Ben bugün Nergiz’e ödülü bu ülkede katledilen, kaybedilen kadınlar ve çocuklar için vereceğim. Katledilen kadınların, çocukların öfkesini kuşanarak vereceğim. Bu yılı Aile Yılı ilan eden iktidara bir kez daha sesleniyoruz 8 Mart’a giderken yaşasın kadın dayanışmamız, yaşasın feminist mücadelemiz, AKP iktidarından hesabı kadınlar, bizler soracağız” dedi. Nergiz Görnaz, Dina İçin Feministler grubundaki avukatların gönderdiği mesajda “Sesimizi duyuran dayanışan herkese teşekkür ediyoruz” dedi.
Ekoloji mücadelesinin sesi olan Gençağa Karafazlı..
Karadeniz’de süren ekoloji mücadelesinin sesi olan Gençağa Karafazlı da bu sene basın ödüllerinden sahiplerinden oldu. Ödülünü almak ve kendisine teslim etmek üzere Rüstem Kahraman, ödülünü vermek üzere TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası YK Üyesi ve Halkevleri GYK Üyesi Malik Bakır sahneye davet edildi.
Basının özgür olmadığı bir memlekette hiçbirimiz özgür değiliz, AKP halkın hakikati öğrenme hakkına saldırmaya, gazetecileri tutuklamaya devam ediyor. Basın özgürlüğü ekmek gibi su gibidir olmazsa, olmaz. Televizyon haberciliğinin yanı sıra dijital medyada da yer alan, sözünü söylemekten tüm baskılara rağmen geri durmayan basın emekçisi Şule Aydın’a ödülünü vermek üzere Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey, ödülünü almak üzere Halk TV Ankara Haber Müdürü Serdar Akyön sahneye davet edildi. Şule Aydın’ın gönderdiği mesaj Serdar Akyön tarafından okundu. Akyön “İstiyorlar ki çıt çıkmasın istedikleri sessizliği bozan, zenginliği Allah verdi diyen patronlara karşı boyun eğmeyen Antep’teki işçiler adına bu ödülü aldığını söylüyor. Ve onlara selam olsun diyor. Aldığım ödül emek mücadelesi veren direnen işçilerindir. Salonda omuz omuza olan herkese selam olsun dileklerini iletiyor Şule Aydın” dedi.
Hazırladığı özel haberlerle gündemi belirleyen NOW TV muhabiri Alican Uludağ ve ona ödülünü vermek üzere Sendika.Org yazarı Ali Ergin Demirhan sahneye davet edildi. Demirhan “Yargının muhalefet ve halk üzerinde bir iktidar sopası olduğu bir dönemde yargı muhabirliği yapmak; gazeteciliğin bir direniş olduğu bir memlekette en tehlikeli direnişlerden biri. Alican Uludağ’a da bu sopanın hem bizim tepemizde daha şiddetli sallanmasını engelleyen hem de hakikatin peşinde cesaretle koşan bir gazeteci olarak daha fazla dayanışma ve desteği hakediyor” dedi. Uludağ, “Gazetecilik yaşamımda 17. yılın içindeyim. Tabi yargı muhabirliği Türkiye’de zor çünkü hepimiz buna şahit olduk, yargı eliyle aslında bir cellat yöntemiyle insanlar cezaevlerine atılıyor, tutuklanıyor, her gün gözaltına alınıyor ve siz bütün bu süreçlerin tanığı oluyorsunuz hatta haberlerini yaptığımız için kulaklarımıza idamlıksın diye tehdit mesajları da konuşmaları da geliyor. Ancak bu ödülü ben ısrarla gazetecilikte direnen, halkın haber alma hakkı için zor şartlar altında gazetecilik yapan meslektaşlarıma adıyorum” dedi.
Sokağın sesini Türkiye’nin dört bir yanıyla buluşturmayı kendine görev edinmiş biri aramızda. Soma faciasından, doğa mücadelelerine; deprem günlerinden işçi direnişlerine halkın gözü olma sorumluluğunu gösteren ve tüm bunları yalın sade bir biçimde bize ulaştıran Kazım Kızıl, Antep’ten işçilerin direnişini bize ulaştırmaya devam ettiği için bu gece aramızda değil. Kazım Kızıl adına ödülü almak üzere Dilan Altürk ve ödülü vermek üzere Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Evrim Çakır sahneye davet edildi. Çakır, Hatay’daki yaşam mücadelesini izleyen Kazım Kızıl’a teşekkür ederek Dilan Altürk “Hatay’da halen daha konteynırlarda kalmak zorunda bırakılan Antakyalı kadınlar adına almak istedi. Herkese de buradan teşekkürlerini iletmemi istedi” dedi.
Savaşın ve yıkımın ortasında gerçeği haberleştirmek zor. Üstelik bir kadın muhabir olarak devlet baskısına karşı direnmek kadınların sesini duyurmak için mücadele etmek daha da zor. Gazeteci Öznur Değer’i Suriye’nin kuzeyinde düzenlenen saldırıda öldürülen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan için Mardin’de gerçekleşen taziyeyi haber yaparken polis tarafından cinsel şiddet ile tehdit edildiğinde erkek devlete haddini bil demesinden hatırlıyoruz. Bugün tutuklu olduğu için aramızda bulunamayan gazeteci dostumuza ödülünü vermek üzere MYK Üyemiz Linda Sevinç Hocaoğulları, ödülü almak üzere Jinnews muhabiri Azize Akoğlu sahneye davet edildi. Sevinç Hocaoğulları, “Bugün aramızda olmasını istediğimizde bir şey olmazsa gelirim demişti. Bir gazeteciden, direnişçiden kısa süreli ya da uzun süreli sözler almak güç olabiliyor. Çünkü biliyoruz ki mücadelenin gereği herhangi bir yerde olabiliyoruz. Ya da başımıza bir şey gelebiliyor. Nitekim 7 Şubat’ta tutuklandı” dedi. Azize Akoğlu “Meslektaşımızın bugün ödülü kendisinin almasını isterdik. Fakat basına yönelik saldırılardan dolayı tutulduğu Mardin Cezaevi’nden size mesajlarını iletti” diyerek Öznur Değer’in mesajını okudu. Mesajın okunmasından sonra “Özgür basın susturulamaz” sloganları salondan yükseldi.
Asılsız komplolar ile tüm toplum kuşatılmaya çalışılıyor. Bir tweet paylaşmak, bir konuşma yapmak, gazeteci olmak kriminalize edilmeye çalışılıyor. Yargıdaki iki yüzlülükleri ortaya koyan bir habere imza atmak tutuklanma gerekçesi sayılabiliyor. Yargıdaki operasyonların aracı olan bir bilirkişi ile yapılan görüşmeyi yayınlayan Halk TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandı. Suat Toktaş adına ödülü almak için Halk TV Ankara Temsilcisi Serdar Akyön, dayanışma ödülünü vermek üzere Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk sahneye çıktı. Akyön, “Suat Toktaş bizim haberlerimizin vicdanıydı. Umarım en kısa süre içerisinde tekrar onu çok özleyen onu çok seven Halk TV haber merkezine gelir. Bizlerle beraber gene özgür güzel haberlere imza atar” dedi.
Ödül töreni Grup Luna’nın müzik dinletisiyle devam etti. Grup Luna’ya ödülünü sunucu Mert Ekinci verdi.
Ödül töreni Grup Luna’nın müzik dinletisinin ardından sona erdi.