HABER: Günay Karafazlı
KAMERA: Gençağa KARAFAZLI
(RİZE) – Rize’nin Pazar ilçesinde balıkçılıkla geçimini sağlayan Balıkçılar Köyü sakinleri, bazı şirketlerin bölgeye kurmak istediği kafes tipi balık çiftlikleri projesine karşı başlattıkları direnişi sürdürüyor. Rize Deniz Ürünleri Avcılar Üreticiler Birliği Başkanı Mustafa Kuru, “Biz ant içtik, en iyi şekilde balıkçılığı sürdüreceğiz. Ben 11 yaşından beri denizdeyim ve çocuğumun ekmeğini denizden kazanıyorum. Eğer kafes kurulursa, bu kalbimize bıçak saplamak gibi olur. Kurdurmayacağız. Burası bizim ekmek teknemiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Balıkçılar Köyü halkı, Kuzuoğlu Grup ile Günvak 1 ve Günvak 2 firmalarının kurmak istediği kafes tipi balık çiftlikleri projesine karşı başlattıkları direnişi sürdürüyor. 4 gün önce köyde kurulan direniş çadırıyla başlayan oturma eylemi, bugün 5’inci gününde “kafes balıkçılığı konusunda yurttaşların bilgilendirilmesi” amacıyla düzenlenen etkinlikle devam etti.
Balıkçılar Köyü Zerek Limanı’nda gerçekleştirilen etkinliğe köy halkının yanı sıra CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, balıkçı kooperatifleri temsilcileri ve çok sayıda yaşam alanı savunucusu katıldı.
“Kafes balıkçılığına müsaade Edersek buradan göç etmek zorunda kalırız”
Etkinliği düzenleyen Frankfurt School of finance Management Uluslararası Tarım ve Finans Uzman Tarım Uzmanı Ziraat Yüksek Mühendisi İbrahim OĞUZ, “Eğer siz denizlerden bu insanları kopartırsanız aslında sadece ekonomik anlamda bir onları yok oluşa götürmezsiniz. Onların köklerini, onların geleceklerini de, kültürlerini de yok edersiniz. Bu proje toplam üç bölümden ve toplamda 12.000 ton bir yılda balık yetiştirmeye dönük yapılmış bir proje. Bakın bu 12.000 ton balığı denizden hasat edip dışarıya çıkartıp bir tıra koymak isterseniz günde 1350 TIR la taşımak zorundasınız. Bu projeye gereken balık yemi miktarı 15.800 ton. Buranın nasıl bir işgal altında olabileceğini anlayabiliyor musunuz? ÇED raporunda şöyle bir madde yazıyor. Diyor ki: burada balıkçılıkla uğraşan aileler var ama onların ekonomik kaybı önemsiz. Ben size burada yapmış olduğunuz çalışmadan ne kadar önemli olduğunuzu söyleyeceğim.
Sadece Balıkçı Köyü’nde 11 adet voli ağı var. 63 adet uzatma ağı var. 130 adet bağı var. Bunların toplam yatırım maliyeti 22,8 milyon. Tekne ve diğer inşaat maliyetleriyle birlikte 239 milyon dolarlık yatırım var, değerli dostlar. Bu dikkate alınmayacak bir meblağ mı? “Çevre kirliliğine neden olmaz” diyorlar. Yine biz bilimsel bir çalışma yaptık. 12.000 ton balığın sadece 2 km mesafede yetiştirileceğini unutmayın. Bu yoğunluk yılda 3,5 milyon ton dışkı ortaya çıkaracak. Buna müsaade edemeyiz. Edersek buradan göç etmek zorunda kalırız.
“İnanılmaz bir faşist baskıyla karşı karşıyayız”
2 tane çapulcunun halkı tehdit etmesine müsaade etmeyeceklerini belirten CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı , “Gerçekten inanılmaz bir faşist baskıyla karşı karşıyayız. Faşist baskı bu. Bakın bir şey söyleyeceğim. Dün burada Zelek Limanı’nda, hakları olmadığı için “ürünlerinizi buraya indiremezsiniz” dediğimiz şirket yetkilileri gizlice gidip Fındıklı’nın Meki Limanı’na boşaltmak istediler. Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı tarafından ihbarı aldığımda, oraya gittiğimde bana değil size hakaret edecek kadar cüret sahibi oldular. Bu şirket sahiplerine söylüyorum: Siz bu halkın kılına dokunamazsınız. Hepinizin canına okurum. Öyle iki tane çapulcuyu yanına alıp halkı tehdit etmeye boyun eğmeyiz. Buradan sesleniyorum. Karadeniz’deki bütün limanlara sesleniyorum. Eğer bu şirketler kafes ürünlerini dökmeye kalkarlarsa bize haber verin. Parlamentoda gönüllü milletvekilleri var. Biz halkız, anında geliriz. Şakın ola ki bu şirketlerin ürünlerinin limanlara indirilmesine müsaade etmeyin. Etmeyeceğiz. Evinin bahçesine bir domuz gelse, senin meyveni sebzeni yemeye kalksa ne yaparsın? Domuzu kovarız. Gebertme yok, kovarız. Bunlar şimdi denizin tarlalarına geldiler.
Bu tarlalar Pazar halkınındır. Bu tarlalarda pazarlılardan başka kimse ekmek yiyemez. O kadar. O yüzden kafes balıkçılığı üreticileri bunları bilsin.Bu projeye izin vermeyeceğiz. Vermeyeceğiz. Vermeyeceğiz”
“Kafesler Karadeniz’in doğal ekosistemine hem de bölge ekonomisine ciddi zararlar verecek”
Her türlü hukuk mücadelesini vermeye devam edeceklerini söyleyen Pazar Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İsmail Hakkı Kambay, “Rize’nin Pazar ilçesinde yapılması planlanan kafes balıkçılığı projesi bölge balıkçıları ve halkı tarafından büyük endişe ile karşılanmaktadır. Yaklaşık 12 köy, 4 Su Ürünleri Kooperatifi ve 200 tekne sahibi olarak bizler, bu girişimin hem Karadeniz’in doğal ekosistemine hem de bölge ekonomisine ciddi zararlar vereceğini düşünüyoruz. Pazar ilçesindeki binlerce aile geçimini geleneksel balıkçılıktan sağlamaktadır.
Yanlış yerlerde tasarlanan kafes balıkçılığı küçük ölçekli balıkçılığı bitirerek yerel balıkçıların ekmeğini elinden almaktadır. Döviz getirisi bahanesiyle başka ülkelerin gıda güvenliğine katkı sağlanırken bölge halkı mağdur olacaktır. Kafes balıkçılığının yaygınlaştırılması gırgır avcılığını ve avlak sahalarını daraltmaktadır. Denizler bizim tarlalarımızdır. Bunlardan uzak dursunlar. En önemlisi, gelecek nesillere olan sorumluluğumuz için bu projenin karşısında olduğumuzu, tüm hukuki süreçler bitene kadar halkımızı savunacağımızı duyuruyoruz” dedi
“Burası bizim ekmeğimiz, toprağımız, taşımız, rızkımız. Çocuklarımızın nafakası”
Balıkçı Hacer Yüzseven , “Nacizane buradayım, bu işi yapmak için geldim. Bizim köyümüz Zelek Balıkçı Köyü. Aranızda çoğunuzu biliyorum. Herkes Burası bizim ekmeğimiz, toprağımız, taşımız, rızkımız. Çocuklarımızın nafakası. Balıkçı kadın aslında. Eşleriyle, kocalarıyla, oğullarıyla, kardeşleriyle denize çıkan kadınlarımız var. Balıkçılık çok zor bir iş. Hem erkeklerimiz hem kadınlarımız çalışıyor. Zelek Balıkçı Köyü 3 ay çay toplayarak, 12 ay balıkçılıkla geçiniyor. Burası dedelerimizden miras. Biz torunlarız. Çocuklarımızı ve torunlarımızı da burada büyütmek istiyoruz. Denizin kirlenmesini ve işgal edilmesini istemiyoruz.
Bir karış toprağımızı, bir damla denizimizi kimseye peşkeş çekmek istemiyoruz”
“Tarımı, hayvancılığı, ormanları bitirdiler. Şimdi sıra denizi bitirmeye geldi”
Kafes balık çiftliklerinin denizi kirletmesinden dolayı çocuklarının hastalandığını belirten Trabzon, Sürmene su ürünleri kooperatif başkanı Ali Osman Saral, “Çok güzel bir oluşum. Burada cefakâr anneleri görüyorum. Yaşadığımız olaylar bizim orada da yıllar önce başladı. Şimdi deniz kirliliği, çocuklarda hastalık… Doktorlar çare bulamıyor. Çocuklarımız rahatsız. Deniz kenarları pislik dolu. Biz karşı çıktıkça siyasi baskı oldu. Ama zamanında sizin gibi toplanamadık. Türk balıkçısı tamamen bitti. Şimdi sıra büyük balıkçıda. Bunlar denizimizi zapt edecek. Tarımı, hayvancılığı, ormanları bitirdiler. Şimdi sıra denizi bitirmeye geldi. Âmâ biz izin vermeyeceğiz. Vermeyeceğiz. Vermeyeceğiz. Hep beraber bu işi bitireceğiz. Son bir söz söylemek istiyorum. Basın mensupları hoş geldiniz. Teşekkür ederiz. Bakın burada erkeklerden çok kadın var. Buranın gençleri gurbette. Gün gelecek, cenazelerimizi kadınlar kaldıracak. Çocuklarımızı, vatanımızı, denizimizi korumalıyız”
“Bu topraklarımızı, denizlerimizi bir kişiye vermeyeceğiz”
Fındıklı belediye başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu , “Cumhuriyet bize bunu verdi. Ama birileri ne yapıyor? Bunu elimizden alıp birilerine veriyor. Bir kişiye veya iki kişiye ya denizi yok ediyor ya dereyi yok ediyor ya maden diye çaylarımızı, tarlalarımızı, yaşadığımız yerleri yok ediyor. Hepten bizi sürgün etmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla biz, bizim istediğimiz bir tek şey var. Biz bu topraklarda doğduk. Bu topraklarda büyüyeceğiz, yaşlanacağız. Çocuklarımızla mutlu bir yaşam süreceğiz. Çocuklarımız burada geçinemese, gurbete gitse bile bu topraklara bağlı olarak yetiştireceğiz. Bu topraklarımızı, denizlerimizi kimseye, bir kişiye vermeyeceğiz. Bunun için yapmış olduğunuz her türlü haklı mücadelenin sizin mücadelede sizin yanınızda olacağım. Bunu ifade etmek istedim. Siz varsanız buralar kurtulur. Siz yoksanız sizle birlikte buralar yok olur. Bunu bilmek lazım” ifadelerini kullandı
“Eğer kafes kurulursa, bu kalbimize bıçak saplamak gibi olur. Kurdurmayacağız”
Bugün Zafer Bayramı’nı konuşmaları gerektiğini ancak konuşamadıklarını mücadele ettiklerini ifade eden, Rize Deniz Ürünleri Avcılar Üreticiler Birliği Başkanı Mustafa Kuru, “Biz ant içtik. En iyi şekilde balıkçılığı sürdüreceğiz. Ben 11 yaşından beri denizdeyim. Çocuğumun ekmeğini denizden kazanıyorum. Eğer kafes kurulursa, bu kalbimize bıçak saplamak gibi olur. Kurdurmayacağız, yapmayacağız. Burası bizim ekmek teknemiz. En son dünyanın her yerinde kurulabilir ama buraya kurulamaz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu birlik, bu beraberlik oldukça buraya kafes kurulamayacak. Bizim bugün konuşmamız gereken Zafer Bayramı’ydı. Balık sezonunu açmamız gerekiyordu. Ama şimdi mücadele veriyoruz. Ekmeğimizi elimizden alıyorlar. Birileri para kazanacak diye bizden çalıyorlar. Bu denizi bana babam teslim etti. Ben çocuklarıma teslim edeceğim. Teslim etmeyeceğiz. Hep beraber olduk, kapıdan içeri sokmadık.
Başta ben olmak üzere, kurdurmayacağım” dedi.