Haber: Gençağa Karafazlı
(RİZE)- Ordu Milletvekili Seyit Torun, “Türkiye her geçen gün çok ciddi sorunların içinde. Biz, Türkiye’nin birinci partisi olarak bu sorumluluğu üzerimizde hissediyoruz. Sorunları tespit edip çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Artık hamasetle siyaset anlayışı bitti. Artık “Şu il benim kalem” diye bir şey yok. Artık milletin kaleleri var. Halkın kaleleri var. Orada da halkımızın güvenini daha fazla artırıp, yapılacak ilk seçimde iktidara geleceğiz.
CHP’nin Ağustos ayı boyunca 81 ilde gerçekleştireceği saha çalışmaları kapsamında Rize’de görevlendirilen CHP düzce Milletvekili Talih Özcan, İzmir milletvekili Yüksel taşkın, Ordu Milletvekili Seyit Torun, Rize’de yapacakları çalışmalara ilişkin CHP Rize İl Başkanlığı’nda basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi ardından STK ve bazı meslek örgütlerine ziyarette bulundu.
“Cumhuriyet Halk Partisi de kendi kozmik odasını oluşturuyor”
CHP’li milletvekilleri Rize il başkanlığında gerçekleştirdikleri basın toplantısında saha çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi:
Halkın taleplerini yerinde görmek için saha çalışmaları başlattıklarını belirten Düzce Milletvekili Talih Özcan, “Türkiye gerçekten çok olağanüstü hallerden geçiyor. Bunu hepimiz iyi biliyoruz, yaşıyoruz. Günlük olarak bütün vatandaş bunu yaşıyor. Ancak ben şunu söylemek istiyorum: Partimizin genel başkanı, MYK ve tüm üyelerimiz genel başkanımızın talimatıyla biz bugün bu sahalara indik. Buradaki amacımız, seçim ofislerini iyi dizayn etmemiz lazım. Tabandan desteklememiz lazım. Yani halkın talepleri bugün sizin talepleriniz bizim için son derece önemli. Halkın içinde olmamız lazım. Halk ne diyor ne istiyor bizden ne konuşuyor? Hangi hükümet programıyla vatandaşın karşısına çıkacağız? Bir medya da burada bizi dinliyor. Ne yapacağız biz? Ekonomide ne yapacağız, sağlıkta ne yapacağız, eğitimde ne yapacağız, sporda ne yapacağız? Bunları tek tek ortaya koymamız lazım. Emekli ne istiyor bizden, çiftçi ne istiyor bizden? Biz bunları doğru bir şekilde ortaya koymamız lazım. Artık ütopik şeylerle bu işler olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi de kendi kozmik odasını oluşturuyor. Bütün diplomasileri çalıştırıyor, kararlılığını, inancını ortaya koyuyor. Değerli genel başkanımız gerçekten durmadan çalışıyor. Bütün halkın morali yerine geldi. Hiç korkmayın. Bakın, ben de bu partinin çocuğuyum. Düzce’den size selamlar getirdim. Düzce, Karadeniz’in bir parçasıdır. Biz hepimiz bu bölgenin insanlarıyız. Kafkaslıyım, bu işlerin birebir kültürleri örtüşüyor. Hep beraber bunu yeneceğiz. Biz birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım” dedi
“İktidar partisi il başkanlığını Çaykur’da eleman alma ofisine dönüştürdü”
Konuşmasında, Çayda ve fındıkta yaşanan sorunlara değinen İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, “Diyecekler ki, “16 liraya özel sektöre çayı vermek zorunda kaldık.” Biliyorum, çünkü benim annem de vermek zorunda kalıyor. Gerçekten çayla ilgili, tıpkı fındıkta olduğu gibi, aynı problemler var.Bu, Türkiye tarımının aslında topluca çökertildiğini gösteriyor. Fındıkta da bütün tartışmayı fiyata indiriyorlar, çayda da öyle. Halbuki burası Güney Kore olsaydı, 20 yıl sonra çayın nerede olacağıyla ilgili planlar yapılmış olurdu. “Bu çay kaç kişiyi geçindirebilir, organik tarıma geçilmeli mi?” Bütün bunlar çözülmüş olurdu. İşin içine partizanlık girmeden, CHP’li vekillere de bütün muhtarlara da fikri sorularak 20 yıl sonrasının vizyonu ortaya konmuş olurdu. Ama olmuyor. Hep yama politikaları… Günü kurtarma, bugünü kurtarma, yarını kurtarma… Ona iş sözü verme, buna başka sözler verme. Ve iktidar partisinin il başkanlığını Çaykur’a eleman alma ofisine dönüştürme… Bunların hepsi Rize’de konuşuluyor. Çok enteresan: Rizeli bir cumhurbaşkanı olması elbette Rize’ye fayda getiriyor ama uzun vadede baktığımızda, çoğunluğu çay üreticisi olan bu ilde çok büyük inanılmaz ve geleceksizlik ve sıkıntı var. Bu da herkesin düşünüp kafa yorması gereken bir şey.
Günü kurtarma politikaları Rize’yi de Ordu’yu da hiçbir yere götürmüyor. Bu iller boşalırsa, insanlar İstanbul’a giderse ve İstanbul 30 milyon olursa, Türkiye’nin halini görün. Tarım, arkadaşlar, kar-zarar hesabıyla bakılacak bir sektör değildir. Tarım, insanı köyünde tuttuğu için, nüfusu buralarda tuttuğu için bir ülke için milli güvenlik meselesidir. Türkiye’deki en stratejik sektör tarımdır. O nedenle bu konudaki aksamalara çok üzülüyoruz. Türkiye’nin neresine gidersek gidelim, çiftçi diyor ki: “Ben artık üretim yapmayacağım kardeşim. Değmiyor ki.” Şu anda Türkiye’nin her yerinde milletvekillerimiz dolaşıyor. Cumhur İttifakı ve diğer partilerin hiçbiri sahada yok. İfadelerini kullandı. Şu anda Türkiye’de sahada en çok Cumhuriyet Halk Partili’nin olduğunu görüyorum” ifadelerini kullandı.
“Artık “Şu il benim kalem” diye bir şey yok. Artık milletin kaleleri var. Halkın kaleleri var”
Devleti yeniden ayağa kaldıracak ve milletin emrine vereceklerini söyleyen Ordu Milletvekili Seyit Torun, “Türkiye her geçen gün çok ciddi sorunların içinde. Biz, Türkiye’nin birinci partisi olarak bu sorumluluğu üzerimizde hissediyoruz. Sorunları tespit edip çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Artık hamasetle siyaset anlayışı bitti. Artık “Şu il benim kalem” diye bir şey yok. Artık milletin kaleleri var. Halkın kaleleri var. Orada da halkımızın güvenini daha fazla artırıp, yapılacak ilk seçimde iktidara geleceğiz. Bakın, şehir hastaneleri yapılıyor. Şu ana kadar şehir hastanelerine ödenen parayla 500 devlet hastanesi yapılabilirdi. Devletin hastanesi olurdu. Biz kiralık hastanelere kişi başına ödenen paralarla bu ülkenin kaynaklarını çarçur etmezdik. Bir yatağın maliyeti yıllık 2 milyon lira… Yazık değil mi bu ülkenin kaynaklarına? Devletin yolunu bitirdiler, hastanesini bitirdiler, kurumsal yapısını dağıttılar. Devleti yeniden ayağa kaldıracağız ve milletin emrine vereceğiz. Devlet-millet karşılıklı sorumluluk içinde bu ülkeyi ayağa kaldıracağız. Bütün sorunların çözümü var. Ama AK Parti iktidarı bizi öyle bir hale getirdi ki, sanki kendilerinden başka çözüm yokmuş gibi algı yaratıyorlar. Bu ülkenin sorunlarını çözecek kaynağı da insan gücü de imkânı da var. Tek sorun, bu iktidar 23 yıldır bizim kaynaklarımızı savuruyor, yandaşını zengin ediyor ve hatalı politikalarla bizi yoksulluğa mahkûm ediyor.”
“Önemli bir kurum olan Çaykur’u bitirme çabasındalar”
Çaykur’un önemli kurum olduğunu ancak onu da ortadan kaldırmaya çalışıldığını ve Karadeniz’in göç verdiğinin altını çizen Torun, “Bakın, yıllardır çay sektöründe çalışan mevsimlik işçilerin durumu ortada. Yazık değil mi? Her seçim dönemi söz veriliyor. 6 ay çalışıyor, 6 ay çalışmıyor. 6 ay sonra ne yapacak bu insanlar? İşe giremiyorlar. Bu, bölgede kanayan bir yara. Elimizde çay gibi stratejik bir ürün var. Bununla kurulmuş önemli bir kurum var: Çaykur. Ama onu da bitirme çabasındalar. Bu bölgenin çok önemli bir katma değeri ve geçim kaynağı… Siz bunu yok ederek bölgeyi yok etmiş olursunuz. Zaten Karadeniz bölgesi göç veriyor: Rize’si, Artvin’i, Trabzon’u, Ordu’su, Giresun’u… Tarım ürününe dayalı bir ekonomi var ama iktidar, çay ve fındık üreticisine, bütün tarım alanındaki üreticilere kör sağır. Bu düzen mutlaka yıkılmalı. Pazara gitmezken, vatandaşa gitmezken… Biz her zaman olduğu gibi vatandaşın içinde olacağız. Yaz kış demeden, yağmur çamur demeden vatandaşın sorunlarını dinleyeceğiz, çözüm önerilerimizi aktaracağız ve Türkiye’yi bu olumsuzluktan kurtaracağız. Ben inanıyorum ki yapılacak ilk seçimde iktidar olacağız” dedi