Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cemil Tugay’ın işten çıkardığı İzBB işçisi: Bir ilacın kutusu 16 bin lira, nasıl ödeyeceğim?

İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın işten attığı işçilerden biri kanser tedavisi

İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın işten attığı işçilerden biri kanser tedavisi görüyor. İşçi, “Tek kutu ilacın parası 16 bin lira civarında. Sigortam olmazsa nasıl alacağım” diye sordu.

İzmir – İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Cemil Tugay, geçen hafta perşembe günü belediye şirketleri İZDOĞA, İZULAŞ ve İzBeton’da bin 30 işçinin işten çıkarılacağını açıkladı. Yaptığı her açıklamada işçilerin haklarını ve toplu iş sözleşmesini (TİS) hedef alan Tugay, işçilerin haklarından vazgeçmemesi halinde işten çıkarmaların devam edeceğini söyledi. Tugay, “Eylül ayındaki artış ve alınmaması gereken işe devam primi ile rapor almama primi olmak üzere iki şeyden vazgeçmelerini istiyoruz” diyerek şart koştu. İşten çıkarılan işçiler ise kazanılmış haklarından asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.

‘İşçi çıkarıp neden işçi alıyorlar?​’

Perşembe günü telefonla aranarak iş akdi feshedilen işçilerle sendika binasında bir araya gelerek sohbet ettik. Kanal, arıtma, pompa, kaynak gibi ağır işlerde çalıştıklarını anlatan işçiler, çıkışlarının verilmesini anlayamadıklarını söylüyor.

Teknik ve kalifiye eleman olduklarını, en az çalışanın 8-9 yıllık işçi olduğunu ifade eden işçiler, “Fazla personel var deniyor ama bizim çalıştığımız yerde personel eksikliğinden dolayı zorunlu mesaiye kalıyoruz, iş tanımımızda olmayan işleri de yapıyoruz. Ayrıca madem fazla çalışan var neden hâlâ işe alımlar devam ediyor? Burada amaç sadece ücretlerimiz de değil. İZDOĞA işçileri İZSU’ya iş yapıyor. Uzun süredir İZSU’da ihaleler taşerona veriliyor. Amaç taşeronlaştırma. Bizleri de bu yüzden çıkardıklarını düşüyoruz” diyor.

‘Kimsenin torpiliyle işe girmedik’

Kanal açmada şoför olarak çalışırken 2021 yılında kan kanseri teşhisi konulduğunu anlatan bir işçi, tedavinin hâlâ sürdüğünü söyledi. “Her gece akıllı kemoterapi ilacı alıyorum. Tek kutu ilacın parası 16 bin lira civarı. Üç kutu yazıyor, 48 bin lira veriyorum. Şu an sigortam vardı ama sigortam olmazsa nasıl alacağım?​” diye soruyor.

2012 yılında taşerondan şirkete geçtiklerini anlatan bir işçi, “Kimsenin torpiliyle işe girmedik. Taşerondan mücadele ederek İZDOĞA’ya geçtik. Şirkete geçtiğimiz ilk 7 yıl yüzde 40 kesintiyle çalıştık. İzBB Başkanı Cemil Tugay ‘Ben İzmir halkının hakkını koruyorum’ diyor ama biz yıllardır bu kurumda bunu yapıyoruz. Bizi iş yapmayan insan olarak gösteriyor ama bizler 7/24 çalışan insanlarız. Bizim isimlerimiz neye göre belirlendi? Kim verdi bu listeleri? Biz bu soruların da cevabını merak ediyoruz. Gidişat taşeronlaştırmaya dönüyor. Ama taşerona bize verdiği maaştan daha fazlasını verecek” diyor.

‘Ben bundan sonra nasıl iş bulacağım?​’

İşten çıkarılanlar arasında kendisi engelli, çocuğu ya da eşi engelli ve hasta olan işçiler de var. Zaten yaşamlarının hastalıklardan dolayı zor olduğunu söyleyen engelli bir işçi, “Engelli çocuğum var, ben de yüzde 40 engelliyim. İşe ilk girdiğimde hiçbir hastalığım yoktu. Çalışırken hepimizde mesleki hastalıklar (bel ve boyun fıtığı, romatizma, astım, kireçlenme) çıktı. Beni şimdi işten çıkarıyor ama sen benim ne yaşadığımı biliyor musun? Hem maddi hem de manevi olarak zor durumdayız. Ben bundan sonra nasıl iş bulacağım? 48 yaşından sonra kim beni işe alır?​” diye soruyor.

Kalp rahatsızlığı olan ve geçirdiği iş kazasından dolayı iki parmağını kaybeden bir işçi de “Her işi yapıyoruz ama neden çıkarıldığımızı anlamadık. Ben büro çalışanı olarak görev alıyorum ama yapılması gereken başka ne iş varsa onu da yapıyorum. Çiğli arıtmadayız. İnsanlar büro çalışanıyız deyince rezidansta falan çalıştığımızı sanıyor ama biz lağım kokusunun olduğu yerde çalışıyoruz. Bu zorlukları bilmeden yapılan yorumlar bizi yıpratıyor” diyor.

‘Birlikte daha iyi ücretler için mücadele edelim’

43 ila 55 bin lira arası aldıklarını söyleyen işçiler, “Sosyal medyada linç girişimine dönüşen, halkı bize karşı kışkırtan bir tutum içerisindeler. 80-90 bin alıyormuşuz, bordrolarımız ortada, bayram tatili olmadan, pazar mesai dahil çalıştığımızda, en yüksek aldığımız ücret 55 bin TL. Brüt hesabı yapıyorlar ama kimse vergi, SGK kesintilerini hesaplamıyor. Ev kiralarının 25-30 bin lira olduğu bir dönemde aldığımız ücretlerin yüksek olduğunu iddia etmelerine anlam veremiyoruz. Bize ‘22 bin liraya çalışan var, siz çok alıyorsunuz’ diyorlar ama burada asıl konuşulması gereken insanlara dayatılan 22 bin lira. Biz 22 bin liraya insan çalışmamalı, hakkını almalı diyoruz. Sosyal medya ve kamuoyunca bizi aşağıya çekmeye çalışanlara, İzmir halkına şunu diyoruz; gelin birlikte daha iyi ücretler için mücadele edelim. Biz fazlasını değil yaptığımız işin karşılığını istiyoruz” diyor.

Eşi hasta olan bir başka işçi de “Eşim görme sorunu yaşıyor, epilepsi krizleri geçiriyor. Gece uyumadım gelip sabah çalışıyorum. Biz hakkımızı istiyoruz” diye ekliyor.

‘Fedakarlık isteniyor, kabul etmiyoruz’

Belediye-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkan Yardımcısı Turan Dündar da “Ağır işte çalışan arkadaşlar için o günün şartlarında bir talepte bulunduk. Seçime beş gün kala imzalandı deniyor ama bunun yasal süreci buydu, bakanlığın belirlemiş olduğu bir tarihti. Yeri geliyor işveren ‘Biz bu arkadaşların emeğini parayla ödeyemeyiz’ diyor. Ama arkadaşlarımız can güvenliğini bile tehlikeye atarak çalışıyor” diyor.

Dündar, “İşçinin ücretinden geriye fedakarlık yapılması isteniyor. Bu aklıselim bir tutum değil. Personel fazlası var diyor ama birimlere yazı gönderilmiş ‘Her gün 3 saat fazladan çalışılacak’ diye. Hem fazla çalışmamı istiyorsun hem de o bedeli vermek istemiyorsun. Fazla çalışacağız, hafta tatilimizi feda edeceğiz ama bunun karşılında ücret almayacak mıyız? Bu kabul edilebilir değil” diyor.

İZENERJİ’de işçiler ücretsiz izne gönderiliyor

İşten çıkarmaların gündemde olduğu İZENERJİ’de bir yandan yeni işçi alınıyor. İZENERJİ’de evrak imzalatmak istenen bir işçi, “Bir baktık evraklarını teslim eden yeni işçiler sevinerek çıkıyorlar” diyor. “Geçici” olarak havuzda çalışmaya gönderilecek işçiler, “Döndüğümüzde kadro yok derlerse ne olacak? İşsiz kalacağız” diyor.

Ücretli izne zorlanan işçi gördüklerini şu sözlerle aktarıyor: “Şimdi bizim önümüze kağıt veriyorlar, ücretli izne çıkartıyorlar bizi. Bir taraftan da ‘Havuzdan, İZENERJİ’ye tekrar iade edildim, bunu kabul ediyorum’ tarzında bir kağıt imzalatmak istediler. Şimdi biz o süreçte ne yapalım diye düşünürken sol tarafa bir baktık kağıdı, evraklarını teslim eden yeni işçiler sevinerek çıkıyorlar. Sonra şunu dedik, Cemil Tugay bize diyor ki evet ihtiyaç fazlası personeli çıkarıyoruz, belediye bütçesi kaldıramıyor. İyi de arkadaş beni çıkarıyorsun ama bir sürü insan alıyorsun. Bunu biri açıklasın değil mi? Ama bunun açıklaması yoksa ben niye ona imza atayım?​”

İmza belirsizliği yaşandığını aktaran işçi, “Birçok kişi sendikalarla görüştü. Önce bir imza atın dendi, sonra atmayın dendi. Ben atmadım. Çünkü gerekçe yok. Eğer o insanları görmesem belki ben de o hengamede atacaktım” diyor.

Bir tasfiye süreci yaşandığına dikkat çeken işçi sendikaların tam bu noktada müdahale etmesini istiyor: “Bence belediye kendi kadrolaşmasını yapıyor. Sendika eğer bir şey yapacaksa şimdi yapması gerekiyor.”