Özel Haber: Gençağa Karafazlı
(RİZE)- Özel sektöre düşük fiyatta çay satmak zorunda klan çay üreticisi Şenol Karadaşlar, “sabahtan beri çaylık temizliyorum. Abi, bu gömlek su gibi olmuş. Komple ter. Gözüm kör olsun, bak her tarafı su gibi ya. Arkası onun hep ter. Bu güneşin altında temizlik yapıyorum daha bitmedi toplanacak. Gidip 18 liraya çayı satacağım. AK Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer de hacca gidiyor, ‘Hakkınızı helal edin’ diyor. Ben şimdi hakkımı helal edeceğim, öyle mi? 25 liralık çayı 18 liraya satacağım, hakkımı helal edeceğim sana, öyle mi? Değil hacca, göğe yükselsen sana hakkımı helal eder miyim?” dedi
Türkiye’nin önemli çay üretim merkezleri Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun’da, AKP hükümetinin Çaykur’da uyguladığı çay alım politikaları, 205 bin üreticiyi ağır bir mağduriyetle karşı karşıya bıraktı. Çaykur’un yıllardır süregelen kota ve kontenjan dayatması, bu yıl ikinci sürgün döneminde de devam ederek, çay üreticilerini tam anlamıyla özel sektörün insafına terk etti.
Çaykur, kapasite yetersizliği bahanesiyle kota ve kontenjan uygulaması başlatarak üreticinin hak ettiği çayı almaktan kaçınırken bu durumu adeta fırsata dönüştüren özel sektör firmaları ise, Devletin 2025 yılı için kilogramda 25,44 lira açıkladığı yaş çay alım fiyatına rağmen üreticilerden yaş çayı 18 ve 16 liradan almaya başlaması çay üreticileri adeta isyan etti.
“Kontenjan işinden sonra fırsatçılar alıyor çayı, ucuza alıyorlar. Kendileri kâr edecekler”
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte güneşin altında ter döken çay üreticisi kadın Emine Güven i, “Yoruluyoruz. Tabii. 16 TL ye ve Lipton 21 TL ye çay alıyor. Biz onların işçisi olduk artık. Böyle şey olmaz. Devlet fiyat veriyor, evet ama bir insan bu çayı şimdi bir ay sonra bekletirsen alınır mı bu çay? Çayın kalitesi zaten düşük. Çay içilmiyor ki. Şimdi mesela senin kotan üç dönümse, o kadarı alınıyor. Ondan sonrakini artık nereye getireceksek getireceğiz. Yoksa çay beklemez ki. Kontenjan işinden sonra fırsatçılar alıyor çayı, ucuza alıyorlar. Kendileri kâr edecekler. Öyle de oldu zaten. Kivileri hep döktük çayı nasıl dökelim”
“Vatandaş bu kadar ezildikten sonra hiç kimse seçim zamanı gelmesin buraya”
Çaykur’un tarihinde daha önceleri böyle bir rezillik yaşanmadığını belirten Bülent Güven, “çay güzel, ama fiyat sıfır. Yani özele attılar bizi. Özelin önüne. İlgilenen yok. Ne olacak ki? Devlet 25,5 liradan açıklıyor. Özel alıyor, 21 liradan alıyor. Aşağıda peşin peşine gidiyorsun, 18 lira bu ne ya? Devlet bir şey yapsın da vatandaş eziliyor. Bu ne olacak bizim hâlimiz? Böyle şey mi olur? Daha Çaykur tarihinde böyle bir şey yaşanmamış ya neler yaşıyoruz. Milletvekillerimiz var burada. Tahsin Ocaklı’dan başka (CHP Rize milletvekili) hiç kimse ilgilenmiyor. Gerçekten de doğru ya. Siyaseti boş ver partiyi boş ver ama gerçekten zor durumdayız. Adet midir ya? 18 liradan çay alınır mı? Devletin açıkladığı 25,5 lira. Özelin aldığı bu kadar da olmaz ya. Rezillik bu. Bu kadar da olmaz. Vatandaş bu kadar ezildikten sonra hiç kimse seçim zamanı gelmesin buraya ne olacak ki yani? Tahsin Ocaklı milletvekilimiz bağırıyor çağırıyor. Duyan yok her halde. Ben izliyorum öyle, Tahsin Ocaklı’yı. Durum böyle. Vatandaş berbat durumda” ifadelerini kullandı
“Siyaset yapmayalım diyoruz ama maalesef bu işleri siyasiler yapıyor”
Kuru çaya 2 kez zam yapıldığını ancak yaş çaya zam yapılmadığını belirten Zafer Akın , “Seçime 1 sene kala nasıl çay satıyorduk? Özel de aynı parayı veriyordu, devlet de. Seçime bir ay kala da böyleydi. Ama seçim bitti. Şimdi ne oldu? Devlet çayın fiyatını açıkladıktan sonra kuru çaya iki defa zam yaptı. Biz ne olduk? Bize o zamdan bir şey verdiler mi? Evet, kuru çaya iki defa zam yaptı. Çay fiyatı açıklandıktan sonra. Yani olacak iş mi bu? Siyaset yapmayalım diyoruz ama bunu siyaset yapıyor. Eğer seçime 1 sene kala çay alınıyorsa, şimdi niye alınmıyor? E demek ki iş siyasi”
“Gidip çayı 16 liraya satacağım deyince bu para neyi karşılasın İnsanı kandırmaya gerek yok”
Düşük fiyatta çay alınmasını haksızlık olduğunu söyleyen Erkan Akdoğan, “Ben fiyatın düşmesine karşıyım, ben hiç vermedim 16 liradan. Yavaş yavaş bekliyorum, öyle veriyorum. Yoksa onların yaptığı iş değil bu. Haksızlık başka bir şey değil. Simdi. İnsanlar herkes aynı şartlarda değil ki. Bizim burada yukarıda hiçbir yerde şey yok, kontenjan olarak alamadık. Tapuyu alamamışız. Adamın 20 dönüm çaylığı var, 2 dönüm kotası var. Nereden verecek ki? Mecburen geri kalanı özel sektöre veriyor nereye götürsün ki? Verecek yeri yok ki Kota var. Çayı işçiye toplatırım dedin mi bir şey kalmaz tabii. Yarısını işçiye verdin mi, sana ne kalacak? işin gerçeği bu. Şimdi işçisi, şusu bu su, yola vereceğim. Gidip çayı 16 liraya satacağım deyince bu para neyi karşılasın? İnsanı kandırmaya gerek yok” dedi
“AKP il başkanı Yılmaz Katmer sen göğe yükselsen sana hakkımı helal eder miyim?”
AKP Rize il başkanı Yılmaz Katmer’in geçen ay Hacca giderken Rize’li yurttaşlardan helallik istediğini hatırlatan çay üreticisi Şenol Karadaşlar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Katmer’e hakkını helal etmediğini, Komünistlerin bunlardan daha iyi insan olduğunu ifade ederek tepkisini şu sözlerle dile getirdi.
Kardaşlar , “Al, sabahtan beri çaylık temizliyorum. Abi, bu gömlek su gibi olmuş. Komple ter. Gözüm kör olsun, bak her tarafı su gibi ya. Arkası onun hep ter. Burayı çaylığı çek. Havalar güzel, temizleyelim şimdi bu güneşin altında. Daha bitmedi. Daha toplanacak. Gidip 18 liraya çayı satacağım. AK Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer de hacca gidiyor, ‘Hakkınızı helal edin’ diyor. Ben şimdi hakkımı helal edeceğim, öyle mi? 25 liralık çayı 18 liraya satacağım, hakkımı helal edeceğim sana, öyle mi? Değil hacca, göğe yükselsen sana hakkımı helal eder miyim?”
“Yazık, günah değil mi bize? Böyle bir şey olabilir mi ya? Ayıptı, günahtır ya. Çayı ne hale getirdiniz?
Şenol Karadaşlar, geçmiş yıllarda özel sektörün çaya verdiği değeri hatırlatarak tepkisini şöyle sürdürdü:
“Herkes etti bize. Yazık, günah değil mi bize? Böyle bir şey olabilir mi ya? Ayıptı, günahtır ya. Çayı ne hale getirdiniz? Önceden Çoban Oğlu vardı. Ben çocukken gördüm, Ofluydu adam. Elinde çanta, peşin para. Bir kuruş eksiğini almazdı çayımızı. Çantayı açardı, kaç kilo? Şu kadar. Verirdi paranı, gönderirdi eve. Şimdi ne oldu da bu çay bu hale geldi. Benim daha 2-3 ton çayım var, önemli değil. Ama ona aynı, buna aynı. Ayıptır, günahtır ya. Vallahi günahtır. Ne hacılığından bahsediyorsun ya? Şimdi bu terli halimle nasıl hakkımı helal edeceğim ben sana?”
“Komünistler sizden bin kat daha adamdır”
Karadaşlar, bölgedeki halkın tepkisizliğinden de yakındı ve örnek olarak Ardeşen ve Pazar ilçelerindeki bazı üreticilerin ÇAYKUR’un önüne çay dökerek yaptıkları protestoları hatırlattı:
“Ardeşenlileri, Pazarlıları beğenmezdik ama sizden 100 bin kat daha adamdırlar. Adam aldı çayını, götürdü, ÇAYKUR’un önüne döktü. Hanginizde o kadar g*t var mı? Götürün dökün ÇAYKUR’un önüne çayı, ede de protesto? Yok komünisttirler yok öyledirler yok böyledirler, sizden bin kat adamdırlar be” sözleriyle tepkisini dile getirdi.